Paylaş
Çocuklar neden kendi eksikleriyle dalga geçilmesinden hoşlanmazken başka çocuklarla dalga geçmekten vazgeçmiyor?
- Kendisiyle barışık olmak konusunda çocukluk çağı çok önemlidir. Kendi kafalarında tasarladıkları çocuk modeline göre değil de, çocuğu her haliyle kabul etmiş ve onu öyle sevmiş ailelerin çocukları kendisiyle daha barışık oluyor. Sadece kendisi olduğu için değerli olduğunu ve kabul gördüğünü benliğinde tamamiyle hisseden çocuk, sürekli olarak kendi değerini sınama ihtiyacı duymaz. Kendisini değerli hissetmek için kanıtlar aramak zorunda kalmaz. Arkadaşlarının eksiklerini, zayıf yönlerini bulmaya çalışıp onlarla acımasızca alay etmez. Sınıfta son moda ayakkabı giymenin veya en pahalı telefona sahip olmanın onun değerini artırmayacağını bilir. Ailesinde yeterince kabul gördüğü için maddi değerlerin getirebileceği ilginin peşinden şuursuzca koşmaz. Anne-babasının onu kimseyle kıyaslamadığını bildiğinden okulda başarılı olmayı, spor ve benzeri alanlardaki performansını artırmayı kendi gelişimi için arzular. Kendi notundan önce ailesinin ona hedef gösterdiği çocuğun notlarını öğrenme gereksinimi duymaz. Onun için hedef, çevresindeki arkadaşlarının başarılarıyla rekabet etmek değil, yapabileceğinin en iyisini yapabilmektir. İşte formül budur!
Yani çocuğun tavrından çok, ailenin tavrı önemli...
- Evet, mesele çocuğumuzu olumlu ve olumsuz özellikleriyle kabullenmektir. Öncelikle her ebeveyn, çocuğunun başarabileceği, gerçekçi hedefler koymalı. Ailenin beklentileriyle çocuğun yeteneklerinin her zaman aynı olamayacağı unutulmamalı. Çocuğun yeteneklerinin çok üstünde beklentilerde bulunmak ve bu konuda ısrarcı olmak, çocuğun özgüvenini derinden zedeler. Özgüveni gelişen çocuk, kendisini de her haliyle kabul etmeye başlar. Aileler, çocuklarının özgürlüğünü ve girişimciliğini desteklemeli. Çocuk utandırılmamalı, yüreklendirilmeli.
Paylaş