"Üç Maymun"un, "Nuri Bilge Ceylan filmiyse, az izlenir" klişesini yıkacak film olduğunu yazmıştım.
Rakamlar haklı çıktığımı gösteriyor. Â
Özellikle yurtdışında bolca ödüllendirilen "Üç Maymun"un gişesi 125 bini buldu.
Oysa Nuri Bilge Ceylan’ın önceki filmleri Türkiye’deki sinemalara sessiz sedasız gelir ve yine öyle giderdi.
"Kasaba" sinemalara 7 bin seyirci çekebilmişti.
"Mayıs Sıkıntısı"nın gişesi 24 bin oldu.
56. Cannes Film Festivali’nden Büyük Jüri Ödülü, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden En İyi Yönetmen, En İyi Film, En İyi Senaryo ödülleriyle dönen "Uzak" 36 bin kişi tarafından izlendi.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yönetmen, Cannes Film Festivali’nde Fipresci Ödülü kazanan, İstanbul Film Festivali’nde En İyi Film seçilen "İklimler"i ise 35 bin kişi seyretti.
Görüldüğü gibi "Üç Maymun", eski Nuri Bilge filmlerine göre gişede çok daha başarılı.
Bir de Mevlüt Tezel’in iddia ettiği gibi En İyi Yabancı Film Oscar’ında yüzümüzü güldürürse değmeyin keyfimize.
’Yavaş şehir’lerden geçtik
Bayramda Antalya’dan Afyon’a, oradan da Sapanca’ya arabayla geldik. Yollar boş, sakindi.
Trafiğe takılmadan yolculuk yapmak keyifliymiş gerçekten.
TRT FM her yerde çekiyor.
Yol arkadaşlığı muhteşem.
Sadece arabayla değil, şarkılarla da diyar diyar gezmiş olduk diyebilirim.
Yol boyunca pek çok ’yavaş şehir’den geçtik. Nedir bu ’yavaş şehir’ diyebilirsiniz.’Yavaş şehir’ ilk olarak İtalya’da doğmuş bir kavram.
Bu, daha sonra diğer Avrupa ve Asya ülkelerine de yayılmış.
Almanya gibi bir otomobil ülkesindeki şehirlerin bile bu harekete katıldığı düşünülürse, ne kadar yaygın olduğu anlaşılır herhalde. ’Yavaş şehir’lerde tam bir taş devri havası hakim.
Bunu gerileme olarak algılamayın, ileriye yönelik bir hareketten bahsediyoruz aslında.
Bu kentlerin merkezlerinde araba yasak. Fast food’cular, süper marketler kapalı.
Yeşil alanlar şehrin bir değil, dört bir yanında.