Paylaş
Özellikle son film kesinlikle bunu gerektiriyor.
Tom Cruise’un uçağa tutunarak uçtuğu sahneyi fragmanda izlemişsinizdir.
“Yok artık!” dememek mümkün değil.
Bu cuma bizde de vizyona girecek olan Mission Impossible 5’in galası Viyana’da yapıldı.
Gala girişinde soruları cevaplayan Tom Cruise filmdeki uçaktan atlama sahnesinde dublör kullanmadığını söyleyerek “Seyircilerin mutluluğu için her şeyi yaparım. Eğer seyirciyi eğlendirip onları koltuklarından düşecek kadar heyecanlandırma fırsatınız varsa bunu es geçemezsiniz” diye konuştu. Sonbaharda yeni bir Jack Reacher projesinde yer alacağını, önümüzdeki yaz aylarında da serinin 6. filminin çekileceğini açıkladı.
Bu arada Mission Impossible 5 ile ilgili gelen ilk bilgiler serinin en iyisi olduğu ve sağlam bir şaşırtmaca barındırdığı yönünde.
Cuma olsa da izlesek.
Annelerin Instagram’ı
Instagram’da sadece ünlülerin ne yaptıkları, yeni trendler, manzara fotoğrafları takip edilir diye bilinir.
Bildiklerinizi unutun.
Arkadaşımın annesinden öğrendim, annelerin de Instagram’ı var ve onların Instagram kullanma şekli de, amacı da farklı.
Hani eskiden annelerimiz gün yapardı ve günde çıkarılan börek çörekler, pastalar bir hafta konuşulurdu ya.
Şimdi bu dedikodu Instagram’da yürüyor.
Her toplantı sonrası sofraların, tabakların fotoğrafları paylaşılıyor, altına da şöyle lezzetliydi, böyle başarılıydı diye yorumlar yazılıyor.
Annelerin Instagram’ı da kendilerine göre yani...
Yalan söylüyorsun!
İnsanlar en çok karşılarındakilerin yalan söyleyip söylemediğini bilmek istiyorlarmış.
Kolay aslında, hepiniz birer dedektif olabilirsiniz.
İşte adım adım yalan yakalama yöntemleri.
Yüze odaklanın. Bir yalanı satmak için beynin hayli sıkı çalışması gerekir. O arada yanaklar kızarır, burun delikleri büyür, gözler sık sık kırpılır.
Yalancı kendini saklar. Bacak bacak üstüne atar, kolları oturduğu yere sabitleyerek kıpırdanmaları önlemeye çalışır.
Yalan söyleyen kişi yalandan kendisini uzakta tutmak için içinde “ben”, “benim” olan cümleler kurmaz.
Göz temasından kaçınmaya dikkat. Eğer birine ölen halasını sorarsanız ve uzaklara dalarsa bu anlaşılabilir. Ama birine “Cuma gecesi neredeydin?” diye sorarsanız ve cevaplarken yere bakarsa, yalandan şüphelenmeye başlayabilirsiniz.
Bizden adam olmaz!
Millet aya, biz yaya.
İnsanlar bilim, teknoloji, edebiyat ve sanat konuşurken biz burada din, kavga ve siyasetten alamıyoruz kendimizi.
İş yemeğinde, aile toplantısında, arkadaş muhabbetinde, her yerde, varsa yoksa aynı konular, aynı patinaj.
Sonra soruyoruz “neden bir adım ileri gidemiyoruz” diye.
Cevabı bu kadar ortadayken.
Aya gidenin biz olmasına imkan var mı!
Hep aynı nakarat!
“Dudu Dudu”, “Kuzu Kuzu” dedi, bu işleri hep Tarkan başlattı.
Hareketli, oynak bir ritm.
Nakaratta şımarık bir ikileme.
Alın size Türk pop müziğinin özeti.
Aklıma gelenler bunlar: “Kuzu Kuzu” ve “Dudu Dudu” (Tarkan), “Aman Aman” (Ece Seçkin), “Bekle Bekle” (Ömür Gedik), “Dan Dan” ve “Bangır Bangır” (Gülşen), “Güm Güm” (Ayşe Hatun Önal & Onurr), “Miş Miş” (Simge), “Kış Kış” (Hande Yener)...
Yok mu artıran?
Paylaş