Paylaş
Bünye saf bir şekilde hevesli, heyecanlı. Yurtdışı harç pulu almayı bile özlemişim! Birkaç tane birden alasım var, öyle bir saçmalama hali.
Nereye gidiyorum? Zanzibar’a. Zanzibar pandeminin başından beri yurtdışından gelenlere hep açıktı.
Şimdi de gelenlerden sadece negatif PCR testi istiyor. Bir de online aldığın vizesi var.
INSTAGRAM
DURAĞI: THE ROCK
7 saatlik direkt uçuş sonrası, gecenin bir yarısı konteyner içine konuşlanmış geçici havalimanının içinden yürüyüp adaya ayak basıyorum. Sabah olunca anlıyorum; nefis bir yere gelmişim. Doğa inanılmaz. Evde mikro hallerini yetiştirdiğim tüm tropikal bitkiler, Alice’in kek yiyip aniden büyümesi misali dev boyutlarıyla karşımda. Hayran hayran onlara bakıyorum.
Sonrası? Adayı keşif tabii...
İlk durak, The Rock adlı restoran.
Hani Instagram’da sürekli karşımıza çıkan, deniz ortasındaki kaya üzerine konuşlanmış olan mekan.
The Rock’ın önünde Instagram pozu vermeyeni dövüyorlar gibi bir durum var.
Ben gittiğimde The Rock’ın altındaki sular çekilmişti. Malum, Zanzibar bir gelgit diyarı.
5 dakika önce gördüğünüz deniz, 1 saat sonra çok uzaklara çekilmiş olabiliyor.
Unutmadan; The Rock’ta yemek çok şahane değil.
Bir şeyler iç, fotoğraf çek ve sonra ayrıl. En güzeli bu.
GELGİTİ EN AZ: KENDWA
Adada gelgitten en az etkilenen bölge ise Kendwa, yani kuzey tarafı.
Benim kaldığım Zuri Oteli de bu bölgedeydi. O yüzden rahatça denize girip yüzdüm.
Bu arada Zuri, merkezi Berlin’de bulunan Design Hotels zincirinin bir üyesi.
Bu nedenle gelgitsiz denizi kadar bungalovları da gayet şık, birbirinden bağımsız.
Ayrıca gözünüzün yeşilden başka bir şey görmediği bir botanik bahçesinin içinde.
KITE OKULU OLAN TÜRK
Zanzibar’ın güney tarafı tam bir kite sörf cenneti.
Yan yana kite okulları var. Akyaka’nın ada versiyonu gibi. Nitekim Akyaka’dan yolu buraya düşmüş, daha sonra sevgilisiyle beraber B4 Kite Surf adlı okulu açmış bir Türk’le tanışıyorum, Elif Taluy’la. Elif’in mekanı aynı zamanda geceleri nefis bir parti mekanına dönüşüyor. Onu da söylemeden geçmeyeyim.
DOLUNAY PARTİSİ
Zanzibar’da gittiğim en ilginç parti ise her dolunay dönemi yapılan adanın geleneksel partisi oldu. Kendwa’da yapılan bu partiye adanın tüm lokalleri akın etti ve gece boyu hiç durmadan dans etti. Çılgın enerjilerine saygı duymamak elde değildi!
STONE TOWN VE
MELEZ KÜLTÜR
Zanzibar’ın merkezi Stone Town, UNESCO dünya mirası listesinde. O yüzden gidip görmek elzem. Bu eski şehrin sokaklarında kaybolurken kapılara dikkat! Hepsi birbirinden güzel bu kapılar farklı kültürlerin bir karışımı ve aynı zamanda eski dönemlerin zenginlik sembolü.
Farklı kültürler demişken olayı şöyle özetlemek mümkün: Stone Town’ın meşhur gün batımı izleme mekanı Beach House’a gittiğinizde menüde yemek seçenekleri şöyle sıralanıyor; Hint, Portekiz, İngiliz, Afrika ve Umman. Zanzibar tüm bu kültürlerin karışımı olan bir ada.
BAHARAT ÇİFTLİKLERİ
Zanzibar aynı zamanda bir baharat cenneti. Baharat çiftlikleriyle ünlü. O çiftliklerden birine gidip dalından karabiber ya da zerdeçal yemek, vanilyanın ağacını görmek gerçekten ilginçti.
‘DHOW’LA GÜN
BATIMINDA AÇILMAK
Zanzibar’da daha yapılacak çok şey var. “Dhow” denilen geleneksel beyaz yelkenlilerle gün batımı esnasında okyanusa açılmak bunlardan biri.
Ya da suyu tutan Mangrove ağaçlarını görmeye gitmek de seçeneklerden biri. Hiçbir şey yapmadan plajlarda yan gelip yatmak da mümkün. Üstelik çoğu yerde fiyatlar uygun.
GÜVENLİ Mİ?
Bir başka konu: “Güvenli mi oralar?” sorusu.
Evet, güvenli. Plajlarda sürekli güvenlik görevlileri var. Adanın iç kısımları ise lokallerin yaşadığı köyler. Oralar çoğu zaman arabayla teğet geçiliyor. Ayrıca ada halkı kibar ve nazik.
Paylaş