Paylaş
Mektubu yazan kişi 5. sınıf öğrencisi İpek Özcan. Yazdığı mektup tarihi bir ders niteliğinde... Mektubu sizinle eksiksiz paylaşacağım. Üzerinde düşünmek, hepimize büyük katkılar sağlayacaktır. Bakın sevgili İpek mektubunda ne diyor:
Hangi dilde konuşuyoruz?
"Dilimiz, en değerli varlığımız… Üzülerek söylüyorum ki, Türkçemizin yanlış kullanımı ciddi boyutlara ulaşmış. Nereden mi anladım? Etrafımdaki reklam tablolarından, arkadaşlarımın çok sık kullanarak Türkçeleştirdiği yabancı kelimelerden vs… Ben de bu yazıyı, öncelikle arkadaşlarımın “free takılıyorum” cümlesini duyduktan sonra yazmaya karar verdim.
Neden “free takılıyorum” yerine ‘özgür’ sözcüğünü kullanmıyoruz? Ya da “sınavdan full çekmek” yerine “hepsini doğru yapmak”, “download” yerine “indirmek”, “objektif” yerine “nesnel”, “kriter” yerine “ölçüt”, “sensör” yerine “algılayıcı”, “start almak” yerine “başlamak” sözcüğünü kullanmıyoruz? Daha mı zor geliyor Türkçe konuşmak? Yoksa İngilizce daha mı havalı? İngilizce konuştuğumuzda karşı taraf bizi daha iyi mi anlıyor? Bence Türkçemizin bozulmasının nedeni: Batı özentisi olmak!
Çok acıdır ki yabancı sözcükler kullanmak ya da Türkçe sözcükleri yabancı sözcüklere benzetmeye çalışmak, çoğu insan tarafından ‘seçkinlik’ olarak algılanmaktadır. Hâlbuki ülkemizin kurucusu yüce Atatürk’ün batılılaşma hedefi bu değil; Atatürk’ün görevi bu olsaydı, görevi Türkçemizin zenginleşmesini sağlamak olan TDK’yi (Türk Dil Kurumu) kurmazdı. Bizim dilimiz, on bin yıllık geçmişiyle dünyanın en eski ve en üretken bilim dilidir. Dilimizdeki bu hızlı yozlaşma ile gelecekte şuursuz ve geri kalmış çocuklara sahip olacağız. Büyük bir ulusu yok etmek için önce dilini yok etmek gerekir. Hâlbuki biz kendimizi yok ediyoruz. Lütfen, konuşurken ve yazarken Türkçeyi doğru kullanmaya dikkat edelim.
Türkiye’de dilin kullanımı konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bunda, toplum hayatında önemli bir yere sahip olan yazılı ve görsel medyanın da hassas olması beklenirken durum tam tersidir. Medyanın gereken önemi göstermemesi ise son derece üzücüdür." İpek Özcan
Bu mektubu yazan kişi henüz bir çocuk, fakat “Akıl yaşta değil, baştadır” atasözü ile ödüllendirilmeyi hak ediyor. Dil yaşıyor, bizimle nefes alıyor. Onu korumak, geliştirmek ve üzerine düşünmek gerekiyor. Oysaki dilimiz başkalaştırılıyor. Özellikle gençler arasında yaygınlaştırılan bir yazı dili, Türkçe için tehlike çanlarının çaldığını ortaya koyuyor. “Güzel” yerine “Gusel” yazılıyor, “Teşekkürler” yerine “tşk”, “Merve” yerine “Merwe”, “Şeker” yerine “Sheker!” Bakın ünlü düşünür Konfüçyüs çağlar ötesinden bize nasıl sesleniyor: “Bir toplumu yok etmenin yolu, o toplumun dilini ve müziğini yozlaştırmaktan geçer!”
Paylaş