Arda Turan şımarıklığı

Arda Turan bir kez daha, “İspanya’da magazinsel açıdan çok rahatım, Türkiye’de ise değilim” şeklindeki şımarık demecini yumurtlarsa kendimi jiletlemek filan istiyorum.

Haberin Devamı

O kadar çok söyledi ki bunu Arda, bıktırdı çünkü.
En son Saba Tümer’in programında yine aynı cümleleri kurmuş: “Türkiye’deki magazinsel olaylardan dolayı gittim yurtdışına ve bu sebepten dönmek istemiyorum.”
Oysa magazinsel olaylar dediği şeyi yaratan yine Arda’nın kendisi. Başkası değil.
Aynı programda Sinem Kobal için söylediği şu tekerlemenin anında manşet olacağını sanki bilmiyor mu Arda:
“O benim nişanlım, nişanlımdı, hâlâ nişanlım.”
Ne demekse bu? Sarı fırtına Sinem Kobal hâlâ bu tekerlemeyi çözmekle uğraşıyor olabilir, o da ayrıca bir hüzün fırtınası tabii...
Sözün özü: Markasını iyi bir şekilde yönetse Türkiye’de de rahat eder(di) Arda Turan.
Belli ki iyi yönetememiş, uğraşmamış ya da başaramamış.
O yüzden de yurtdışına kaçmakta bulmuş çözümü.
Durmadan İspanya-Türkiye kıyaslaması yapmasına gerek yok.

Haberin Devamı

Bu filmlerden hangisi hatırlanır ki

Sürgün, Bu İşte Bir Yalnızlık Var, Erkekler, Senin Hikayen, Düğün Dernek, Mc Dandik, Kızım İçin, Tamam mıyız.
Pek yakında ise Patron Mutlu Son İstiyor, Halam Geldi ve Kadın İşi.
Bunlar son haftalarda peş peşe gösterime giren ve girmek üzere olan yerli filmler.
Bunlardan önce Su ve Ateş ve Benim Dünyam filmleri vardı.
Sektör için bu üretim iyidir hoştur elbet.
Bazı filmlerin gişe sayıları da gayet tatmin edici olabilir.
Ama bir-iki ay sonra bu filmlerden hangisi hatırlanacak, hangisi iz bırakacak?
Dürüst olalım: Hiçbiri.
Türk filmleri de TOKİ binaları gibi işte
. Tatsız tuzsuz, zevksiz. Hepsi birbirinin akrabası gibi duruyor.

Mesut Yar’ın yılbaşı sofrasındayız

Yarın gece için belli olan tek bir programım var:
Mesut Yar’ın yılbaşı sofrasına uğramak.
Eşi Ferda Yar Çekem’le birlikte konuklarını CNN Türk stüdyolarında ağırlayacakmış Mesut.
Uzun bir yılbaşı sofrası kurulacak ve yaklaşık 50 konuk ağırlanacakmış.
Akşam dokuzdan gece bir buçuğa kadar.
Davet kapalı devre değil elbette, yılbaşı sofrasındaki bu muhabbet CNN Türk ekranından da izlenebilecek.
Bakalım nasıl olacak?

Sess’in kapısındaki güvenlik duvarı

Normalde bir mekanın önünde bir ya da bilemedin iki tane güvenlik/badigart durur değil mi?
Nişantaşı’nın meşhur Türkçe pop barı Sess’in önünde ise cumartesi gecesi altı tane güvenlik görevlisi vardı.
Merak edip kapıdaki görevlilerden birine sordum, “Hayrola, niye bu kadar çok güvenlik var?”
Çünkü içeride mühim bir şahıs var sandım.
Görevli şöyle yanıt verdi: “Sizleri korumak için.”
Bizleri? Kimden? Dış mihraklardan filan mı?
Neyin kafası bu acaba?

Yazarın Tüm Yazıları