Biri yolda gelip “Mutlu yıllar” diyerek sizi öperse

Bugünkü köşenin özeti: Paris... Yılbaşı gecesi kaosundan tutun da modacı Jacquemus’un restoranına ve hatta ülke tarihinin en uzun grevinin yan etkilerine kadar uzanan bir adet çılgın Paris...

Haberin Devamı

 Biri yolda gelip “Mutlu  yıllar” diyerek sizi öperse

◊ Paris’te yılbaşı gecesi tüm metropoller gibiydi: Şehrin yerlisi kutlamalar için sokaklara taşmayı pek tercih etmedi, çoğunlukla turistler alanlardaydı.
◊ Nitekim kutlamaların yapıldığı Champs Elysees erken saatlerde trafiğe kapandığında bulvara akın edenler hep turistti.
◊ Yılbaşı gecesinin ilerleyen saatleri ise yine her metropolde olduğu gibi şenlikli bir kabustu: Berbat bir trafik, taksi bulamama hali, saatlerce yürümek zorunda kalmak...
◊ Dahası, taksi bulduğunda bile şoförün istediği parayı vermek zorunda kalma hali. Misal: İki adımlık yere 50 euro isteyen taksiciye dahi rastladım o gece.
◊ Paris’e özgü garip sürprizler de vardı tabii. Mesela hiç tanımadığım birinin yolda yürürken yanıma gelip -alkolün de etkisiyle tabii- “Mutlu yıllar” diyerek şap şup beni öpmesi (merak edene, yanağımdan!). Doğrusu önce şaşırdım, sonra bu medeni cesareti sevdim.

Haberin Devamı

Bu mudur yani mösyö

Yılbaşı gecesi Paris’inde başıma gelen ilginç bir olay daha: Gece yarısı Le Piaf adlı kulüpteyiz.
Hem müzikle salınıyor hem kendi aramızda konuşuyoruz.
Yanımızdaki gruptan biri gelip, “Hangi dili konuşuyorsunuz?” dedi, “Türkçe mi?”
Ben “Evet” deyince Cezayirli olduğunu söyledi ve hayran olduğu şeyi açıkladı: Türk mafyası!
“İyi günler!” dedim tabii, ne diyeyim...

Grevin yan etkileri

Bir yandan Paris’te hayat hiç de güllük gülistanlık değil.
Ülke tarihinin en büyük grevi halen devam ediyor, daha da süreceği söyleniyor.
Grev şehre ziyarete gelenleri de etkiliyor. Çünkü metro hatlarının çoğu çalışmıyor.
Çalışan hatların çoğu da otomatik, yani sürücüsüz olanlar.
Mesela meşhur M1 hattı...
Grevin yan etkilerine dair bir başka bilgiyi Paris’te Au Plaisir adlı bir restoranı olan oyuncu Fırat Çelik’ten aldım:
Küçük restoran işletmelerinin birçoğu kapanmış ya da kapanma noktasına gelmiş.
Çünkü çalışanlar iş yerlerine ulaşım sağlamakta zorluk çekiyormuş. Bu nedenle çoğu işletme çalışanlarının Uber parasını ödemeye başlamış.

Haberin Devamı

Hayal kırıklığı yaratan instagram harikası: Oursin

Ünlü moda tasarımcısı Simon Porte Jacquemus’un açtığı iki restoranı, yani Cafe Citron ve Oursin’e herkes gibi instagramdan aşinaydım.
Özellikle Oursin’in Akdenizli ferah dekorasyonunu instagram sayesinde ezberlemiştim.
Haliyle bir merak ve iştahla Oursin’e gittim ama hayal kırıklığına uğradım.
Instagram karesi olarak çok şahane Oursin.
Ama instagramda hissettirilen ambiyans içeride kesinlikle yok.
Cafe Citron gibi Galeries Lafayette’in içine konuşlanan, AVM’nin parlak reyonlarının arasından geçip ulaşılan Oursin köşeye sıkıştırılmış ruhsuz bir maket.
Yemekleri de aman aman değil. Oradaki makarnanın daha lezzetlisini Daroco’da yersiniz.
Galeries Lafayette’in trafiğini artırmak için yapılmış bir pazarlama harikası Oursin.
Tıpkı Cafe Citron gibi...

Haberin Devamı

Biri yolda gelip “Mutlu  yıllar” diyerek sizi öperse

Mini Paris rehberi

Paris’e yolu düşeceklere bir mini yeme-içme rehberi de sunayım:
◊ Baieta: Genç şefi Julia Sedefdjian’ın geçen yıl Michelin yıldızı almasıyla daha da popüler olan yeni nesil Paris restoranı.
◊ Danico+Daroco: Altı kokteyl bar üstü şahane İtalyan lokantası. Her ikisi de çok başarılı. Ortam genç ve dinamik.
◊ Matsuhisa: Ünlü Japon şef Nobu Matsuhisa’nın Japon ve Peru mutfağının sentezi restoranı. Malum, şu an dünyadaki en trend karışım bu. Restoran, Le Royal Monceau Raffles’ın içinde.
◊ Balagan: İsrailli Şef Asaf Granit’in çok popüler Akdenizli restoran ve barı.
◊ Little Red Door: New York atmosferli, seksi kokteyl bar.
◊ Coya: Meşhur Coya nihayet Paris’e de gelmiş. Peru mutfağı meraklıları orada.
◊ Laperouse: Klasik Fransız mutfağı. Dekorasyon 1700’lerden, yemekler de neredeyse öyle...
◊ Sense Eat: Popüler bir vejetaryen/vegan lokantası.

Yazarın Tüm Yazıları