Türk sineması Almanya’da

Nürnberg’de başlayan 14. Türkiye/Almanya Film Festivali, 8 Mart’a kadar devam edecek.

20. Münih Türk Film Günleri ise 21 Mart-29 Mart tarihleri arasında Münih’te.

Açılışı Derviş Zaim’in Nokta’sı yapıyor, sonraki günlerdeyse Özcan Alper’in Sonbahar, Kürşat Kızbaz’ın Mevlana Belgeseli, Selim Evci’nin ıki Çizgi, Seyfi Teoman’ın Tatil Kitabı, Onur Ünlü’nün Güneşin Oğlu, Derviş Zaim’in Cenneti Beklerken, Sinan Alakuş’un Evet, ıstiyorum, Metin Erksan’ın 1964 yılı yapımı klasik eseri Susuz Yaz, Ben Hopkins’in Pazar: Bir Ticaret Masalı ve Ümit Kıvanç’ın Naze isimli belgeseli gösterilecek.

Etkinliklere katılmak üzere Münih’e gidecek sinemacılar arasında Derviş Zaim, Ümit Kıvanç, Kürşat Kızbaz ve Sonbahar’ın başrol oyuncusu Onur Saylak bulunuyor.

Böylece Almanya’daki Türkler, sadece gişe canavarı büyük prodüksiyonlar değil, bağımsız ve kaliteli yapımlar da izlemiş olacaklar.

Onlara tavsiyem altyazı ile gösterilecek bu filmlere Alman arkadaşlarını da davet etmeleri.

Ve gurbette Karadeniz’i özlemiş olanlara küçük bir not: Ödül canavarı Sonbahar, konusu, oyunculukları, müzikleri ve görüntüleriyle şahane bir film.

İzleyince, Karadeniz perdeye gerçekten de yakışmış diyeceksiniz.

Hürriyet okuru başkadır

Hani hepimizin telefonları dinleniyor ya.

Hatta utanmadan, kanuna aykırı olmasına rağmen, karşıt medyada da çarşaf çarşaf yayınlanıyor.

Ama ne gam. ısterlerse evlerimize, ofislerimize böcekler de (yani dinleme cihazı) koysunlar (Belki de koymuşlardır! Hiç şaşırmam!)...

E bir de Cumhuriyet tarihinde yazmayan cezalar var.

Anlaşılması güç ama diğer yanda temelinde nelerin olduğu gayet açık olan cezalar.

Financial Times bile haberi verirken “Türkiye’nin en büyük medya grubunun başı otoritelerle dertte” diyor. Ve uzun süredir devam etmekte olan “Doğan grubu yayınlarına boykot” çığlıkları.

Ne oluyor biliyor musunuz?

Geri tepiyor.

Ankara’da yaşayan bir akrabamız söyledi; artık bir değil iki Hürriyet alıyormuş ve ikincisini kriz nedeniyle gazete almayı bırakmış olan ailelere veriyormuş.

Hürriyet okuru başkadır diye boşuna demiyorlar.

Anıtkabir sanal alemde

Atatürk’ün hayatını anlatan film henüz çekilemedi ama perdede olmasa da sanal dünyada onun için güzel şeyler yapılıyor.

Anıtkabir’i artık internet ortamında gezmek mümkün. Genelkurmay Başkanlığı tarafından Anıtkabir internet sitesinde oluşturulan Sanal
Müze’de fotoğraflar ve açıklayıcı notlar var.

Burada ayrıca Anıtkabir’in dış mekanları, Atatürk’ün özel eşyaları, Çanakkale panoraması, tonozlu galeriler bölümü ve Atatürk özel kitaplığı bölümleri bulunuyor.

Üstelik site gayet başarılı.

Bence http://www.tsk.mil.tr/anitkabir/sanal_muze/1.html adresine girmeli ve çoluk çocuk bir Anıtkabir turu yapmalısınız.

Kimseden nefret etmeyin

Bir okurum sağlık ve mutlulukla ilgili yapılması gerekenleri yazmış. Hemen paylaşalım. ılk maddede “Çok su için” diyor ve devam ediyor.

“Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam yemeğini de dilenci gibi yiyin.”

“Geçmiş meseleleri unutun. Yanınızdaki insanlara geçmiş hatalarını hatırlatmayın, bu durum mevcut mutluluğunuzu bozar.”

“Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak için çok kısadır, kimseden nefret etmeyin.” “Elde edemeyeceğiniz şeylere sahip olmaya çalışmayın, yok yere üzülürsünüz.” “Kendinizi fazla abartmayın, sınırlarınızı bilin.” “Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan her şeyden uzak durun.” Hadi son cümle de benden olsun: “Önümüzde daha ne güzel günler var ve en iyisine henüz sıra gelmedi.”