Bir insanın kaç arkadaşı olabilir

Başlıktaki soruya geleceğim. Ama önce konuyla bağlantılı başka bir sorum daha var: Çok da sosyal havanızın olmadığı bir akşam, kendinizi hiç tanımadığınız kalabalık bir masanın içine düşmüş bulursanız ne olur?

Haberin Devamı

 

Yeni arkadaşlıklara alan mı açarsınız, yoksa olayları akışa bırakıp kafanıza göre mi takılırsınız?

Geçen hafta kendimi böyle bir masada buldum ve aynen şöyle oldu:

Daha beşinci dakikaya gelmeden karşımda oturan kişiye dair her şeyi biliyordum.

Evinde et tütsüleme makinesi olduğunu bile!

Hayır, ona dair hiçbir şeyi merak etmemiş ve soru dahi sormamıştım.

Ama hiç soru sormadan tüm hayatını ballandırarak anlatanlar vardır ya, işte o kategorinin şampiyonuydu kendisi.

Derken pek şahane bir gelişme oldu. “Her şeyini anlatan profil” bir ara kalkıp tuvalete gitti.

Onun yanında oturan kişi anında döküldü:

“Her şeyini anlatması sizce kaç puan?!”

Aynı fikirde olduğumuz ve ikimiz de çok sıkıldığımız için biz bir anda kaynaştık ve farkında olmadan yeni bir arkadaşlık için birbirimize alan açmış olduk.

Haberin Devamı

Peki o zaman, şimdi başlıktaki soruya dönelim:

Bir insanın kaç arkadaşı olabilir? “Dunbar sayısı” olarak bilinen teoriye göre 150!

150 KİŞİ TAM OLARAK ARKADAŞ DEĞİL

Durun, hemen ürkmeyin! Teorinin bir arka planı var elbet.

Dunbar sayısı, İngiliz antropolog Robin Dunbar’ın 1993 yılında maymunlar üzerinde yaptığı bir araştırmaya dayanıyor aslında.

Dunbar, araştırmasından yola çıkarak diyor ki: İnsanlar 150’den fazla anlamlı ilişkiye sahip olamaz. İşte o tarihten bugüne “Dunbar sayısı” olarak bilinen bu ölçü var.

Dunbar “anlamlı ilişkiler” derken şunu kastediyor:

Diyelim ki bir mekâna ya da sosyal ortama girdiniz.

İşte orada kendinizi garip hissetmeden, selam verebilecek kadar tanıdığınız kişilerden bahsediyor.

Bu sayı 100 ila 250 arasında değişir diyor ama ortalama için 150’yi sınır belirliyor.

Yani o 150 kişi tam olarak “arkadaş” değil.

“İYİ ARKADAŞLAR” SADECE 15 KİŞİ

Nitekim Dunbar’a göre sosyal hayatımız çemberlerden oluşuyor.

En dar çemberimizde sadece beş kişi var. Dunbar bu çemberde yer alanları “sevdiklerimiz” diye tanımlıyor.

Daha sonra “iyi arkadaşlar” olarak tanımladığı çember var, onlar da en fazla 15 kişi.

Bir sonraki çember ise sadece “arkadaşlar”.

Haberin Devamı

Bu çemberdekilerin sayısı maksimum 50.

Dördüncü çember de anlamlı bağlantılar denilen çember. İşte orası da 150 kişi kapasiteli.

Son çember ise “tanıdıklar”. Onların sayısı 500’e kadar ulaşabiliyor. 

“SAĞOL, ZATEN ÇOK ARKADAŞIM VAR”

Günümüzde ise iki meşhur tartışma var.

İlki şu:

Hem pandemi sonrası etkisi hem de aşırı dijitalleşmenin getirisiyle insanların arkadaşlık sayılarının giderek düşmesi.

Arkadaşlığın yerini “network” denilen, çıkar bazlı bağlantılar alması.

İkincisi ise bambaşka:

Diyelim ki birine flörtöz yaklaştınız ama o sizi reddetti ve “arkadaş kalmak istediğini” söyledi. İşte o zaman genelde şu yanıt veriliyor:

“Sağol, zaten yeterince arkadaşım var.”

SONUÇ?

Tek bildiğim şu:

Artık “network”ün esirleriyiz.

Haberin Devamı

Çoğunluk birbirine, “O şunları şunları tanıyordur, arkadaş olayım, çevrem genişler, gün gelir işime yarar” diye bakıyor.

Kısacası: Dunbar’ın 150’sini bile sollayacak sonsuz bağlantılar zincirindeyiz.

 

Yazarın Tüm Yazıları