Paylaş
Buna göre korona olup iyileşen ve antikor üreten, yani bağışıklık geliştiren kişiler bir süre sonra yeniden enfekte olabiliyor.
Bağışıklık, yani antikor seviyesi kişi hastalığı yendikten 3 hafta sonra en üst düzeye ulaşıyor ve sonrasında antikorlar yavaş yavaş azalmaya başlıyor. Yapılan deneyler, 3 ay sonrasında hastaların sadece yüzde 17’sinin bağışıklığı koruduğunu göstermiş. Bu durumda sürü bağışıklığından söz etmek zor.
Tedbirlere devam edip aşının bulunmasına ve virüsün de o arada bulunan aşıyı etkisiz kılacak şekilde mutasyona uğramamasına dua etmekten başka çare görünmüyor.
Charlize Theron’a baklava gönderelim
Charlize Theron’un Netflix’teki yeni filmi “The Old Guard”da sağlam bir Türkiye reklamı var.
Ölümsüz karakterlerin aksiyon dolu hikayesini anlatan ve devamı da gelecek gibi görünen filmin başlarında Charlize Theron’a baklava yediriyorlar ve nereye ait olduğunu tahmin etmesini istiyorlar.
Bir güzel yiyor baklavayı, “Cevizli değil fındıklı” diyor, fındık (hazelnut) yerine fıstık (pistachio) deseler daha güzel olurmuş tabii, neyse ve “Türkiye’nin doğusu” diye cevabı yapıştırıveriyor.
Burada da bitmiyor Türkiye ve baklava reklamı. Bize tanıdık gelen görüntüler bağlama kılıfıyla devam ediyor. Baklava olayı ise sosyal medyada sürüyor ve daha da detaylanıyor.
Netflix Türkiye, o sahneyi ekleyerek “Afiyet olsun Charlize Theron” diye bir tweet atıyor.
Charlize’den gelen cevap şu: “Hayatımda yediğim en güzel şey, en iyisinin Gaziantep’te olduğunu duydum.”
Baklavamız ve Gaziantep bir Hollywood yıldızının sayesinde hem filmle hem de sosyal medya ile dünyaya iyice açılıyor.
Charlize o sahneyi öyle bir oynamış ki filmi izleyen milyonların canı resmen baklava çekmiştir.
Netflix’in bu başarılı pazarlama hamlesi hem onlara hem bize yaradı tabii. İki taraf da kazandı.
Bizim baklava biraz daha meşhur oldu.
“The Old Guard” da Türkiye’nin kalbini, ilgisini ve izlenmesini kazandı.
Buradan Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin’e sesleniyorum, Lezzet Festivali’nde Charlize Theron’a bir sürpriz yapmak lazım.
Ve tabii bir de fıstıklı baklavadan göndermek gerek. Asıl onun tadına baksın.
Sosyal mesafeli konserler
Canlı müzik en zor ve belki de en son normalleşen sektör olarak yine sıkıntılı günler geçiriyor.
Ama çabalamaktan asla vazgeçmiyor, pes de etmiyor.
Arabalı konserler, dijital konserler derken şimdi de seyirciler arasında sosyal mesafenin korunduğu yarı kalabalık konserler başladı.
Açık alanı olan Aqua Florya Hayal Kahvesi, Buray konseriyle seriye başladı.
Normal kapasitenin oturmalı 1000 kişi olduğu konser alanına 500 kişi almışlar.
75 ile 150 TL arasında değişen bilet fiyatlarında hem mekan hem organizatörler hem de sanatçılar fedakarlık yapmak durumunda kalıyor tabii.
Taşın altına elini koyanları tebrik ediyorum.
Sırada Emir Can İğrek, Ceylan Ertem, Fatma Turgut, Şehinşah, Zuhal Olcay ve daha pek çok sanatçının konserleri var.
Paylaş