Aynen, bi tık öyleyiz!

Konuşma sırasında sürekli “Aynen, aynen” demekten kaçınsam da, “aynen” tuzağına düştüğüm çok oluyor. Özellikle de WhatsApp yazışmalarında.“Bi tık” lafı da o tür tuzaklardan biri.

Haberin Devamı


Kullanana kıl olsan da, bu kalıbı hiç sevmesen de, tuzağa düşüp ağzından dökülüyor bazen. Yapacak bir şey yok.
İşte bu yüzden Şehrazat işini biliyor.
Çok sık kullanılan bu gündelik tuzakları şarkılarına ustaca yerleştiriyor.
Önce geçmişten şık bir misal:
2008’de Şehrazat’ın “Aynen Öyle” şarkısını seslendirmişti Ajda.
O dönem Türkçe pop çalan mekanlar pek revaçtaydı ve gecede birkaç kez bu şarkı çalardı.
Şarkının nakaratı geldiğinde ise herkes birbirinin yüzüne bakarak bağıra çağıra “Aynen öyle” diye eşlik ederdi.
Sonradan şarkının etkisi oldu mu bilmiyorum; sohbet sırasında üstüne basa basa “Aynennnn öyle” diyenlerin acı verici bir hızla çoğalmasında...
Önceki gün yeni bir Şehzarat şarkısı dinledim.
Ajda Pekkan’ın altı şarkılık yeni albümünden, “Bi Tık”.
Bu konuşma kalıbını da çok güzel kullanmış Şehrazat.
Ozan Çolakoğlu da şarkıya yeni nesil bir elbise dikmiş.
Nakarat eski Şehrazat şarkılarını anımsatıyor, pek tanıdık.
Hemen yakalıyor.
Yeni neslin kafasını karıştıracak tek sorun, şarkının daldan dala çok bölümlü olması.
Şarkının en güzel ve iddialı yeri ise “Gerisini sormuycan...” diye başlayan bölüm.
Ajda orada şovunu yapmış.

Haberin Devamı

2021 model “Düşünme Hiç”

Ajda’nın yeni albümünde “Bi Tık” dışında öne çıkan tek şarkı “Bilebilirsin”.
Pop, alaturka, arabesk her şey var içinde. Unutmadan: “Düşünme Hiç” klasiğini de yeniden söylemiş Ajda.
Orada da tam bir ses şov yapmış.
Yorumuyla ezmiş şarkıyı.

Tam bir hayal kırıklığı

İstanbul Moda Haftası kapsamında yapılacak “İstanbul State of Mind (İstanbul’un Ruh Hali)” adlı sergiden umutluydum.
Birçok disiplinin bir arada kullanılacağı söyleniyordu. Moda, sanat, performans vs... Önceki gün serginin açılışı için Mecidiyeköy’deki eski Likör Fabrikası’na gittim.
Sonuç maalesef hayal kırıklığıydı.
Fabrikanın nefis boş duvarlarına yansıtılmış eski-yeni İstanbul fotoğrafları vardı. Bir bakıma slayt gösterisi yani.
Bir başka tarafta “Otomatik Portakal” filmindeki Alex’in bilinçaltını ehlileştirmek için yapılan subliminal görüntü deneyine benzer bir “peş peşe görüntü kaosu”.
Fabrikanın merdivenlerinde ise moda tasarımcılarının kıyafetlerini giymiş ve can sıkıntısından öylece bekleyen modeller...
“Akaretler’deki iki binada performans da var” dediler ama o da bu işlerin meraklısı kitle için takibi hayli zor bir durum değil mi?
Kısacası: İstanbul’un Ruh Hali gibi iddialı bir başlıkla çıkan bir sergi böyle yetersiz olmamalıydı.
Dahası, İstanbul Moda Haftası’na zoraki iliştirilmesi de ayrı bir tartışma konusu.

Haberin Devamı

Aynen, bi tık öyleyiz

Yazarın Tüm Yazıları