Çocuk kitaplarını denetlemek aileye düşer

Son günlerde bazı çocuk kitaplarındaki zararlı içerikler yüzünden bütün çocuk kitaplarının pedagog onayından geçmesi için sosyal medya kampanyaları düzenlenmeye başladı. İçeriği sakıncalı birkaç kitap yüzünden bütün kitapların denetlenme önerisinin ‘sansür’ olduğunu belirten yazar, yayıncı ve uzmanlar anne babalara çağrı yapıyor: “Çocuklarınızın okuduğu kitapları bilin, onları önce siz okuyun!”

Haberin Devamı

UZMANLAR: “ÇOCUKLARI DIŞARIDAN DENETLEMEK YERİNE ELEŞTİREL BAKMAYI ÖĞRETİN!”

Psikolog Doç. Dr. Yıldız Dilek Ertürk: Çocuk için en önemli örnek anne baba davranışıdır. Kitaplardaki şiddeti denetleyen bir üst kurul olduğunu düşünelim, evdeki şiddeti kim denetleyecek peki? Bu nedenle her şeyi dışarıdan bir denetleme ile yapmak yerine çocuklara eleştirel bakmayı öğretmek gerekir. Yani dış denetim değil, iç denetim önemlidir. Her anne baba kendi çocuğunun denetiminden ve zihninden sorumludur. Çocuklar için üretilen her türlü içeriğin anne baba ve yayıncının süzgecinden geçmesi gerekir. Çocuğa neyin doğru neyin yanlış olduğunu ceza ve itaat yöntemiyle öğretmekten yana değiliz. Çocuğun inanarak, bilerek, doğru olduğunu kabul ederek öğrenmesi gerekir. Dışarıdan denetlemekle çocuğun üzerinde sadece geçici bir süre için denetim sağlamış oluruz, ama çocuk yanlış olanı yapmaya yatkınsa bir şekilde bunu yapar. Önemli olan, çocuğa neyin neden doğru, neden yanlış olduğunu öğretmektir. Bu, onun empati duygusunu geliştirir. Empatik çocuklar da demokratik ve eleştirel olur.

Haberin Devamı

Bir psikoloğun, bilim insanının işi aydın olmaktır, yanlış gördüğü bir şeyi toplum gerçeğine uygun olarak söylemektir. Yapması gereken şey ‘denetim mekanizması’ olmak değil ‘hakemliktir’, görüş sunmaktır, aydınlanma sağlamaktır. Çünkü bilim tektir. Bilimin doğruları ortaktır ve genellenebilir. Bilim amaçlıdır, yöntemlidir. Ama denetim mekanizmaları kişiden kişiye, zihinden zihne değişebilir.

Çocuk kitaplarını denetlemek aileye düşer

Şunu unutmamalıyız: Kitaplar, çocuklara hayal satar. Sonlarda hep kahramanların kazanması gerekir. Masalların amacı da başkalarının gözüyle çocukların gelişimini sağlamaktır. Masallar özgürdür, hayaller de özgür olmalıdır. Bu nedenle masalcının kim olduğu da, yaşa göre içerik üretimi de önemlidir. Hangi zihin tarafından üretildiğini bildiğimiz masalları çocuğa aktarmamız gerekir. Çocukların sonunu hayalleriyle tamamlayabilecekleri hikâyelerin onlar için yararlı olduğu unutulmamalıdır. Bu doğrultuda çocuklara sansürcü bir bakış açısından çok, eleştirel bir bakış açısı kazandırılmalıdır. Gelecekte ne istiyorsak, onu zihinlere ekmek gerekir. Bu nedenle önce anne-baba, sonra da çocuk medya okuryazarı olmalıdır.

Haberin Devamı

Çocuk Gelişimi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Yavuzer: Çocuk, kişiliğinin gelişiminde bir modelle kendini özdeşleştirir. Bu model, başlangıçta anne-baba iken zamanla yerini kitap ve film kahramanlarına bırakır. Bu açıdan kitap kahramanlarının ahlaki ve sosyal açıdan sağlıksız olması çocuğun kendini kötü bir modelle özleşleştirmesine neden olur. Bu da çocuk kitabı yazarlarının üstlendikleri görevin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Burada önemli olan çocuk kitabının dışarıdan bir pedagog tarafından denetlenmesi yerine, çocuk kitabı yazarının pedagojiyi bilen bir kişi olarak kitabını üretmelidir. Bilim insanı sansürcü olmaz, bilimin doğruları ışığında hareket eder, bilgilerini paylaşır.

Haberin Devamı

ÇOCUK KİTABI YAZARLARI: “ÇOCUK KİTAPLARI BİRER SANAT ESERİDİR!”

