Paylaş
Tarkan da pası taca bile atmadı, “Olayın neye hizmet ettiğini anlamadım” deyip kibarca iade etti.
Olayın hizmet ettiği nokta aslında şu; uzun süredir işsiz olan müzisyenler için başlatılmış bir challenge’dı bu. İyi güzel de, peki ne işe yarayacaktı? Amacı neydi?
Bir cümlesi var mıydı?
Bir şeyleri değiştirmek için kitleleri ya da otoriteleri harekete geçirecek içeriği var mıydı?
İşte onu ben de anlamadım.
Zaten Tarkan da anlamadığı için “Beni affedin” deyip çekildi kenara.
Keşke bu daha ayakları yere basan bir proje olsaydı.
Ya da Yıldız Tilbe ile Tarkan sosyal medya üzerinden haberleşeceklerine önceden bir telefon konuşması yapmış olabilselerdi.
Yıldız Tilbe’nin iyi niyeti çektiği videodan belli.
Çok içten, çok heyecanlı bir şekilde girmiş bu işe.
Umarım Tarkan’ın cevabına kırılmamış, üzülmemiş, anlayışla karşılamıştır.
Tarkan tarafında ise ona “Şarkısındaki gibi şımarık, ayıp etmiş” diyenlere hiç katılmıyorum.
Nereye varacağı hiç belli olmayan bir challenge’ın içinde olmamak en doğal hakkı ve de en mantıklısı.
Sosyal sorumluluk işlerinde, özellikle doğa konusunda her zaman duyarlı olan Tarkan’ın bu challenge özelinde ve kendi kariyeri içinde doğrusunu yaptığını düşünüyorum.
Yıldız Tilbe’nin gönlünü de bir şekilde alır zaten.
Kapanmada hayvan besleyen ceza yemez
Polis tam kapanmada sokakta gezen bir adamı durduruyor ve “Neden dışarıdasın?” diye soruyor.
Adamın verdiği cevap şöyle: “Köpeğim kaçtı, onu arıyorum.”
Yalan dolan tabii.
“Köpeğinin fotoğrafını göster” denince olay anlaşılıyor zaten.
Polisimizin de devletimizin de işi zor.
Buna rağmen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya özellikle gerçek hayvanseverlere karşı alınan hoşgörülü ve destekleyici tavır için teşekkür etmek istiyorum.
Kapanmanın ilk günü benim ve HAÇİKO Derneği’nin telefonları susmadı.
Tam kapanma genelgesinde 13’üncü madde, hayvan besleyenlerin ceza kapsamı dışında olduğunun altını çizmişti.
Ancak biliyorsunuz ki sokaklarda denetimler son derece sıkı tutuluyor.
Farklı uygulamalardan ve ceza yemekten korkuyordu bize başvuran yüzlerce hayvansever.
Telefonlarımız, mail’lerimiz, DM kutularımızdan bir açıklama beklediklerini yazıyorlardı.
Durum böyle olunca Süleyman Soylu ile iletişime geçtim. Kendisinden aldığım cevap şu oldu: “Hayvan besleyenler ceza yemez.”
Kendisi ayrıca emniyet güçlerini de bu konuyla ilgili tekrar uyaracağını söyledi.
Evet, besleme yapanlar ceza yemeyecek.
Ama şunları da yapmanız gerekiyor:
Eğer ormana besleme yapmaya gidiyorsanız arabanızda mama olacak, dönüşte çevrilirseniz o gün çektiğiniz besleme videolarını göstermelisiniz.
Sokaklarınızda yürüyerek besleme yapan hayvanseverler için de bunlar geçerli.
Bugünlerde sokak hayvanlarının bize her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Herkese iyi beslemeler diliyorum.
Eve şampuan değil ekmek götürüyoruz
Jülide Ateş’in sunduğu “40” programında “Biz de eve ekmek götürüyoruz, şampuan götürmüyoruz” diyerek kadın ve erkek oyuncular arasındaki ücret dengesizliğinden bahseden Nursel Köse, bu cümlesiyle kadınların değişen rolüne de vurgu yaptı bence.
“Kadın çalışsa da evi geçindiren erkektir yanlışından artık bir dönülsün” dedi.
“Kadın bir erkeğe bağlı kalmak zorunda değildir. Yalnız da yaşar, evine para getirir, kendine de bakar gerçeği artık kabul edilmeli” dedi.
Bu alt metinleri de doğru okuduktan sonra aynı işi yapan iki farklı cinse adaletsiz ücret ödenmesi konusunu yeniden değerlendirmek ve artık bu eşitsizliklere son vermek iyi olmaz mı?
Paylaş