Paylaş
Peşine de muhakkak bir lüks tekne eklenir.
Yazları o tekneyle koy koy gezilir, arkadaşlar davet edilir.
Derken Los Angeles’a yol düşürülür. Çünkü trend budur.
Daha önce oraya giden abiler, ablalar örnek alınır.
Orada hem dil geliştirilir hem de memleketten uzakta kafa boşaltılır...
Şu ana dek ünlüler okyanusundaki davranış kalıpları az çok böyleydi.
Ama artık çok farklı davrananlar da var.
Mesela Cansu Dere.
Ülke ülke, şehir şehir geziyor. Kafasına göre takılıyor.
En son yakın arkadaşı Ece Sükan’la Jamaika’daydı mesela.
Oyunculuktan arta kalan tüm zamanını yeni bir yer görmeye adıyor ve bence şahane bir şey yapıyor.
Şebnem Dönmez de alternatif takılan ünlülerden.
Malum bir ara yok oldu; başka ülkelerde bohem arkadaşlar edindi, kafasını kazıttı, kendini arama yolculuğuna çıktı.
Tam da burada peş peşe dizilerde rol alabilecekken üstelik...
Ama alternatif hayat tarzıyla benim en çok dikkatimi çeken ünlülerden biri epeydir Özgü Namal.
Önceki gün Kelebek’te Köyceğiz’deki hayatının fotoğrafları vardı Namal’ın.
Düşünsenize, kariyerinizin baharında sevdiğiniz insanın peşinden gidip bir ormanın ortasına (Bodrum’a filan değil yani) yerleşmek...
Sonra burada hipnoz yöntemiyle iki çocuk doğurmak...
Kümeste tavuklar, az ötede genç kampçılarla beraber tüm şaşaadan bin fersah uzaklıkta yaşamak...
Doğrusu Özgü Namal’ın yaşam tarzı şu an alternatifin de alternatifi.
Diğer ünlülerin yaptığı gibi Londra’ya, Hindistan’a filan gidip üç ay kalıp dönmeye benzemiyor onunki.
O yüzden istikrarına hayran olmamak elde değil.
Bir yandan da kim bilir neler biriktiriyordur aslında?
Bir gün anlatsa da öğrensek...
Pucca’nın başına gelen...
Pucca’nın oğlunun adı Batı.
Pucca’nın espri tarzı ise kara mizah.
Benim de sevdiğim ama herkesin ilk başta çakmayabileceği türden.
Pucca ironik bir tweet atıyor, “Batı’nın uşağıyım” diye.
E çünkü görüyoruz bugünlerde gerçekten, çocuğun peşinden koşturuyor.
Yazdığında haklı yani.
Ama bu tweet yüzünden babasının evi basılıyor Pucca’nın!
“Yok artık” diyorum, cidden “Yok artık”.
Oğlunun adı Doğu olsaydı ne olacaktı acaba?
O Instagram pozları kolay çıkmıyor
Yakın zamanda Instagram fenomenleriyle seyahate çıktığımdan şahidim:
Meğer o kareler kolay çıkmıyor, epey uğraş veriyorlarmış...
Pelin Akil ve Anıl Altan çiftinin İsviçre’de bir sıcak havuzda çektirdikleri bu pozu görünce de aynı şeyi düşündüm:
Ne uğraşmışlardır kim bilir!
Havuza gir, doğru pozisyonu al, tam öpüşülen anın pozu yakalansın ve aynı anda arka fonda dağlar filan da çıksın.
Açılardan açı beğen yani.
Çünkü her şey mükemmel gözükmek zorunda ya.
O bakımdan zor iş, hiç kolay iş değil. Hem çeken hem de çektiren için...
Cumartesi tavsiyesi
◊ “The Lobster” filminin yönetmeninden (Yorgos Lanthimos) “Kutsal Geyiğin Ölümü”.
2017 yapımı filmi gecikmeli izledim ve halen filmin sert rüzgarında savrulmaktayım. Dijital platformlarda mevcut.
◊ Netflix’in yeni dizisi “Secret City”. Bir tür Avustralya usulü “House of Cards”. Altı bölüm bir çırpıda bitiyor.
◊ Suma Beach’te yapılacak Tronic Music Showcase. DJ listesinde Christian Smith ve Ferhat Albayrak var.
Paylaş