Mavisel Yener: Çocuk kitabı bir sanat eseridir. İçinde çocuk ve edebiyat gibi iki önemli sözcüğün anlamını barındırır. Eğer bir yazar olarak ben çocuğu tanımıyorsam zaten yazdığım şey ‘çocuk kitabı’ değildir, eğer ben edebiyatı bilmiyorsam yazdığım şey yine ‘çocuk kitabı’ değildir. Çocuk doğasını bilmeyen, sanatçı duyarlığı ile sezilerini kullanamayan, demokratik kültürü içselleştirmeyen, dili ve düşüncesi temiz olmayan kişi çocuklar için yazamaz. Bu kişinin yazdığı da ‘çocuk kitabı’ olamaz. Çocuk ve gençlik edebiyatı alanında iyi yapıtlar veren hiçbir yazarın denetime ihtiyacı yoktur. Kötü yazılmış kitapları örnek göstererek böyle bir denetimin yapılmasını onaylamak, edebiyata saygısızlıktır. Hiçbir psikoloğun/pedagogun kitaplarımı sansürlemesine izin vermem. Bilinmeli ki ben kitaplarımdaki her sözcüğü bin bir imbikten geçirerek yazıyorum, yayınevi ve editörlerim yüz bin imbikten geçirerek yayımlıyor. Zaten ‘uzman’ ellerden çıkan bir metnin ‘uzman raporu onayına’ ihtiyacı yoktur. Her kitap çocuğa göre değildir. Ebeveyn ve eğitimcilerin temel sorumluluğu çocuğa göre olanı seçme konusunda özen göstermektir. Tehlikeli sularda yüzüp sansürü hortlatmayalım!

Haberin Devamı

Fatih Erdoğan: Nitelikli kitapların çocuklarımıza sunulabilmesi için ilk gereken, çocuklara yazan yazarların nitelikli ve özenli kitaplar yazmasıdır. İkinci görev yayımcılarındır. Yayımcıların görevi yayımlayacakları kitapları doğru seçmektir. Üçüncü görev ise bizlerindir. Yani anne babaların, öğretmenlerin, kütüphanecilerin, kısacası çocuğa kitabı sunan biz yetişkinlerindir. Bizler çocuğa kitapları önerirken, okurken, onların özgürce kitap seçme haklarını kullanmalarına yardımcı olurken, yaş grupları, ilgileri, duygusal ve bilişsel gelişme seviyelerini dikkate alarak onları yönlendirebiliriz. Kendine ‘uzman’ diyen birilerinin kendi kariyerlerini medya üzerinden beslemek için kalkıştıkları içeriksiz, düşüncesiz ve ucuz kampanyalara çocuklarımızı ‘zararlı’ yayınlardan koruyacağımızı sanarak destek vermek yerine, kitapçıda biraz daha fazla zaman geçirip okuyacağı kitabın seçimini çocuğumuzla birlikte yapabiliriz. Bu bize de çok şey katar.

Haberin Devamı

Çocuk kitaplarını denetlemek aileye düşer

Aytül Akal: İster denetleme olsun, ister kontrol, bu sözcüklerin hepsinin kapısı sansüre açılır. Oysa sanat, özgürlüktür ve sanatçı, yeteneğini özgürce ifade edebildiği oranda özgün eserler koyabilir ortaya. Psikologlar, mesleklerinin üzerinde oynanan oyunu fark etsinler. Üzerlerine yüklenmek istenen bu denetleyici görevin, kimilerine para ve prestij kazandıracağı doğrudur, ama soruyorum; sanatçıları, edebiyatçıları denetlemek onları ‘sanatçı’ yapar mı? Öte yanda, denetlenen sanatçı, denetlenen yazar, özgün eser üretebilir mi? Sayelerinde çocuk edebiyatının bir üst kurul tarafından denetime teslim edilmesi gerektiği yönünde hemen herkesi etkilemeye yönelik sapkın öykülerin ve benzerlerinin yıllardır basıldığı halde birden şimdi ortaya dökülüvermesi düşündürücü değil mi? Bütün sanatçıların önünde, onları korkudan titreten ‘üst kurul’ zaten vardır. Her kitabın, her resmin, her heykelin, her filmin üst kurulu, eleştirmeni, onu izleyen okuru, seyircisi, izleyenidir. Beğenilmeyen kitap okunmaz, resim satılmaz, film izlenmez.  Lütfen psikologlar, akademisyenler ve diğerleri, bir adım geriye çekilin ve bizi en değerli, en acımasız eleştirmenlerimize teslim edin: Çocuk okurlarımıza ve onların anne babalarına.

Süleyman Bulut: Çocuk kitaplarını pedagogların denetlemesi önerisi sansüre kapı açacak çok tehlikeli bir yaklaşım. Kitapların daha yayımlanmadan yasaklanmasına kadar varacak bir sansüre yol açacaktır... Çocuk edebiyatımızı dumura uğratır. Taş yerinde ağırdır. Edebiyatı, edebiyat uzmanları, eleştirmenler ve okurlar denetlemeli, tartışmalı, eleştirmelidir.

