Aysun Kayacı ve Mesut Özil

Sadece işini yapmak, efendi ve zekice hâl ve tavırlarla yuvarlanıp gitmek pek alışık olunmayan şeyler Türkiye gezegeninde.

Haberin Devamı

İlk örnek Mesut Özil. Yşini yapmış, al işte güzel oynamış ve golünü atmış. Üstüne de efendilik yapıp sevinmemiş, zıplayıp hoplamamış. Onu statta yuhalayan Türkler’in buna saygı göstermesi, anlaması gerekirdi.

Ne kadar öfkelenirse öfkelensinler...

Sonuçta kendi aralarında Türkçe’den çok Almanca konuşuyorlar (doğal olarak) ve bir Alman gibi yaşıyorlar artık (doğal olarak).

İkinci örnek Aysun Kayacı... Üç yıl önce bir TV programında söylediği söz (çoban ve oy meselesi) hâlâ gündemde.

En sonunda Kayacı, ısrarla sokulmak istendiği “aptalca sözler sarf eden sarışın” kategorisine/imasına isyan edip gayet şık bir açıklamada bulunmuş.

Bir kuplesi şöyle açıklamanın, aktarmazsam olmaz:

“... Üç sene evvel bir TV programında ‘demokrasiyi sorgulayalım’, ‘öylesine söylüyorum’, ‘kalıp olarak söylüyorum’, ‘ben buna inanıyorum demiyorum’ cümleleriyle söze başlamıştım.

Programdaki insanların yanlış anlamalarıyla sözlerim saptırılmış; sonuç olarak da bir kesim insanın kalbini kıracak, bir kesim insanın da böyle işine yarayıp siyaset yapmasına yardımcı olacak bir hale getirilmiştir.

Geldiğimiz noktada umudum, bu tartışmaların bir faydası olacaksa daha düzeyli ve benim dışımda devam etmesidir...

Daha fazla kullanılmak istemiyorum ve işçi-patron, zengin-fakir, milletvekili-çoban farkı olmaksızın herkesi vicdanlı ve sakin olmaya davet ediyorum”.
Aysun ve Mesut; bugünün genç kahramanları bence.

Kendine özgü, kendinin farkında, kendini iç-dış mihraklardan koruyan/sakınan, provokasyona gelmeyen, inandığının peşinden giden, kıvırmayan, deneyip yanılmayı-yanılıp denemeyi seven, ama aynı zamanda alıngan, hassas kahramanlar...

Haberin Devamı

Bizim Liz’ler nereye gidiyor

Bizim Liz’ler dediğim; Eat, Pray, Love filminin esas kadını Elizabeth gibi olanların yerli versiyonları...

Yani hayatında her şey varmış/tamammış gibi görünmesine rağmen hayata karşı heyecanını/enerjisini yitirmiş olanlar. 30’larını seyredenler. Kariyer kadınları.

Benzerleri...

Çok eskiden, eskiden dediğim altı-yedi yıl önce filan Hindistan’a, Osho’nun aşramına gidiyorlardı. Ystikamet orasıydı.

Rolls Royce’larıyla da zamanında meşhur olmuş guru(bella) Osho’nun aşramında sabahtan akşama meditasyon yapıyor, içsel yolculuklara çıkıyorlardı.

Onlardan birkaçıyla -yine altı, yedi yıl önce- röportaj yapmıştım uzun uzun. Ama şimdi Osho eskisi kadar moda değil.

Orada kendini aramak/taramak demode.

Onun yerine yine Hindistan’da, Goa civarlarında, sağlıklı beslenmeye yönelik kamplar moda.

Gidiyorsun, sıkı bir detoks yapıyorsun.

Günün sosu olarak da -olmazsa olmaz- meditasyona bulanıyorsun. Hem bedenen hem de ruhen zayıflayıp geri dönüyorsun.

Yani durum bu: Hem ideal forma hem de iç dünyana yolculuk.

Haberin Devamı

Ve Ayşegül Aldinç

Nihat Odabaşı’na çektirdiği fotoğrafları beğendiğimi, hatta “bitmeyen bir seksilikte” olduğunu yazdım.

Öyle mail’ler, twit’ler geldi: “Aldanma, fotoşoptur”.

Önceki gün kendisiyle buluştuk, yüz yüze geldik ve bizzat gördüm.

Fotoğraflardaki gibiydi Ayşegül Aldinç, zalimlik etmeyin şimdi.

Aldinç’i en son bir buçuk yıl önce görmüştüm; o zaman kilosu vardı mesela.

Şimdi toparlamış, eski kıvamına gelmiş. Ayrıca iki gram fotoşop da artık her kadı kızında var günümüzde.

Buluşmada sadece fotoğraf meselesi gündeme gelmedi tabii.

“O Kız” single’ındaki iki şarkıyı da dinledim. Ve fikrimi söyledim. Buraya da yazayım. 

“O Kız”, Ayşegül’den yıllar sonra beklediğim o şarkı değil.

Daha modern bir pop bekliyordum ben. Buna rağmen şarkının A’sı yakalıyor insanı, içine çekiyor. Göbek attıran nakaratını ise ilk başta yadırgıyor, ama sonra ona da alışıyorsun. ?arkının remiks versiyonu daha güzelmiş bu arada... 

Diğer şarkı “Ağla” ise (bence adı “Batık ?ehir” olmalıymış) tipik bir Sezen Aksu baladı, dinlettirir kendini.

Asıl bu albümde Sinan Akçıl’ın “Konuşma” adlı baladı olacak zannediyordum. O şarkının tıpkı “Beni Hatırla” gibi bir etki yaratacağını hissediyordum.

Tez zamanda tastamam bir albüm yaparsa Ayşegül, belki bu şarkı da olur ve dinlersiniz bu saklı hiti, kim bilir... 

Son bir sürpriz: Portecho’yla da bir şarkı yapmış Aldinç. O da saklı bir hit. Çekmecesinde duruyor. Onu da günışığına çıkarması lazım. Bambaşka bir sound çünkü.

Yazarın Tüm Yazıları