Dünyaca ünlü binicilik tiyatrosu Zingaro’nun dünya prömiyerini yapacağı "Battuta" adlı gösterisini izlemek üzere İstinye’deki S Uluslararası Binicilik Merkezi’ndeyiz.
Bir baktık, koca çadırın tavanından gösterinin gerçekleşeceği alana doğru şakır şakır su akmakta.
Dejavu oldu tabii. Nitekim bu tavandan sular seller akıtmaca olayına De la Guarda gösterisinden aşinayız. Tek fark, Zingaro’nun şelalesi gösteride o kadar etkin değil. Akıyor sadece.
Neyse, gösteri başladı. Dansçılar özel eğitilmiş atların üzerinde müthiş akrobatik hareketler yapıyor peşi sıra.
Ama o da ne? Bir (asiler asisi) at, üzerine çıkıp ayakta keman çalmak isteyen dansçıyı yere atıveriyor. "Herhalde bu da gösterinin bir parçası" diye düşünürken, at tekrar aynı şeyi yapıyor.
Pat diye duruveriyor mesela. Dansçıyı da şaşırtıyor bizi de. Kimse alkışlamıyor zaten.
Sanki (asiler kraliçesi) at, gerçek doğasıyla asıl yapması gereken arasında seçimini yapıyor. Reddediyor üzerinde gerçekleşen akrobasiyi.
Bunun üzerine asi at hemen değiştiriliyor, yerine "eğitilmiş" olan başkası geliyor.
Asi at gidince, bir hüzün, gösteriyi yarıda kesip dışarı çıkıyoruz.
Bu arada yalnız olmadığımız belli. Çıkanlardan biri de Ömer Karacan ve arkadaşları.
Ve şimdi isimlerini hatırlamadığım birkaç (asi) davetli daha.
Cuma akşamı bir partiyle kapılarını açtı Karaoke Klub (yanlış yok, ’klub’ diye yazıyor sahipleri).
Eski Godet’nin yerinde açılan Karaoke Klub iki katlı, bol odalı bir mekan. Parti de çok eğlenceliydi, ta ki müziğin sesi aniden kesilene kadar.
Önce anlamadık ne olduğunu. Tam kapıya yöneldik ki, biri bizi durdurdu. "Nereye gidiyorsunuz" diye. Sakin ve müstehzi "Sorry" dedim, niyeyse. Adam da "Pasaport" dedi bunun üzerine. Sonra anadile döndük, Meğer polis mekanı basmış, müzik ondan kesilmiş. Kimliklerimizi gösterecekmişiz. Bir anlık şaşkınlık tabii: Yıl 2006 ve hálá böyle şeyler oluyor demek ki? Diye.
"Biz de sizin kimliğinizi görebilir miyiz? Polis olduğunuzu nereden bilelim?" dedim sivil giyinimli polise. Kimliğini gösterdi, sonra biz de ona. Ve çekip gittik. Ne oldu, bizimki dahil herkesin kimliklerine neden bakıldı, hiçbir şey anlamadım. Karaoke’ciler anladı mı acaba?
Tarkan’la ilgili...
Cuma günkü Tarkan’ın dansı ve K-9’u yazısı üzerine iki farklı düşüncede mailler geldi. İlk kesim diyor ki (eleştiriden anlamıyorlar belli ki), "Çamur atma Tarkan’a".
Diğerleri ise özetle, "Evet, dansları baydı, hatta dinleyicilerini kaybetmek üzere, acilen bir Türkçe albüm çıkarmalı".
Dinleyicisini yitirdi mi yitirmedi mi orasını bilemem, ama sanki Tarkan seksapelini yitirdi gibi.
Tarkan’ınmilyon satmasının nedeni kadın-erkek herkese Tarkan’ın a-acayip seksi gelmesi değil miydi?