Paylaş
Önce nasıl bir proje olduğundan bahsedelim isterseniz…
Üç masaldan oluşan müzikli bir oyun bu. İlk iki masalımız Ataol Behramoğlu’nun “Bir Çivinin Hikâyesi” ve “İki Kız Kardeş” adlı masalları… Üçüncü masalı ise ben seçtim. O masal da La Fontaine’in “Ağustos Böceği ve Karınca” adlı masalı. Bu masal benim çocukluğumun en güzel masallarından biriydi. O masalı sahnede anlatmak ayrıca keyifli olacak benim için. Üstelik sahnede yalnız değilim. Bir piyanistimiz var. Masallarda bana eşlik edecek olan iki tane çok değerli oyuncu arkadaşımız var. Dolayısıyla masalları sadece bir anlatı olarak sunmayacağız. Aynı zamanda işin içine klasik müziği ve gösteriyi de dâhil ediyoruz. Bu durum masalları ‘müzikli’ ve ‘oyunlu’ hale getiriyor. Bu da masalları daha eğlenceli hale getirecektir diye düşünüyorum. Bu oyunda ben masalları anlatırken, oyuncu arkadaşlarımız masalları canlandıracak ve müzik de o ruhu yansıtmaya ve oradaki duyguyu çocuklara geçirmeye çalışacaklar.
Böyle bir projede yer almak nasıl bir duygu?
Çok heyecan verici. Çünkü ilk defa bir topluluk önünde masal anlatıyorum. Daha önce çocuk oyunlarında yer aldım, ama hiç masal anlatmamıştım. Bu nedenle hem çok mutlu oldum hem de altından kalkabilecek miyim diye endişelendim. Ancak hayatta her şey bir deneyim. Çocuklara masal anlatmak, benim için de çok güzel bir deneyim olacak.
Masalların çocuklara nasıl bir katkısı var?
Masallar, çocukluğun en güzel anlatılarıdır. Düşünün ki, çocukken duyduğunuz bir masal hayatınızın geri kalanında da hep aklınızın bir yerinde kalıyor. Elbette ki teknoloji gelişiyor, yenileniyor, bir şeyler hızla değişiyor, ama masallar hep aynı kalıyor. Biz masallarla büyüdük, gelecek kuşaklar da masallarla büyüsün. Masallar geçmiş ile bugün arasında bir köprü çünkü. Üstelik masalların içeriklerine baktığımızda iyilerin hep kazandığını görürüz. Bu masalların çocuk dünyasındaki en güzel yönlerinden biridir.
Peki, ya sanat?
Sanat hayatın ta kendisidir bana göre… Bu nedenle insanın hayatında da hep vardır. Ancak birçok ebeveyn çocuğu bir sanat dalı ile uğraşsın diye onu zorlayabiliyor. Ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Ebeveyn çocuğu dinlediğinde çocuğun hareket kabiliyeti artıyor. O zaman kendini daha çok dinleyebiliyor çocuk, ne yapmak istediğiyle daha çok ilgilenebiliyor. Bir şeyi dikte ettiğiniz zaman ise sizi çok da dinlemiyor. Mesela çocuğa piyano çalmayı dikte ediyorsunuz, ama o bir yıl sonra ona devam etmeyi istemiyor. İşte bu noktada onu zorlamamak gerekiyor. Çünkü bu bir karardır ve çocuk için çok önemli bir şeydir. Hiçbir anne baba, “Sen buna iki yıl daha devam edeceksin” dememeli. Çünkü çocuk o süreçten de bir şey öğrenmiştir. Hiçbir şey öğrenmediyse, piyanoya devam etmek istemediğini öğrenmiştir.
Siz çok küçük yaştayken baleye başladınız. Ne gibi faydaları oldu?
Ben baleyi yapmayı karar verdiğim yaşı hatırlamıyorum. Çok küçükmüşüm ve annemlere bale yapmayı çok istediğimi söylemişim. Onlar da beni desteklemişler ve üç dört yaşlarında bir bale kursuna yazdırmışlar. O günden sonra bale hayatımın önemli bir parçası oldu. Ancak o yaşlar, benim yapacağım mesleğe karar vereceğim yaşlar değildi. O yaşlar mantığın değil de güdülerin çalıştığı yaşlardı çünkü… Örneğin benim üniversiteden önceki eğitimimin oyunculuğuma etkisini ben madde madde sayamam. Çünkü içindeydim ve yaşıyordum, üstelik planlamadım da… O, beni sürecin götürdüğü nokta. Bu noktada ebeveynlere bir tavsiyede bulunmak isterim. Bence ailenin yapabileceği en iyi şey çeşitlendirmektir. Müzik, spor, edebiyat hiç fark etmez, çocuk mutlaka bir veya birkaç alanla tanıştırılmalıdır. Sonrası çocuğun tercihine bırakılmalı… Yani ben çocuğumun tenis oynamasını çok istiyorum diye onu tenis kursuna gönderiyorsam, o benim bencilliğim. Çocuklar ne kadar çok şey görür, ne kadar çok şeyi denemeye fırsatı bulurlarsa o kadar iyi. Çocukların ne yaptığına odaklanmak çok önemli… Tabii yaptığı bir şeyden vazgeçti diye onu cezalandırmamak da.
Peki, çocuklar için gösteriler yapmaya devam edecek misiniz?
Evet, çok isterim. Çünkü çocuklarla birlikte olmak ve onlar için bir şey yapmak çok önemli. Onları dinlemek ve onlardan öğrenmek de öyle… Belki de bu alanda profesyonelleşmek için onlarla daha çok vakit geçirmem gerekir. Ben şu an yetişkinler için tiyatro yapıyorum ama aynı şey çocuklar için söz konusu olduğunda çok daha dikkatli olmanız gerekiyor. Çünkü bir yetişkine bir şey ile ilgili bir dil sürçmesi çok da sorun olmaz, ama çocuğa anlattığınız her şeyde çok dikkatli olmanız gerekir.
Ailelere tavsiyeleriniz neler?
Türkiye’nin birçok şehrinde etkinlikler oluyor, aileler lütfen çocuklarını bu etkinliklere götürsünler. Bu etkinlikler için çok uğraşılıyor ve hepsi de çocuklar için çok yararlı. Üstelik maalesef çocuk oyunları çok uzun soluklu oluyor ve bütün hayatınızı da etkiliyor. Çocukların izledikleri bir oyun, dinledikleri bir masal, gördükleri bir sergi onların tüm hayatını etkileyebilir.
Çocuklar için müzikli masallar 19 Mart Pazar günü saat 15.00’da İş Sanat İstanbul’da.
Paylaş