Paylaş
Çünkü buraya yeme içmeyi seven bir kitle geliyor, gelmeye devam ediyor.
Bu yüzden Asma Yaprağı, Eflatun, Fava, Yek, Limonaia, Kolburano’s gibi kendine özgü yemekleri olan yeni nesil restoranlar yükseliyor, ilgi görüyor ve açılmaya devam ediyor.
Bu yükselişi her sezon yakından gözlemliyorum.
Alaçatı’nın tam da bu tür restoranlara daha fazla ihtiyacı olduğu bir dönemde en son ihtiyacı olan şey gelip köyün içine konduruldu:
Çeşitli mağazalar ve İstanbul’dan bildik birkaç mekanın olduğu bir açıkhava AVM’si.
Ve işte hafta sonu buradaki iki kebapçının kavgası işin içine Fatih Terim’in de dahil olmasıyla bir anda dile düştü.
O haklı bu haksız olayında hiç değilim.
O kısmı hiç ilgilendirmiyor. Önemli olan “büyük resim”.
Yani bu kavganın Alaçatı’ya vereceği zarar.
Çünkü Alaçatı bu değil, bunu hak etmiyor.
En başta dediğim gibi orada gayet iyi niyetli insanlar, şahane vizyonlarıyla nefis restoranlar açıyor.
Alaçatı’yı başka bir yere taşıyacak olan onlar.
Bu kavgalara sahne olan mekanlar ve bu mekanların getireceği kültür, yani “astım kestim ben seni yendim” dünyası asla değil.
Eğer Alaçatı Teksas’a dönüşürse, yani silahlar/tekme tokatlar havada uçuşur ve maço ruhlu ergenler ortama daha çok sirayet ederse o yeni nesil restoranlar da, o restoranlara gelenler de burayı zamanla terk eder ve köy tamamen biter.
Gerçekten yazık olur.
Unutmadan
Daha önce köy içinde benzer bir hadise yaşanmıştı.
Alavya Otel içinde yer alan Fogo’daki kurşunlanma olayı.
Bu olaydan sonra çok geçmedi ve Fogo kapandı.
Sıla’ya bravo
Sıla’nın Harbiye Açıkhava konser serisi dört günle açıldı.
En son konser sayısı gelen talep üzerine beşe yükseldi.
Bu kadar peş peşe konser yapabilen şu anda bir Tarkan var bir de Sıla.
Tarkan’a alıştık, o yüzden Sıla’ya koca bir bravo deme zamanı!
Bu arada gayet kişisel bir arzum da var tabii.
Harbiye Açıkhava’da Sezen Aksu’yu yeniden izlemek.
Eminim bu kişisel arzuma katılan olacaktır.
Çünkü onsuz Açıkhava olmuyor.
Özellikle şu son albümdeki şarkıları insan canlı dinlemek de istiyor.
Belki bir sürpriz yapar, belli mi olur?
Trendname
◊ Instagram hesabını yoruma kapatmak...
Eskiden yorumlar tek tek okunur, sonra hakaret eden yorumlar silinip yazan kişi bloklanırdı. Ama artık yoruma kapatmak moda.
Bakınız bunun son örneği “Sapık çok” diyerek hesabını yorumlara kapatan Didem Soydan.
◊ Bu yıl Burning Man’e gitmemek...
Çünkü bu meşhur festival geçen yıl popüler isimler vasıtasıyla sosyal medyada o kadar çok paylaşıldı ki, büyüsünü/gizemini hayli yitirdi.
Şimdi daha lokal daha gerçek festivaller moda. Mesela Tayland’da yapılan Phi Ta Khon ya da dünyanın en uzun festivali olarak bilinen Nepal’deki Dashain.
◊ Mert Alaş gibi dudak büzerek poz vermemek...
Alaş’ın imzası haline gelen “dudağını büzerek alaycı poz vermek” hadisesi artık sıktı.
Keza Alaş’ın, son iki yıldır hep gündeminde olan film projesinin kadrosunda Penelope Cruz’dan Julianne Moore’a, Angelina Jolie’den James Franco’ya kadar hemen herkesin ismini bol keseden vermesi de...
Paylaş