Çiğdem Gündeş: Bir kitabın sorumluluğu önce yazarında, sonra yayınevinde ve editöründendir. Ya alırsınız bu sorumluluğu ya kaçarsınız. Ya da zaten sorumluluk sahibi bir kaleminiz vardır, kime, neyi, nasıl, anlattığınızın bilinciyle yazarsınız ve tüm sorumluluğu yüklenirsiniz. Ama çocuk kitaplarındaki sorumluluk bu kadarla sınırlı değil. Kitap seçiminde anne babalara, öğretmen ve eğitimcilere de çok büyük rol düşüyor. Kitap seçiminde yol gösterici olmak yanında izleyici, özenli davranmak ve mümkün olduğunca çocuğun ne okuduğuna dikkat etmek önemli.

Koray Avcı Çakman: Kitapların pedagojik açıdan çocuklarımıza zarar vermemesi öylesine önemlidir ki bunun denetimi tek bir makama devredilemez. Öğretmenler, aileler, yazarlar, çizerler, editörler, yayıncılar ve elbette ki pedagoglar bundan hep birlikte sorumludur. Yetki ve sorumluluğu tek bir makama yüklemek anlaşılabilir değildir. Üstelik bunun bir sansür uygulamasına dönüşme riski çok büyüktür. Bu yüzden de böyle bir uygulamayı kesinlikle doğru bulmuyorum. Yapılması gereken çok açık: Tüm sorumluluk sahipleri kitaplara daha yakın duracaklar, kapağını açmadıkları kitapları çocuklarımıza önermeyecekler. Çocuklarımıza da eleştirel okumayı ve dolayısıyla nitelikli kitabı tanımayı öğreteceğiz.

Göktuğ Canbaba: Çocuk kitabını denetlemek en başta aileye düşer. Basılan kitapları sansürlemek için mekanizma oluşturursanız, denetleyici kişiler önce kendi değer yargılarına göre sansür uygulamaya başlar ve bazı kitaplar yok edilir. Daha sonra etraflarındaki insanların baskılarına yenik düşüp, sansür uygulamaya devam ederler ve daha fazla kitap yok edilir. Sonunda ortada sadece tek bir sesin kitapları kalır. Sanatsal yaratımla ortaya çıkan hiçbir eser, belli bir mekanizma tarafından denetlenip, yok edilmemelidir.

TÜRKİYE YAYINCILAR BİRLİĞİ: “YAYINCILAR, ÖĞRETMENLER VE ANNE BABALAR SORUMLULUK ALMALI”

Çocuk yayınlarının, çocuk psikolojisine uygunluğunu incelemek; çocuklara yaşlarına, duygusal ve zihinsel gelişim düzeylerine ve ilgi alanlarına uygun kitapların üretilip sunulması önemlidir. Bu nitelikte kitapların üretilmesi öncelikle yayıncıların, çocuklara sunulması ise öğretmenlerin ve ailelerin doğal sorumluluğudur. Çocuklarda travma yaratacak, zihinsel ve ruhsal gelişimlerine zarar verecek herhangi bir unsuru yayınladıkları kitaplarda bulundurmamak, elbette çocuk yayıncılarının başlıca etik sorumluluklarındandır. Yayınevleri, alanında uzman editörleri sayesinde, çocuk kitaplarının yayına hazırlanma sürecinde gerektiğinde farklı pek çok disiplinden uzmanların görüşlerine başvurarak, kitapların hedef yaş gruplarına göre yayımlanmasını sağlamakla yükümlüdür.

YAYINEVLERİ: “ÇOCUK EDEBİYATI, EĞİTİM YAYINLARIYLA KARIŞTIRILMAMALI”

Doğan Egmont Genel Müdürü Gülgün Çarkoğlu: Sırtımızı yasak ve denetimlere dayamaktansa ailelere, yayınevlerine, öğretmenlere ve kamuoyu vicdanına güvenmek daha sağduyulu bir yaklaşım olacaktır. Çocukların gelişimine, psikolojisine uygun eserler yayınlamak, onlara okumayı sevdirip hayal güçlerini zenginleştirmek elbette yayınevlerinin asli görevidir. Özellikle çocuk kitaplarını yayına hazırlayan editörler kullanılan dil ve anlatıma, karakter seçim ve tasvirlerine daha fazla özen gösterirler. Yazı puntolarının yaş grubuna uygunluğundan metin çizim ilişkisine dek her bir madde ayrı bir önem taşır. Günümüz koşullarında gerekli özenin gösterilmediği kitaplar, zaten pek çok mecra tarafından eleştirilip tercih edilmeyecektir. Bu bağlamda birçok yayınevi tarafından yapılan onca güzel işi göz ardı etmeyelim. Tam tersi daha kaliteli işler çıkarmak için onları yüreklendirelim. Yayıncılar kadar, ebeveyn ve eğitimciler de kitap seçimlerinde daha etkin rol oynarlarsa sakıncalı içerikli kitaplar doğal olarak elenecektir.

