Paylaş
Birinin çocuğunu uyarmak bazen ‘saldırı’ gibi algılanıyor. Bunu engellemek için ne yapmalı?
Gülşah Ergin (Klinik psikolog): Aslında 21’inci yüzyıl ebeveynleri olarak ‘iyi anne-baba olma’ ve ‘her şeyi tam olan çocuklar yetiştirme’ konularında oldukça hassas ve kaygılıyız. Uyarılar anne-babaya, kendisiyle ilgili ‘yetersiz ebeveyn’, çocuğuyla ilgili ‘yanlış ya da eksikleri olan çocuk’ mesajı verebiliyor. Dolayısıyla anne-baba sert tepkiler gösterebiliyor. Ama her ailenin standartları ve çocukları için uyguladıkları disiplin farklıdır. Kendi yöntemlerimizi tüm çocuklar üzerinde uygulamaya çalışmak uygun değildir. Bazen bu uyarma eylemini yapmamayı ‘kötü bir yetişkinlik’ olarak yorumluyoruz. Bu bakış açısını değiştirmemiz gerekir. Burada ‘sınırlar’ konusu önem kazanır.
Peki sınırımız nedir?
Gülşah Ergin: Tehlikeli bir hal ve zarar verme davranışı söz konusuysa ‘güvenlik’ her şeyden önce gelir. Eğer çocuk kendisine, bize, çocuğumuza, başka birine, bir hayvana ya da eşyaya zarar veriyorsa uyarmak yerinde bir davranış olacaktır. Sadece böyle durumlarda müdahale etmek uygun bir yetişkin davranışıdır. Yoksa kimseye karışma hakkına sahip olmadığımızı bilmemiz gerekir.
Cevher Sönmez (Uzman psikolog): Her ebeveynin çocuk yetiştirme şekli farklıdır ama sosyal alanları etkileyen konularda herkes söz sahibidir. Kamu yararı gözetilen konularda, mümkünse yetişkinle konuşmak, değilse çocuğu azarlamak yerine, ona öğretmek gerek.
Peki, birini uyarırken nelere dikkat etmeliyiz?
Cevher Sönmez: Önce olumlu ifadeler kullanıp sonra uyarıyı yapabiliriz: “Ne kadar tatlı bir insansın. Çöpünü attığın çimenler de çok tatlı. Orayı kirletmesen daha iyi olmaz mı?” gibi. Eğer birisi sizin çocuğunuzu uyardıysa ve uyaran kişi haklıysa, çocuğunuza arka çıkmak yerine “Abla doğru söylüyor. Çöpünü yerden alıp çöpe at!” demek gerek. Çünkü çocuğunuz sizden öğrendiği bu davranışı tüm yaşamında tekrarlar. Çocuğa sorumluluk bilinci aşılamak, bir ebeveynin ona verebileceği en güzel hediyedir.
Gülşah Ergin: İletişim şeklimiz çok önemli. Çocukla ona doğru eğilerek, gözlerinin içine bakarak konuşmalıyız. Yapılacak açıklamalarda ve uyarılarda çocuğun yaşı, gelişim düzeyi dikkate alınarak yalın bir dil kullanılmalı. Yanlış davranış konusunda uyarı yaparken, doğru ve kabul edilebilir davranışın ne olduğunu anlatmak çok kıymetli.
HAFTANIN KİTABI
Gülten Dayıoğlu’nun ilk çocuk romanı ‘Fadiş’, 100’üncü baskısını özel bir tasarımla kutluyor. Bu yıl 50’nci yaşını dolduran kitap, geçmişten günümüze çocukların en sevdiği eserler arasında.
Yayınevi: Altın Kitaplar
Yazan: Gülten Dayıoğlu
Tür: Roman
Yaş: 9+
Sayfa: 319
Fiyatı: 35 lira
Paylaş