Paylaş
Türk televizyonlarında çocuk hassasiyeti çok az
Türk televizyonlarında yayımlanan haber, dizi, program veya reklamlar çocuk hassasiyetinden çok uzaklar. Ekranlar, günlük yaşantımızda ‘terbiyesizce ve ahlaksızca’ saydığımız, ‘görgü kurallarından uzak’ bulduğumuz içeriklerle dolu. Bizler, yetişkin insanlar olarak “Nasılsa çocuk! Görmez, anlamaz” diye, aynı odanın içinde onlarla birlikte çeşitli televizyon yayınlarını izliyoruz. Hâlbuki bu yayınların çoğu çocuklar için faydalı değil. Her ne kadar “Çocuktur, görmez, anlamaz” gibi yaklaşımlarda bulunsak da, çocuklar her şeyi görüyor ve anlıyor. Sonrasında hoşlanmadığımız bir davranış sergilediklerinde de onlara kızmamamız gerekiyor. Çünkü bizler örneğiz. Ekrana çıkan her şey örnek! Ekranlar sadece toplumu bilgilendirme, eğlendirme, eleştirme veya öğretme görevi görmüyor. Aynı zamanda topluma sunduğu her şeyin sorumluluğunu da taşıyor.
Çocuk televizyonları hangi içerikleri üretiyor?
Eskiden Türkiye’de yetişkin kanallarında da çocuk programları vardı. Artık çocuklara yönelik yayınlar, TRT Çocuk ile birlikte yalnızca çocuk kitlesi ile buluşmaya başladı. Bu oldukça önemli bir adım. Hele hele TRT Çocuk’un reklamsız yayın yapması da birçok açıdan çocukları koruyor. Çocuklara uygun içeriklerin onlara özel bir kanal aracılığı ile yayımlanması, hem çocukların gelişimi açısından hem de olumsuz içeriklerden etkilenmemeleri için oldukça önemli.
Son yıllarda yetişkinlere yayın yapan kanallarda çocuklara yönelik çok fazla içerik yer almıyor. Üstelik bu kanallarda çocuklara uygun içerikler de bulunmuyor. Oysaki çocuklar akşam haberlerini evlerinde anne-babalarıyla beraber izliyor. Dizileri veya televizyon programlarını izleyen yetişkinlere yine aynı odadaki çocuklar eşlik ediyor. Bu içerikler incelendiğinde ise birçoğunun çocuklar için hiç de iyi olmadığı ortaya çıkıyor. Gelinler-kaynanalar, ‘paraya ulaşmak için her yol mubahtır’ diyen programlar, insanlarla dalga geçilen yayınlar, çarpık ilişkilerle dolu diziler, küfür, şiddet, cinsellik ve çok daha fazlası televizyon ekranları aracılığı ile çocuk beyinlerine işleniyor. Dolayısı ile bu yayınlar konusunda herkesin bilinçlenmesi, eleştirmesi ve medya okuryazarı olması gerekiyor. Medya okuryazarlığı ve toplumsal eleştiri, yayın sağlayıcılar üzerinde bir baskı unsuru olabilir ve böylece yapılan yayınların daha kaliteli ve nitelikli olması sağlanabilir.
Çocuk kanalları da yaşlara göre ayrılmalı
TRT Çocuk’un çalıştayına katılan yapımcılar, psikologlar ve uzmanlar çocuk kanallarında sunulan içeriklerin tüm çocuklar için uygun olmadığının üzerinde duruyor. Örneğin, 9 yaşındaki bir çocuğun izlediği bir çizgi filmi, onun yanında oturan 5 yaşındaki kardeşi de izliyor. Oysaki o çizgi film, 5 yaşındaki bir çocuk için hiç de iyi olmayabiliyor. Dolayısıyla çocuk kanallarının da kendi içinde yaşlara ve gelişim seviyelerine göre ayrılması gerekiyor.
Yabancı çizgi film eleştirisi ne kadar doğru?
Çalıştaya damga vuran konuşmaların bir kısmı yabancı çizgi film eleştirileri ile doluydu. Ancak eleştirilen bu çizgi filmler çoğunlukla batı kaynaklı çizgi filmler... Batı kültürünün çocuklara aktarılması eleştirilirken Arap veya Japon kültürünün aktarılması konusu üzerinde çok durulmuyor. Yerli ve özgün çalışmalar incelendiğinde de Batılı olmayan, ama aynı zamanda bizden de olmayan çok sayıda içeriğin bizdenmiş gibi sunulduğu görülecektir. Burada doğru yol bilimsel, kültürel ve eğitimsel içeriğin öne çıkartılmasıdır. Her kültürün ayrı incelikleri ve güzellikleri vardır. Çocuk yayıncılığında tüm güzellikler öne çıkartılmalı, tüm olumsuz ve çocuk ruhunda kötü etkiler bırakacak olanlar ayıklanmalıdır.
Çizgi filmler ve programlar çocuk gelişimi için çok önemlidir. Çocuğa verilen her türlü bilgi, görgü ve davranış, geleceğe atılmış tohumdur. Bu su götürmez bir gerçektir. Bu nedenle, toplumumuzun iyi ve sağlıklı olmasını isteyen herkes çocuk hassasiyeti gözetmek durumundadır.
Paylaş