Paylaş
◊ Zeki Müren’le bugüne dek uzanan hikayeniz kaç yaşınızdayken başladı?
- Ben 15, Zeki 24’tü. Cumhuriyet Gazinosu’nda Hamiyet Yüceses’le okurken tanıştım. Sonraları Maksim’de okuduk. Arkasında vokal yapıyordum. İpek Açar’la Kayahan gibi. Takılırdı bana, “Bir gün evlenirsem senin gibi bir kız alacağım” derdi. Bana taklitler yaptırırdı. Şakacı, nüktedan bir adamdı ama kapısını çalmadan asla odasına giremezdin.
◊ Onca kişi arasından neden sizinle çalışmayı tercih etti? Hiç konuştunuz mu bu konuyu?
- Türkçe’m güzeldi diye tercih etti beni. Sonradan dublaja başladım. Halbuki ablam da ben de liseyi okumadık. Kabiliyet bu, Allah vergisi.
◊ Onu ilk gördüğünüz anı hatırlıyor musunuz?
- İlk Cumhuriyet Gazinosu’nda Hamiyet Abla ile okuduğumda ön safhalarda çıkarırlardı beni. Konservatuvar hocaları beş kuruş para almadan eğitti beni. Zaman zaman Gönül (Yazar) Abla’mla gazinoya gidiyordum. Zeki Müren gibi bir adam en öne gelir bizi dinlerdi. Dinleyicimizdi. Uşak makamından Muhabbet Kuşu’nu okuyordu. Müzeyyen Abla gibi okuyordu, çok güzeldi. Şimdi İhsan Güvenç’i benzetiyorum onun sesine. Bayılıyorum, iki gözüm iki çeşme ağlıyorum, Zeki’yi hatırlıyorum.
◊ Kaç yıl beraber sahne yaptınız?
- 9, 10 sene sanırım. Arkasında okudum. Ama beni önden de çıkarıyordu para kazanayım diye. Çünkü vokalistlere para verilmiyordu.
O ZAMAN OTURUR ÇOCUK BAKARSIN!
◊ Onca yıl birlikte sahne yapmışsınız. Hiç tartışmanız, küslüğünüz olmadı mı?
- Seneler sonra Maksim’de okurken kızlarımdan birinin ateşi çıktı. Vokal yapıyoruz, ben önden çıkıp iki üç şarkı söylüyorum. “Zeki Bey bir maruzatım var” dedim. Pudra sürüyordu odasında yüzüne. “Çocuğum ateşlendi, hastaneye kaldırabiliriz” dedim. “O zaman oturur, çocuk bakarsın” dedi. Bir abi gibi haşlar vaziyette. Starlık buymuş. Ben bunu görüyorum. Bir numaraya oynayan insanlarda bu var. Zeki Bey’in bir kanunları vardı. Onu ablam, ben ve Ajda kadar kimse bilemez.
◊ Nedir Zeki Müren kanunları? Türkan Şoray kanunları gibi bir şey mi?
- Onu çiğneyen bir hareket olursa affetmezdi. Fahrettin Aslan’da da vardı bu. Başka bir gazino ile anlaşma yaparsan da Fahri Bey çizer seni mesela. İkisi de nurlar içinde yatsın.
◊ Yıllarca aynı sahneyi paylaştığınız. Neler öğrendiniz ondan?
- Zeki demek disiplin demek. Disiplin çok önemlidir. Hiçbir zaman senli benli olmayan biriydi. Sahneden bir saat önce gelmeyeni, sahne kuralları olmayanı kesinlikle etrafında tutmazdı. Biz yapabildik mi, onun kırıntısıyız. Sahneden sırtını dönmeden geri geri giderek ayrılırdı. Tek tip kıyafet kuralı vardı.
◊ Şimdi bazı şarkıcılar, onlar sahnedeyken yemek yiyenlere kızıyorlar, onun sahnesinde durum nasıldı?
- Yemin ediyorum en küçük çatal bıçak oynamıyordu. Prensler geliyordu dinlemeye.
◊ Seyirci ile diyaloğu nasıldı?
- Tatlı tatlı iğnelerdi bazen. “Saygıdeğer dinleyicilerim, sevgililerim” derdi.
ÇİZMELERLE KÖŞKE ÇIKMIŞTI
◊ Kıyafetleri de efsaneydi Zeki Müren’in...
- Zeki demek yenilikçilik demek. Çizmeleri onda gördüm. O zamanın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e köşke çizme ile gitti. “Ben Zeki”yim dedi. Aşırı özgüvenliydi.
◊ Eşiniz kıskançlık yapıp, sahneleri bırakmanızı istemiş, doğru mu?