Mine Soysal Günışığı Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni: Edebiyat, en eski ve çok sesli yaratı alanlarından biri. Bütün sanat dalları gibi edebiyat için de, ‘denetleme’ değil, eleştiri asıldır. Bu, çocuk edebiyatı için de geçerlidir. Bütün dünyada yayıncılığın önemli bir dalı olan çocuk edebiyatı, eğitim yayınlarıyla karıştırılmamalıdır. Çocuk edebiyatı alanında uzmanlaşmış editörlerce özenle seçilen ve yayına hazırlanan kitapların en doğru yaş grubu için üretilmesi ve sunulması, yayınevlerinin sorumluluğudur. Metnin gerektirdiği yerde farklı disiplinlere danışmak, yazarın ve editörün en olağan işidir. Çocuklukta okunacaklar için iki öneren belirleyicidir: Biri, çocuğun entelektüel gelişiminden sorumlu olan öğretmenler; diğeri, çocuğun insani değerlerle donanarak büyümesinden sorumlu olan ailedir. Dolayısıyla hangi nedenle olursa ‘denetleme’, her koşulda sansür anlamına gelir.

Altın Kitaplar Yayınevi Yöneticisi Erden Heper: Yaptığı işi hakkıyla yerine getiren bir yayıncının, editörün ve öğretmenin akıl süzgecinden geçmiş bir çocuk kitabında pedagog incelemesine ihtiyacı yoktur. Bir yaratı süreciyle ortaya çıkan edebiyat eserine salt doğru ve yanlış davranışlar, uygun olan veya olmayan durumlar penceresinden bakıp değerlendirmeye veya şekillendirmeye kalkmak; zaman içinde tek tip bir bakış açısının, kıt bir hayal dünyasının, yaratıcılığı sönmüş, üsluptan yoksun bir metin yığınının oluşmasına neden olur.

ÇOCUKLARA KİTAP SEÇERKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN 5 ŞEY

Psikolog Serap Duygulu açıklıyor:

- Çocukları zararlı içeriklerden korumak hem ailelerin hem de yayınevlerinin sorumluluğundadır. Bu sorumluluğu üstlenebilen yayıncılar takip edilmeli.

- Aileler, çocuklarına kitap alırken seçici ve dikkatli olmalı.

- Alınan kitabın çocuğa ne vermek istediği, hangi değerlere vurgu yaptığı mutlaka değerlendirilmeli.

- Anne-baba, öğretmen veya eğitimci, çocuklara kitabı sunmadan önce mutlaka okumalı.

- Çocuklara eleştirel bakış açısı kazandırılmalı. Bu, onların konuları irdelemesini ve doğru ile yanlışı ayırt etmesini sağlayacaktır.

HADİ ANNE GİDELİM

Çocuk kitaplarını denetlemek aileye düşer

Tişört tasarım atölyesi
Çocuklar kendi tişörtlerini tasarlayacak, boyayacak ve giyecek. Tamamı ücretsiz olan etkinliklere 7 yaş üstü çocuklar katılabilecek.
Yer: İstanbul-Trump Towers
Tarih: Bugün/Yarın
Saat: 14.00 / Fiyat: Ücretsiz
Tel: (0212) 348 78 40

Çocuk kitaplarını denetlemek aileye düşer

Maşa ile Koca Ayı
Çocukların çok sevdiği Maşa ile Koca Ayı bu kez sahnede.
Yer: Tekirdağ-Çorlu Yeni Kültür Merkezi
Tarih: Yarın / Saat: 16.00 / Fiyat: 33 TL / Tel: (0282) 651 49 16

Çocuk kitaplarını denetlemek aileye düşer

Eyvah, kümeste tilki var
Bu eğlenceli tiyatro oyununda horozla işbirliği yapan tilki kümese girmek ister ama hesap etmediği şeyler vardır.
Yer: Ankara-Başkent Tiyatroları
Tarih: Bugün / Yarın / Saat: 13.00 / Fiyat: 2.5 TL
Tel: (0312) 309 25 32

HAFTANIN KİTABI

Çocuk kitaplarını denetlemek aileye düşer

‘Portakal Sokağı Çocukları’ gizemli bir taş bulan üç arkadaşın Nasreddin Hoca, Keloğlan, Hacivat ve Karagöz ile karşılaşma öyküsünü anlatıyor.
Yayınevi: Doğan Egmont
Yazar: Gamze Pat
Tür: Hikâye
Sayfa: 107
Fiyat: 12

Yazarın Tüm Yazıları