Testosteron hatası!

Yarın vizyona girecek olan “Testosteron: Erkek Tarafı” adlı sinema filmi son zamanların en fazla reklam yapan Türk filmlerinden oldu.

Haberin Devamı

Her yerde, sinemalarda film aralarında, bolca girdiler fragmanını.
Fragmanı her izlediğimde beni en çok rahatsız eden şey ise anne üzerinden yapılan belaltı konuşma olmuştu.
Anne kutsaldır.
Eleştirel bakış açısıyla da olsa, anneyi muhabbetin içine cinsel obje olarak koyunca insan bir yutkunuyor.
Filmin bütününde daha az göze batan, sırıtmayan, eleştirel amacı daha iyi anlaşılan bu cümlenin fragmanda gözümüze sokulması bence itici ve filmin tanıtımı açısından büyük bir hata.
Türkiye’de değil dünyanın neresinde olursanız olun, böyle bir sahneyi geniş kitlelere hitap etmesi beklenen, gişeye oynayan bir filmin fragmanına bu şekilde koymazsınız.

Erkek çıplak!

Polonyalı senarist, oyun yazarı ve yönetmen Andrzej Saramonowicz’in yazdığı, Neşe Taluy Yüce’nin çevirdiği, Testosteron’u Oyun Atölyesi’nde tiyatro sahnesinde izlemiş, hayli gülmüş ve çok beğenmiştim.
Erkeklerin erkeklik hormonu, testosteron belası nedeniyle neler çektiklerini, ne hallere düştüklerini gösteren, espriler ve sürprizlerin yanı sıra bilimsel açıklamalarla da izleyiciyi besleyen bir oyun Testosteron.
İçeriği ve dili açısından 18 yaş üstüne hitap eden bu oyun şimdi yine aynı yaş sınırlamayla İlksen Başarır yönetimiyle sinemalarda.
Amaç çok tutan bu oyunu daha geniş kitlelere taşımak.
Filmin temposu hayli yüksek, nefes almadan takip ediliyor.
Oyuncular gerçekten iyi, zevkle izleniyorlar.
Ama bazı sahnelerde yıllardır oynadıkları tiyatro oyununun etkisini üzerlerinden atamadıkları için büyük ve gürültülü oynadıklarını söylemem gerek.
Film ise tiyatro oyununun adeta kopyası olmuş, sinema adına üzerine bir şey koyulmamış.
Erkek Tarafı, erkeklerin aralarındaki muhabbetleri gözler önüne serip, onları adeta çıplak hale getiren güçlü metni ve oyuncuları adına izlenmeli.
Bolca güldüreceği de garanti.
Ama 18 yaş sınırına dikkatle tabii.

Haberin Devamı

Hangi saç modeli?

Bu dünyada iyi insanlar her zaman olacaktır.
Ulus ve Zorlu’daki Salon HH kuaförlerin sahipleri Hande ve Haluk Feyzioğlu da onlardan.
Ellerinde olanı paylaşmak adına bu pazar yola çıkıyorlar.
İstikamet Mardin, Midyat.
Yanlarına benim saçlarımı emanet ettiğim sevgili Tolga’yı da alarak Çalpınar köyündeki çocukların saç bakımlarını yapacaklar, son moda kesimlerle onların dünyalarına renk katacaklar.
Çocukların sadece saçlarına dokunmakla kalmak istememişler tabii, yanlarında bir dolu kitap, defter, kalem, atkı, bere ve şekerlemeyle gidiyorlar.
Tolga’ya “oralarda en çok hangi ve kimin saç modeli seviliyormuş bir anket yap gitmişken” dedim.
Bakalım ne cevaplar gelecek.

Haberin Devamı

Bunun adı gaf değil mutluluk

Habertürk salı günü bu köşede yazdığım “Biz 5 kedi, 3 köpek, 5 insanlı bir aileyiz” cümlesini ‘internette günün gafı’ bölümüne taşımış.
Birincisi bu cümle internet değil gazetedeki köşe yazımdan.
İkincisi gaf değil, gerçek, hem de mis gibi, içten, sıcak, samimi bir gerçek.
Biz evde kediler Meeko, Kaliko, Cingöz, Asker, Reyhan, köpekler Buddy, Sheeba, oğlum ve ben, Ferhat, Tayga, Yağmur, Can olarak geniş bir aile oluyoruz.
Oğlum, Kaliko’nun yemeğinden yemesine izin veriyor.
En küçüğümüz Reyhan abisi Asker’i o kadar çok seviyor ki sarılarak uyuyor.
Cingöz sıkılınca gidip Sheeba’ya bir pati atıveriyor. Büyüklük Sheeba’da kalıyor tabii, içinden muhtemelen “la havle” çekse de hırlamıyor, ısırmıyor.
Meeko yatak odalarının tek sahibi sanıyor kendini, evin diğer kedileri alanına girdiğinde çok kızıyor ve hıncını çişini banyoya yaparak alıyor.
Sheeba iki erkek köpeğe de kuyruk sallayıp cilve yaptığı için Buddy ve Oğlum’un arasını bozdu.
İki erkek birbirlerine girmesin diye hepimiz seferber oluyoruz.
Bazen kıskanmalarını engellemek adına üç köpeğin de aynı anda sevilmesi gerekiyor.
İşi gücü aynı anda bırakıyoruz, ben Buddy, Tayga Sheeba, Yağmur da Oğlum’a masaj yapıyor.
Bizim ev hayli hareketli anlayacağınız.
Bu söylenen ve yaşananlar gaf değil olsa olsa mutluluk olarak tanımlanabilir.

Yazarın Tüm Yazıları