Paylaş
“Dün Gece Yolda Giderken Çok Komik Bir şey Oldu” müzikali sahnelenecek. Dormen Tiyatrosu’nda yıllar önce (hem de bayağı yıllar, 1964’te) oynanan bu müzikal yine yeniden Haldun Dormen rejisiyle Açıkhava’da. Cumartesi azması öncesi şık bir aktivite olabilir.
Teoman bu yıl Açıkhava’da yine senfoni orkestrasıyla çıkacakmış sahneye. Umarım geçen yılki gibi “Teoman başka telden, orkestra bambaşka telden” çalmaz bu konserde.
Ve Teoman biraz çalışıp öyle konsere çıkar, önüne gelen her şeyi devirmek zorunda kalmaz sinirden! Tarih, 5 Haziran.
Kenan Doğulu yeni albümünün ilk konserini Açıkhava’da veriyor. Daha önce Açıkhava’da Kenan Doğulu konseri izlemişliğim var. Herkesi nasıl coşturduğuna tanığım yani. O yüzden bu konser kaçmaz diyorum. Ve bir tüyo: Kenan çıkış şarkısı “Patron” için özel bir şov hazırlıyor. Dobermanlar, sekreter kılıklı kızlar ve sahnenin altından patron edasıyla çıkıp ortalığı sallayacak olan Kenan... Tarih, 6 Haziran.
Bana artık Müslüm Gürses’in pop şarkılarını kendine göre yorumlamasından da, pop isimlerle habire düet yapmasından da fenalık geldi. Ama demek ki talep var. Tarih 7 Haziran, Müslüm Baba sahnede... Teoman, Ajda Pekkan, Öykü&Berk ise sahnede düet kuyruğunda kendisiyle.
Ajda Pekkan 9 Haziran, Ferhat Göçer ise 8 Haziran’da konser veriyor Açıkhava’da. Ajda umarım Beyaz Show’daki gibi üç bölüme ayırmaz konserini. Saatlerce sürer çünkü. Haliyle her yerimiz tutulabilir, gerek yok.
Ve bir temenni: Umarım bu yaz Açıkhava’da Goran Bregoviç konser vermez. Her yıl getiriyorlar bu adamı, bıkmadılar mı yahu!
Göründüğü gibi değil...
MELEKLER VE ŞEYTANLAR FİLMİ... Da Vinci şifresi daha heyecanlı ve sürprizliydi. Bu filmde ise sıkıldım. Hatta ilk yarısında beş dakika kadar uyudum (sinemada uyumak gibisi yoktur zaten). Bir de filmin Vatikan’a övgüsü var finalde doruklara çıkan. O ayrıca sıkıcıydı. Dedi ya kardinal, “Din kusurludur, çünkü insan kusurlu” diye. Yani Vatikan toptan kötü değil denilmek isteniyor, “aramızdan ara sıra çürük elma çıkabiliyor nitekim”.
GÜMÜŞSUYU OTOBANI... Güya yeni yollar yaptılar; alttan, üstten, oradan buradan. Gerçi daha bir kısmı açılmadı ama görünüş şahane. Ama bir trafik lambası koydular. Ki önceden yoktu. Şimdi Taksim Meydanı’na kadar kuyruk oluyor bu çok uzun yanan lamba yüzünden. Bir hata var ama nerede?
EVDE OTURMAK... Düne kadar feci sıkıcı gelirdi. Tüm gün hiç dışarı çıkmamak, hava çok güzel olduğu halde. Ama pazar günü tadına vardım, uzun bir aradan sonra. Evde oturmak zevkliymiş yahu. Göründüğü gibi değilmiş. Sosyallikten arınma detoksu yaptım, mutluyum.
AJDA’NIN CEKETİ... Melis Alphan yazdı. Meğer Ajda’nın Beyaz Show’da giydiği o bayıldığım Michael Jacksonvari ceket Balmain’in koleksiyonundan kopyalanmış. Sitesini açınca cart diye çıkıyor ceket zaten. Ama programda, “kostüm: Nur Yerlitaş” diye anons edilmiş.
Evet göründüğü gibi değil hiçbir şey.
‘Parti oteli’ The Marmara Pera ve diğerleri
Meğer öyleymiş. Trivago adlı popüler seyahat/otel sitesinin “Dünyadaki en iyi 10 parti oteli” listesine dahil olmuş Marmara Pera.
Gerçi parti oteli derken, otelde partilemeyi kastetmiyorlar.
Otelin bulunduğu lokasyonda gece hayatının ne kadar hızlı aktığına bakıp karar veriyorlar “parti oteli” olup olmadığına.
Eh, Tepebaşı ve Asmalımescit civarı da gece hayatının hayli hızlı olduğu yerler.
Ama Marmara Pera’nın yanı sıra orada başka ilginç oteller de var. Mesela Pera Palas’ın az ilerisindeki Tulip.
Geçenlerde cazsever bir arkadaşımızın ısrarıyla gittik.
“İlham Gencer var, n’olur gidelim” dedi diye (ısrar eden bir kadına dayanamam, hassasım).
Gencer hem espri yapıyor piyano başında hem de tüm eski klasikleri söylüyor birer birer. Akşamüstü caz partisi yani, iyi geliyor bünyeye.
Paylaş