Bodrumlu restorancıların İstanbul çıkarması

Lucca’nın “Visiting Chefs” serisi kapsamındaki yemeği “Naru” markasıyla gerçekleştiren Arıkan ve Kanzık’ın yeme-içme macerasının başlangıcı Dereköy Lokantası.
Bodrum’a gidenlerin pek uğrak yeri olmayan Dereköy’de açılan bu ilk restoranın hemen yanı başında bir de dekorasyon dükkânı vardı, Leleg Living.
Kulaktan kulağa duyulan restoranı ilk keşfe gittiğimiz o yaz akşamını gayet net anımsıyorum.
Mütevazı ve kendi halindeki Dereköy’ü görünce şaşırmış ve çok sevmiştik.
Sade bir stil üzerine oturtulan Dereköy Lokantası’nı da öyle...
Bir sonraki yaz sezonunda Arıkan ve Kanzık, bu kez Demirbükü’ndeki Mesa’nın plajında Naru’yu açtı. Naru, Dereköy Lokantası’ndan farklıydı.
“Kasmayan fine-dining” olarak tanımlanan Naru, gündüzleri aynı zamanda plaj hizmeti de veriyordu.
Deniz mahsulü ağırlıklı Naru’da yediğim lime soslu marine barbunun tadı halen aklımdadır mesela.
Arıkan ve Kanzık’ın Bitez’de açtıkları son mekâna, yani Kornel’e ise henüz gitmedim.
Ama kışın gidecek pek az yer bulan Bodrumlular için iyi bir seçenek gibi duruyor.

YÜZDE YÜZ HAVUÇ TABAĞI

O gece Lucca’daki yemekte Naru’nun menüsünden çok farklı tabaklar sunuldu.
Onlardan biri de tamamen havuç üzerine kurulmuş olan tabaktı.
Havucun hem ‘sorbet’si hem suyu hem de kreması kullanılmıştı ve doğrusu havucu başrole koyan bu tabak her leziz hem de yaratıcıydı.
Menünün kalanı deniz mahsulü ağırlıklıydı.
Yengeçli raviolinin yanı sıra balık köftesi ve son olarak da kaya levreği servis edildi.

YAZ-KIŞ BODRUMLULAR

Sonuç olarak kendi bildikleri yolda sessiz ve sakin ilerleyen yeme-içme markaları yaratıyor Arıkan ve Kanzık.
Yaz-kış Bodrum’da yaşıyor olmaları onları Bodrum’daki İstanbullu markalardan da farklılaştırıyor.
İstanbullu markalar sadece üç aylığına orada takılırken onlar Bodrum’un tüm dinamiklerine hakim bir yaşam tarzı sürüyor.
Ama belli mi olur, belki yakında İstanbul’da da bir mekân açarlar.