Paylaş
- Nuri Bilge Ceylan son filminin çekimlerini bitirdiğini söyledi. Montaj devam ediyor. Nuri Bilge ve ekibinin ilk hedefi her zaman olduğu gibi yine Cannes Film Festivali.
- Nuri Bilge Ceylan’a mezun olduğu Boğaziçi Üniversitesi tarafından fahri doktora verilmişti. Bunun, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünün fikri olduğunu öğrendim.
- Hale Soygazi, Yol ve filmde öldürülen atla ilgili yazımı okumuş. “Hislerime tercüman oldun, ben de yıllardır o filme bu yüzden tepkiliyim” dedi. Bizi dinleyip “ben de, ben de, ben de” diyenler çok oldu. Hayvan hakları deyip geçmemek lazım demek ki... Bu haklar çiğnendi mi, ödül bile vız geliyor insanlara, daha doğrusu insan olanlara.
- Derya Alabora’ya, sokak köpeklerinin dramını anlatan Ezber adlı kısa filmde rol aldığı için tebrik ve teşekkürlerimi ilettim. Derya filmin yeterince izleyiciyle buluşmamış olmasından şikayetçi, “Sinemalarda film öncesinde gösterilecekti ama olmadı sanırım” dedi.
Sokakta ve barınaklarda köpeklerin yaşadığı dramı anlatan Ezber’in daha fazla izlenmesini ben de isterdim doğrusu. Filme İz TV izlerken rast gelmesem göreceğim yoktu. Sonra izini internette bulup izledim ve Cinemania’da yayınladım neyse ki. Ama keşke sinemalarda film öncesinde ya da arasında o uzun reklamlar yerine böyle kısa filmler gösterilse. Ve bu uygulama Ezber ile başlasa.
- Reha Erdem’le, jürisi olduğum Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Altın Portakal alan Kosmos filmiyle ilgili ilk kez sohbet etme imkanı buldum.
Ödül sonrasında, filmdeki mezbaha sahnesine dayanamadığımı, onun bu sahneyi nasıl çektiğini anlayamadığımı yazmıştım.
Reha, “Filmde hayvanları kesmenin, zulmetmenin akıl almaz bir şey olduğunu ve insanoğlunun ikiyüzlülüğünü vurguluyorum. Kesilmeden önce gözlerindeki korkuyu, endişeyi gördüm, salgılarına ve nasıl bağırdıklarına şahit oldum. Bu nedenlerden dolayı o sahneyi koymak zorundaydım. Ama çekerken çok zorlandığımı, dizlerime kadar kana batıp, kesim anında gözlerimi kapamak zorunda kaldığımı itiraf etmeliyim” dedi.
Reha’yı dinlerken Linda McCartney’nin o unutamadığım sözü geldi aklıma: “Mezbahaların duvarları camdan olsa herkes vejetaryen olurdu.”
Reha bu sahneyi çekerken zorlanmış, biz de izlerken zorlandık.
Ama galiba gerçekten de bizim bu gerçekleri görmemiz gerek. Bakalım o zaman her gece iştahla et tüketebilecek miyiz?
Profesörlerin onayını aldım
İnsan hayatının en önemli anı, çok sevdiği, kimi zaman korktuğu ama hep saygı duyduğu hocalarının “seninle gurur duyuyoruz” dediği andır herhalde.
Boğaziçi’ndeki buluşmada yıllar film karesi gibi geçti gözümün önünden.
Murat Ertel, “Cevza Hoca da (Prof. Dr. Cevza Sevgen) burada” dediğinde irkildim. Anladım ki yıllar geçse de onun isminin bende yarattığı heyecan aynı kalacak.
Geç kalmamak için saatimi ileri almamda (ki bu hayata yayılan ve hep işime yarayan bir alışkanlık olarak bende kaldı), hayatı edebiyat ve sanatı izleyerek yaşamamda onun katkısı büyüktü. Cevza Hoca öğretileri dışına çıkmaktan hep korkmuştum.
Yıllar sonra ona sarılıp, hasret giderince ve bir de övgüler alınca rahat bir nefes aldım neyse ki. Bizim bölümden kimler geldi kimler geçti sohbeti yaptık uzun uzun, perşembeye okuyacaksınız.
Bir başka köşede bizim dönemin rektörlerinden Prof. Dr. Üstün Ergüder ve mezuniyet diplomamda imzası olan Prof. Dr. Sabih Tansal ile sohbet edip, onlardan da iltifatlar alınca keyfime diyecek olmadı gerçekten de.
İnsan profesörlerinin, rektörlerinin onayını, takdirini alınca gerçekten de iyi, hem de çok iyi hissediyormuş.
Sözün bittiği yer!!!
Pazar gecesi Okan Bayülgen’in Medya Arkası’nı izlemiş olanlar uzun süre kendilerine gelememişlerdir.
Benim de toparlanmam hayli zamanımı aldı. İzlemeyenler için trajikomik olayı anlatmaya çalışayım. Okuduktan sonra gözünüzü kapatıp hayal edin.
Tam hatırlayamıyorum, hatırlamak da istemiyorum zaten.
Taytını giymiş bir jimnastik öğretmeni dizlerinin ve ellerinin üzerine çökmüş, kalça ve bacak hareketleri gösteriyor.
O arada belli ki aklına geliyor ve ani bir hareketle kameraya dönerek, “Ha bu arada Regaip kandiliniz kutlu olsun sayın seyirciler” deyiveriyor. Bunu derken kalçasını kaldırıp indirmeye de devam ediyor.
Rezilliğin, komedinin, dramın son perdesi!
Ne diyeyim, sen bizi bu tarz programların gazabından koru yarabbim.
Kılıç gösterisi yapacaklar
Bu haber özellikle erkeklere... Ve daha çok aksiyon ve dövüş filmlerini sevenlere...
Japon aksiyon filmleri yönetmeni, Son Samuray ve Wasabi gibi filmlerde aksiyon koordinatörlüğü yapan Masatsugu Takase ve ekibi, Japon oyuncu Ayumi Takano ile birlikte kılıç gösterisi yapmak üzere Türkiye’de...
Gösteride Japon kılıcı, nunçaku ve tonfa ile yapılan dövüş sahneleri canlandırılacak.
Gösteriler yarın ve ertesi gün İstanbul Baltalimanı Japon Bahçesi’nde.
Paylaş