Paylaş
Çok iyi ve hızlı kullanır cep telefonunu.
Cepten konuşmak yerine mesajlaşmayı daha çok sever.
Bu (sosyal) atak hali nedeniyle Twitter’ı da gayet seri kullanmıştır bugüne dek.
Aslında hepimiz kadar işte. Kim cep telefonuyla aşk yaşamıyor ki?
Ama işte yazdığın mesajlar kameralar tarafından görüntülenince başka bir şey oluyor.
Karşı tarafa yazdığın en özel şeyler birden herkesin diline düşüyor, hatta dalga konusu oluyor.
Gülben Ergen’in de başına bu geldi. Cep telefonuyla olan ilişkisi başına bela oldu yani.
Peki bu mesaj skandalı üzerine o ne yaptı?
“Ben bir anneyim. Çalışıyorum, emekçiyim. Çalışan bir anneyim” diye başlayan “namus”la devam eden ve “bu ülkede kadın olmanın zorluğu”ndan dem vuran bir basın açıklamasıyla karşımıza çıktı. İyi de tüm bu hamaset edebiyatına, yavan söylemlere ne gerek vardı?
En basit haliyle, “Arkadaşlar size ne benim özel mesajlarımdan?” dese, hiç hesap vermese, stratejik olmasa, hatta “Ohoo daha neler yazdım, şahdamar filan ne ki?” diye kendisiyle dalga geçse, belki de bu kadar delirmeyeceğiz “Yeni1Hayat” adıyla telefonuna kaydedip “şahdamar” iltifatına maruz bıraktığı kişinin kim olduğunu öğrenmek için...
Bu arada “Yeni1Hayat” kodu cidden iyiymiş.
İnsan ister istemez merak ediyor, “Bu kim?” diye.
Gerçi belli olmaz, bunun altından yeni bir albüm/single projesi filan da çıkabilir (ki zaten içinden “şahdamarım” geçen bir şarkı yapmış Deniz Seki).
Hatta çıksa iyi olur. “Emekçiyim”li basın açıklamasından daha çarpıcı olur “Yeni 1 Hayat” adlı bir single.
Buyrun fantastik misal:
“Hey hey yeni 1 hayat slm, nslsn?
Sen bnm şahdamarım mısın?
Herkes seni merak ediyor, cebimin tuşları sen arayınca titriyor
Sen benim aort damarım mısın? Yoksa kontörlü hattım mısın?”
Şehir Atlası
- BİRAZ GÜNCEL SANAT...
Yarın dikkat çekici iki sanat olayının açılışı var.
İlki, Beyoğlu’ndaki Dirimart Garibaldi Galeri’de.
Danimarkalı sanatçı Jesper Just’ın “It Will All End In Tears” adlı videosu gösterilecek.
Videolarının duygusal olarak çok etkili, hatta çok melankolik olmasıyla bilinen/tanınan Jesper Just’ın bu son işinin de aynı tondan ilerlediği, “kuzey işi damar” olduğu söyleniyor.
Diğer sanat olayı ise Hasköy’deki Galerist’te... Youssef Nabil’in “Hiç Gitmedin” adlı sergisinin açılışı var.
Nabil’in bu son işinde bu kez ünlü Fransız oyuncu Fanny Ardant da başrollerden birinde.
Bu çöl hikayesini kaçırmayın derim.
- BİRAZ MODERN DANS...
Yoksa yerli işi modern dans performansı izlemeyi Modern Dans Topluluğu zamanında mı bıraktınız?
Bırakmayın, yeniden tutunun derim.
Çünkü dansçılarımız (nihayet) atağa kalktı.
En yeni örnek Tork.
Tan Temel ve Sernaz Demirel tarafından geçen yıl kurulan Tork’un ilk gösterisinin adı “İzole”.
Gösteri boyunca onlarca tuvalet kağıdı arasında çarpıcı bir performansa imza atıyor Tan ve Sernaz. Farklı ve dinamikler.
Dün gece bir gösterimleri vardı. Haftaya salı yine var. Nerede mi? Maçka G-Mall içindeki DotMarsta salonunda.
- BİRAZ MÜZİK...
Olay Kiki’de geçiyor. Sıraselviler’in kendi halindeki salaş, ünlü mekanı.
Dansçı ve koreograf olarak tanıdığımız Candaş Baş DJ setinin başında.
Daha önce Flavio’da çalmıştı Candaş Baş.
Demek ki DJ’lik işine iyice ısındı, ilerletti.
Bu gece 23.00’dan sonra iyi bir alternatif olabilir Candaş Baş’ın müzikleri eşliğinde salınmak...
Paylaş