Antalya’dan ‘görünen köy’ notları

Cumartesi gecesi Mardan Palace’da yapılan Antalya Televizyon Ödülleri, dünyanın en uzun töreniydi herhalde. Bitmek bilmedi.

Haberin Devamı

Ödül töreni dediğin ya birbuçuk saatte bitirilmeli ya da aralara sıkı şovlar konularak iş renkli ve çekilir hale getirilmeli.
Antalya TV ödülleri hem uzundu hem de şov anlamında sıfırdı maalesef.
- Sunuculardan Melike Öcalan’ın en yüksek perdeden cırtlayan sesi fena halde rahatsız ediciydi.
Bu kadar bağırmasına, ilkokulda şiir okur gibi sunum yapmasına hiç gerek yoktu.
Sahneyi bir an önce terk etsin diye dua ettim, ama evren beni duymadı. O yüzden ben terk ettim salonu. Döndüğümde değişen bir şey olmamıştı.
- Ödül alan-veren herkesin bir mesaj kaygısı vardı. Şehir Tiyatroları, Pozantı en gözde mesaj konularıydı.
Ama en çok Halit Ergenç’in “Sette ölmek istemiyoruz” sloganını öne çıkardığı, dizilerin uzunluğuyla ilgili yaptığı konuşma gayet yerinde ve akıllıcaydı.
- Meryem Uzerli konusunda objektif olamam, çünkü kendisinin hal ve tavırlarına hastayım. Kırık Türkçesi’ni süsleyen yegane kelimenin “yani” olmasını bile seviyorum. Ayrıca dizi dünyasının kasıntı oyuncularının yanında sade bir duruşu var.
İşte en güzel örnek: Uzerli ödül töreni sonrası yapılan partiye üzerindeki elbiseyi değiştirerek (bir jean bir bluz bir babet giymişti) indi. Diğer oyuncuların yüksek topuklu inatlarının aksine...
- Gül Erda neden ödül verdi ve neden Halit Ergenç’e “Pargalı, Kalfa’nın yatağından çıkamadı galiba?” diyerek saçmaladı, hâlâ anlamış değilim.
- Ödüller neden ona değil de buna gitti, X oyuncu ödülü hak etti mi gibi toplara hiç girmeyeyim. Çünkü bazı ödül alan dizilerin hangi kanalda yayınlandığını bile bilmiyorum.
Ben sadece “görünen köy”le ilgiliydim o gece.

Haberin Devamı

Monkey’de seksi hallenmeler

Antalya TV ödülleri bitince herkes soluğu balo salonunun iki adım ötesindeki Monkey adlı kulüpte aldı.
Aynı zamanda o gece Monkey’nin açılış partisiymiş.
Kulüp ilk kez yüzünü göstermiş oldu yani.
Monkey, dört bir yanından dansçı kızların fırladığı ve akrobatik hareketlerle dans ettiği/hallendiği seksi bir kulüp.
Tavandan tabana rengarenk ışıklandırması, süslü püslü localarıyla İstanbul Edition Otel’in içindeki akrabası Billionaire ayarında.
Monkey’nin en ilginç yanı güllerle donatılmış barı ve tuvaletleriydi.
Tuvaletlere süs olsun diye birer afili salıncak yerleştirmişler.
Benimle aynı anda tuvalette olan iki (ruhları hâlâ ergen) vatandaş bu salıncakları görünce, “Abi tam fantezilik bunlar, hihoha” deyip gülüştüler pis pis...
Ayrıca pisuvarların üstüne “işerken hayallere dal” hesabı oryantal esintili yağlı boya tablolar kondurulmuş.
Görülesiydi hani...

Haberin Devamı

Milano’da nerede yiyip içmeli

Antalya sonrası araya bir Milano sıkıştırmam lazım.
Çünkü yolu ileride Milano’dan geçme olasılığı bulunanlar cumartesi yazısından sonra üşenmeyip sordular, “Nerede yiyip içmeliyiz?” diye.
O zaman onlara kısaca not düşeyim:
- Corso Garibaldi 108 numaradaki Ibiza Restoranı’na gidin.
Hem bolca ünlü futbolcu ve manken görebilir hem de çok iyi bir İtalyan yemeği yiyebilirsiniz.
- 10 Corso Como hâlâ meşhur hâlâ Milanolu’ların takıldığı bir yer. Hem mağazasına bakmak hem de restoranında demlenmek ideal.
- Tortona’daki God Save The Food adlı kafe hem sempatik adı hem de hafif yemekleriyle çok cazip bir yer.
Bolca tasarımcı, modacı takılıyor buraya.

Yazarın Tüm Yazıları