Paylaş
Daha doğrusu televizyonda sansürlendiği söylenen ama internette tamamı yayınlanan sahneyi.
İşbu, çok konuşulan sevişme sahnesine dair raporumdur:
* ŞIK BİR SELAM...
İlk hareketin kadından gelmesi, yani Ömer sert sert bakınmaya çalışırken Defne’nin hop diye dudak taarruzuna geçip adamı öpmesi diziyi bugünlere getiren kadın seyirciye şık ve feminist bir selam olmuş.
* PARÇALA KAVANOZU BEHÇET...
Sevişmenin şiddetini anlatmak için elmaları yuvarlamaya ya da kavanoz parçalamaya gerek yoktu aslında.
Ama işte yönetmeni de anlamak lazım, “Fazla da ileri gitmeyelim” diye otosansürlemiş kendini.
Böyle klip kafası geçişler yapmayı belli ki daha uygun bulmuş.
* YATAK ODASI ŞU TARAFTA ARKADAŞLAR...
Peki Allah aşkına çiftin oradan oraya komik ve yapay bir şekilde sürüklenmeleri nedir?
O duvardan bu duvara, bir piyanonun üstünde bir bilmem nerede... En sonunda da yatak odasına. Demek bir yandan orayı arıyorlarmış! Yönlerini şaşırdıkları için bir orada bir burada takılmışlar.
* SONUÇ...
Uzadıkça uzayan, bir noktada iç bayan, ama yine de şu devirde “Buna da şükür” dedirten bu sevişme sahnesi Sertab Erener’in o şahane şarkısı gibi: Şiddeti vasatın altında...
Geveze dolmuş
Taksim’deki sarı dolmuşa kendimi attım, tıngır mıngır karşıya geçiyorum.
Tam Dolmabahçe’nin oraya geldik, yanımdaki teyze diplomatik temaslarına başladı.
Arkadaşlarıyla olan telefon görüşmelerine yani.
İlk aradığı kişiyle önce adres konusunda anlaşamadı.
“İki katlı bir bina mıydı, Zara’nın orası mıydı? Nereye gelecektim? Ay hiç bilmiyorum oraları” diye diye bir 10 dakika geçti.
Sonra o bitti, bir başka arkadaşıyla bu kez bayağı iş meseleleri filan konuştu.
“Onun vergisini salı ödeyeceğim, ama şimdi aklıma geldi bak, bir de şu vardı” diye diye bir 15 dakika daha geçti.
Bu arada trafik tıkandı, ama yanımdaki havalı teyzenin görüşmeleri akışta; bitmedi, bitemedi...
Tüm dolmuş ahalisi olarak onun iş ve özel hayatına vakıf hale geldik.
Yetmedi, ondan cesaret alan biri daha telefonuyla yüksek sesle konuşmaya başlamaz mı?
Artık dayanamadım, Fenerbahçe Stadı’nın orada attım kendimi.
Dedim ki iç ses iç ses, geçenlerde çıkan haber yüzde yüz doğru:
Bir Türk insanı ayda ortalama 404 dakika telefonla konuşuyormuş. Avrupa’nın en çok konuşan ülkesi filan olmuşuz.
Bir de bunun mesajlaşması şusu busu var, hesap edin cep telefonuyla geçen süreyi.
En iyisi radikal bir öneri: Nasıl uçağa binince cep telefonu kapatılıyor, uçak moduna alınıyor.
Toplu taşıma için de bu yasak gelsin.
Lütfen ama lütfen.
Tuhaf şeyler
* Ebru Gündeş’in Antalya’daki konserine hiçbir şey olmamış gibi Reza Zarrab’ın özel uçağıyla gitmeyi yeğlemesi ve konser sırasında kendisini dinleyenlerin “Gönlümün Efendisi” şarkısını ısrarla istemeleri...
* Hakan Peker’in “Ateşini Yolla Bana” şarkısının yeni versiyonuna “Günümüze uysun” diye bir adet rap bölümü eklemeyi uygun görmesi ve maalesef naif 90’lar kafasına bunun hiç mi hiç uymamış olması...
Paylaş