- Bana haksızlık yaptığı zaman “Topla tuvaletlerini” derdi. Asabi mizaçlıydı ama şövalye bir adamdı. Fabrikatördü. Ben ikinci eşiydim. İlk eşinden üç, benden de üç çocuğu vardı. Yalnız Rauf değildi benim 38, 40 sene sahneye çıkmamamın nedeni. Bu biraz da insanların beni merak etmemesinden kaynaklandı. Ben kırıldım, gücendim.
BENİ AYAKTA TUTAN MEDYANIN DESTEĞİ OLDU
◊ Ama geri dönüşünüz muhteşem oldu...
- Medya beni göklere çıkardı. Siz var ya siz, senelerdir beni atakta tutuyorsunuz. Eşim zengindi ama ben perdeli business uçaklara binmedim. Ablam önde giderdi, ben arkada giderdim. Üç çocukla 41 yaşında dul kaldım. İki ev, bir arsa sattım çocuklarımı okutmak için. Ayakta durmaya çalıştım.
◊ Neden sahnelere küstünüz bu kadar uzun süre?
- Sahneden ayrılmamın nedeni, sahne arkası entrikaları. Herkes herkesin üstüne basıp geçiyor. Acımasız.
◊ Mücadele edemediniz mi?
- Edemedim yapımdan dolayı. Çekingen bir mizacım var. Böyle konuşkan olduğuma bakmayın. 8-9 senedir açıldım. Medya açtı beni. İpek kozasından çıkan Belkıs Abla’nızım. Ezile ezile bu hale geldim.
◊ Gönül Yazar’la aranız nasıl?
- Kendi kendine küslük çıkardı, konuşmuyor. Öyle huyları var. Büyük ablamın cenazesinde kırıldı. Ama o benim ablam, gördüğüm yerde sarılır öperim tabii. Kardeşim, canım, damarımdaki kanım. Anne-baba ayrıymış, ben iki yaşımdan itibaren teyzemde büyümüşüm, belki ayrı yerlerde büyümenin etkisi vardır bilmiyorum.
◊ Zeki Müren’in bayrağını kim devralıyor sizce?
- Zeki başka bir şey. Bülent Ersoy da çok güzel okuyor. O şimdi bir numara. Onu kabul edelim yani. Ama öyle çok gazino kalmadı. Bir Günay var. Orayı da Sibel Can ile Ebru Gündeş götürüyor. İyi gidiyorlar ama Zeki başka bir şey. Zeki demek Türkiye demek.
◊ Zeki Müren’e sormuşlar, “Tatmadığınız duygu ne” demişler, “Kin ve kıskançlık” demiş.
- Doğru. Kin tutmazdı. Zeki’nin sahnesi gibi sahne olmaz artık. Hem gazino hem de o seyirci kalmadı.
◊ “Kıskanç değilim” demiş. Buna ne diyorsunuz?
- Kıskanacak kimseyi bulamamış. Kıskansa bile belli etmezdi. Bir gün sonra unuturdu. Gönül adamıydı. Zeki’yle pazarlık yapılmazdı, severse tutardı.
SPONSOR ARIYORUM,
◊ Albüm çıkaracak mısınız yakında?
- 28 şarkım var, sponsor arıyorum. Elimdeki iki kuruşu kiraya veriyorum. Maaşım asgari ücret. Konserlere her zaman gidilmiyor.◊ Eskiden şimdiki kadar kazanılmıyor muydu, bir birikim yapılmıyor muydu?- Yapılırdı. Kocamın aniden 50 yaşında ölmesi, üç çocuk okutmak, evlendirmek, onların çeyizlerini kırmızı kurdelelerle bağlayan, bir daha evlenmeyen bir anne ne yapabilir? İki evi peynir ekmek gibi erittim.
ZEKİ MÜREN’İ KİMSE TUTAMAZDI
◊ “Meyve veren ağaç taşlanır” dermiş Zeki Müren. Sizin veya onun paçasından tutanlar oldu mu?
- Onun tutamaz kimse paçasından. Bizlerse kırıntıyız.
◊ Çok mektup gelirmiş Zeki Müren’e...
- Bavullar dolusu... Etrafında paşam aşağı, paşam yukarı koşturan çok iyi arkadaşları vardı. Kaset çıktığı zaman vertigodan hastanede yatıyordum. Canımla uğraşıyordum, yine de Zeki’yi düşünüyordum. Neler yaşadık... İyi ki geldin Ömür. Bana bir şey olursa, bunların bilinmesini istedim. Yaşamak istiyorum tabii torunlarımın sefasını sürmek istiyorum.
Paylaş