Paylaş
Uğur Dündar ve Müjdat Gezen’in Vefa Lisesi’nde başlayan ve sanat-medya ortamında devam eden dostlukları böylece tadından yenmeyecek şahane bir meyve vermiş olacak.
Okulda ana haber nasıl hazırlanır, magazin, kültür, sanat programları nasıl yapılır, futbol maçı nasıl anlatılır, kamera, kamera arkası, kamera önü nedir, televizyon oyunculuğu nasıl bir şeydir, basın ahlakı neleri gerektirir gibi konularda eğitim verilecek.
Öğretmen kadrosunu da aldım Müjdat Gezen’den.
Kimler yok ki; Uğur Dündar, Müjdat Gezen, Yılmaz Özdil, Oktay Ekşi, Can Ataklı, Oylum Talu, Levent Kırca, Mehmet Ali Erbil, Haluk Şahin, Coşkun Aral...
Televizyon dünyasının içinde olan bir gazeteci olarak ben bu işe ve kadroya bayıldım.
Alırlarsa eğer, sık sık misafir öğrencileri olabilirim.
Yönetmenden torpilli kadın kimdi?
Torpil, torpil nereye kadar diyenlere en güzel yanıtı şahane bir örnekle Müjdat Gezen verdi.
Kendisine “Sizin okullara gitmek ve mezun olmak zormuş, bugüne kadar hiç torpil yapmadınız mı?” diye sormuştum.
Bir örnek verdi, sustum.
“Bir gün bir öğrencim ‘siz torpille olmaz dediniz, ama bir kadın oyuncu yönetmenin sevgilisi olduğu için 13 bölüm başrol oynadı’ dedi. İsmini sordum o torpilli oyuncunun. ‘Unuttum, adını hatırlamıyorum’ dediğinde de şunu söyledim ona ‘Şimdi hatırlamıyorsan bir daha hiç hatırlamayacaksın, gördüğün gibi torpille olmamış!”
Yapma be Tarkan!
Tarkan’ın ve kendisiyle birlikte küvette çıplak yatan yabancı mankenin banyo köpükleriyle mahrem yerlerini kapatarak verdikleri pozları hiç ama hiç estetik bulmadım.
Yarı açık dudaklarla demek istenilen belli!
Diğer fotoğraflarda da İsveçli modelle öpüşmeye, sevişmeye beş kala bir Tarkan vardı. Bir baktım, bir daha bakamadım.
Hayvan hakları için soyunduğunda gidip yanaklarından öpmek, sarılmak istediğim Tarkan’dan
uzaklaştım birden.
Uyaranı, “yapma, olmadı” diyeni de olmayınca kendini bir mankenle sıcak temasta bulmuş.
Kıskanılan, arzulanan güçlü erkek imajı yarı çıplak mankenlerle fotoğraf ya da kliplerde oynamakla olmuyor ne yazık ki.
Bu işleri ancak yeni popçular yapıyor.
Ki onlar bile bizim insanımıza uymuyor, “İki Süper Film Birden” mantığıyla izlenmekten başka bir işe yaramıyorlar.
Twitter’da yaptığım küçük bir kamuoyu araştırması hem kadın hem de erkek hayranlarının Tarkan’ın bu pozlarından hoşlanmadığını ve gereksiz bulduğunu gösterdi.
Tarkan’ın ‘aşk adamıyım’ açıklamasını desteklemiyor, köstekliyor bunlar.Bu fotoğraflar, konuşuldu mu, evet, ama ters tepti.
Haydarpaşa yanmayabilirmiş!
Haydarpaşa Garı’nda çıkan yangın sadece binayı değil, binlerce İstanbullu’yu da içten yaktı. Yangının üzerine tuzlu suyla yapılan müdahale de yine hem binada hem de gönüllerde nahoş bir tat bıraktı kuşkusuz.
Şimdi içiniz biraz daha yanacak, tuzlu tat ekşiye dönüşecek.
Haydarpaşa’daki bu yangın böyle sonuçlanmayabilirmiş! Tarihi binaların kolay tutuşan çatılarının değiştirilmesi için uyarılar yapılmış ama kimse oralı olmamış!
TUKDER Yönetim Kurulu Üyesi Ali Osman Özaydemir, sorunun yanıcı malzemelerden oluşan çatılarda olduğunu söylüyor; “Kullanılan yanıcı malzemeler yapıların yok olmasına neden oluyor. Uyarılarımıza rağmen tehlike devam ediyor.”
Haydarpaşa Garı’nın tepesi yandı bitti kül oldu ama önlenebilecek yangınlar var belli ki.
Denetim yapması gereken kamu kuruluşları suçlarını kabul edip, ileriye yönelik çalışma yapmaya başlasalar iyi olur.
Paylaş