Paylaş
Ortalığı kasıp kavuran “Antidepresan” şarkısı çıktıktan bir hafta sonra, ta 24 Kasım’da, “Bu kışın şarkısı belli oldu” diye yazıp şöyle sayıklamıştım satırlarda:
“Şarkı daha ilk dakikadan insanı kendine çekiyor ve nakaratını mırıldanmaktan vazgeçemiyorsun.
Karamsar romantik sularda seyreden şarkı bir dönemin ‘Depresyondayım’ı gibi yüzde yüz bir çaresizlik ağıdı değil.
Herhalde sound’undan dolayı dinlerken insana bir doz umut da vaat ediyor.”
O günden bugüne fikrimde değişen bir şey yok.
“Ama şarkıda hem ilaç hem de antidepresan diyor, antidepresan zaten ilaç değil mi?” diye sözlerin orasına burasına takılanlardan da değilim.
Bütün olarak şarkı çok güzel akıyor ve şahane bir ruh boşluğunu yakaladı.
Köfn’ün şarkısı “Bi Tek Ben Anlarım” gibi.
Ne iyiyiz ne kötüyüz; otobanda girilen ve bitmek bilmeyen tüneller
gibi öyle bir boşluktayız ki tutunacak melodiler arıyoruz.
İçindeki duyguları tam olarak dışa yansıtamayanların diyarında yaşadığımızdan tüm sözlerine bağıra çağıra eşlik edeceğimiz şarkılar da arada bir çıkıyor.
Bu iki şarkı o açıdan şanslı.
Ama çok dinlenmeye
başlayıp marş niteliğini kazanan tüm hit şarkılarda olduğu gibi bir süre ne Antidepresan ne de “Bi Tek Ben
Anlarım” dinlemek istiyorum.
Tıpkı yılbaşı gecesi O Ses Türkiye’de şarkıyı kaçıncı kez söylediğini artık unuttuğunu söyleyen Köfn’ün vokali Salman
Tin’in gayet anlaşılabilir bıkkınlığını yaşıyorum galiba.
Zor bu işler
Geçtiğimiz ay vefat eden babamın ardından yapılacak resmi işlemleri ailede ben üstlenmiştim.
Önce herkes gibi daha önce bunu deneyimlemiş olanlardan bilgi aldım.
Arada yüce Google’a danıştım.
Ama tabii herkesin deneyimleri farklı oluyor.
Mesela veraset ilamı çıkarmak için notere ilk gittiğimde “Onu ancak noter bey imzalayabilir, o da izinde” dediler.
Başka bir notere gittim, o da izindeydi.
Kendi kendime şöyle söylendim:
“Ya koca bir tesadüf ya da tüm noterler topluca kayak tatiline çıktı.”
Gittiğim son noter, “Durun, ben önce bilgisayardan bir bakayım” dedi.
Meğer noterden değil, sulh mahkemesinden almam gerekiyormuş.
Kimi durumlarda noterden kimi durumlarda sulh mahkemesinden alınıyormuş, aklınızda olsun.
Bakınız, arada yararlı bilgiler de verebiliyorum...
Neyse, çok uzatmayayım.
Bir de kutulu dijital platform üyeliği kapatmam gerekiyordu.
“Belgeleri faks çekin” dediler önce.
Faksın cilalı taş devrinde kaldığını düşünüyordum oysa.
Ses tonumdaki delirme potansiyelini sezen yetkili, “WhatsApp hattımız var, oraya da atabilirsiniz” deyince yüz yıl sonraya ışınlanmış gibi rahatladım.
Kısacası, zor bu işler.
Deneyimlemiş olanlar iyi bilirler.
Aleyna’nın sanatsal mesajı
Ali Elmacı, Pilevneli Galeri’de 14 Ocak’ta başlayacak yeni sergisi “Dudaklarımı Öp Kalbimi Hançerle” için kâğıt ve tuval işlerinin yanı sıra üç tane de kısa metraj film çekmiş.
O filmlerden birinde Aleyna Tilki oynuyor.
Aleyna’nın oynadığı kısa filmin ismi, “Beni Kendinden Fazla Sev”.
Tam Aleyna’ya göre bir isim!
Sıkı dost olan Ali Elmacı ve Aleyna Tilki’nin bu iş birliği sergiye olan ilgiyi daha çok artıracak kuşkusuz. Sergiyi merakla bekliyorum.
Paylaş