Paylaş
Öncelikle sizi tanıyalım…
1980 Balıkesir Gönen doğumluyum. Siyaset bilimi ve tarih araştırmacısıyım. Türkiye’de çok konuşulan, ama her zaman doğru yanıt verilmeyen konular üzerinde araştırmalar yapmaya çalışıyorum. Örneğin, Devletin Dersim Arşivi adında bir kitap yayımladım ve girilemediği söylenen arşivleri inceledim. Ancak asıl amacım çocuklara ve anne babalara da ulaşmak…
Nasıl?
Aslına bakarsanız tarihi çok önemsiyorum. Geleceğin ışığının tarih bilimi olduğuna inanıyorum. Bir oğlum var ve o büyürken geride bıraktığımız her gün bir tarih oluyor. Ben de o günleri, onun tarihini, bugünlerde hızla unuttuğumuz bir yöntemle, mektuplarla yazmak istedim. Eskiden herkes birbirine mektuplar yollarmış ve o mektuplar hem edebi bir değer hem de tarihi birer belge niteliği taşırmış. Şimdilerde mektuplar neredeyse yok. Ben ise mektupları yeniden gündeme getirerek “Atatürkçü Anneden Türk Çocuklarına Mektuplar” kitabını yazmaya karar verdim. Bu kitabı da hem oğluma, hem diğer çocuklara hem de tüm anne babalara armağan etmek istedim.
Kitaba da bir anne hassasiyetiyle yaklaşıyorsunuz üstelik…
Evet… Çocukları nasıl ki zararlı oyuncaklardan, zararlı gıdalardan, zararlı arkadaşlardan uzak tutmaya çalışıyorsak, zararlı fikirlerden de uzak tutmak için çabalıyoruz. Onların üzerine titriyoruz. Geceleri uykusuz kalıyor, onlar yemedikçe doymuyoruz. Ama insan gelişimi sadece fiziksel bir süreç değil. Onların zihinsel ve duygusal gelişimi belki de hepsinden önemli. Ben onu emzirmeyi nasıl ihmal etmediysem, ona Atatürk’ü anlatmayı da, 23 Nisan şarkıları söylemeyi de, ahlaklı olmayı öğretmeyi de ihmal etmedim. Cumhuriyet bizden 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller' istiyordu ya, bu sözü tutmaktı biraz da bu kitabın amacı.
Son yıllarda anne babalar çocuk kitaplarına aşırı hassasiyetle yaklaşıyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?
Anlayışla… Çünkü etrafta çok fazla kitap var ve pek çoğunun yazarını, yayınevini, resmedenini bile tanımıyoruz neredeyse. İçerikteki hatalı cümleleri, çocuk gelişimine uygun olmayan resimleri gördüğümüzde “Biz çocuğumuzun eline ne veriyoruz?” diye dehşete düşüyoruz. Oysaki iyi yayınevlerinden çıkmış çok iyi yayınlar var. O yayınlar çocukların gelişimine çok önemli katkılar sağlıyor. Bu noktada çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak da çok önemli…
Peki, bunu nasıl yapacağız?
Ben oğlumla beraber kitap okuyorum. Bunun için uzun ve anlamlı zamanlar ayırıyorum. Üstelik doğduğundan beri… Onun hayatı kitaplarla başladı. Dolayısıyla bugün kitaplara tutkuyla bağlı. Bu, benim için çok önemli… Tüm anne babalara öneriyorum bunu. Çocuklarıyla birlikte okusunlar, eleştirsinler, değerlendirsinler. Bu, onlar tek başına kaldığında da kendi ayakları üzerinde durmaları için katkı sağlayacak.
Kitabınızda “Bir an önce büyü oğlum, ama kastım kocaman bir gövde değil, kocaman bir yürek!” diyorsunuz…
Galiba ben anne ve babalara biraz da bunu anlatmaya çalışıyorum. Oğluma yazarken, aklımda “Beni şimdi anlar mı?” diye bir soru işareti olmadı. Şimdi değilse bazı şeyleri 50 sene sonra anlayacak. Ve kendi çocuklarına, torunlarına anlatacak, diye düşünüyorum. Hani çocuk doğar doğmaz hepimiz birkaç tane bebek büyütme kılavuzu alırız ya... Ya da 6 ayı geçince ek gıda yapma kılavuzu… İşte benim kitabım da anne babalara ve tüm çocuklara özel olarak hazırladığım bir yürek büyütme kılavuzu!
Geleceğin çocukları nasıl olmalı size göre?
Vicdanlı… En başta vicdanlı çocuklar yetiştirmeliyiz. Her şeye vicdanıyla, yüreğiyle, gönül penceresinden bakan çocuklar… Tarihe de vicdanıyla yaklaşmalı, doğaya da, insanlara da, hayvanlara da, her şeye… O zaman çok daha büyük bir topluma dönüşürüz, diye düşünüyorum. Yarın 30 Ağustos… Bu vesile ile herkesin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyorum.
KORKU KİTAPLARI ÇOCUKLAR İÇİN ZARARLI MI?
Çocuk kitapları konusundaki tartışmalar durulmuyor. Korku kitapları çocukları olumsuz mu etkiliyor? Yazar Göktuğ Canbaba açıklıyor…
Paylaş