Reyting almazsak parayı iade ederiz

Bu röportaj anlatılmaz yaşanır. Efsane ikili Safiye Soyman-Faik Öztürk şaka değil geçekler, gerçekten de doğal komikler. Sürekli tartışıyorlar ama buna rağmen nasıl başarıyorlarsa harika da anlaşıyorlar. Reyting makinaları şimdi televizyonda kendi programlarını yapmaya hazırlanıyor. Herkesin kendisinden çok şey bularak okuyacağına emin olduğum bu röportajda bakalım Safiye mi Faik mi size daha tanıdık gelecek. Şimdi sizi reytingi yüksek olması kuvvetle muhtemel bir röportajla başbaşa bırakıyorum.

Haberin Devamı

Reyting almazsak parayı iade ederiz

- Safiye Soyman: Faik telefonunu kapat, başladık.
- Faik Öztürk: Tamam kapattım.
Ben daha soru sormadan atışmaya başladınız, merak ediyorum ortak sorulara önce kim cevap verecek?
- Faik Öztürk: Evde çalışıp geldik. Ben cevap vereceğim, Safiye kafasını sallayacak.
- Safiye Soyman: Olur mu öyle şey canım. Faik konuşmayı çok seviyor, aynı avukatlar gibi, hatta onları da geçti.
- Faik Öztürk: Ben insanları esir almayı sevmem. Program ya da röportaj izlensin, okunsun diye öyle yapıyorum.
Televizyon programlarının vazgeçilmez ikilisisiniz. Nedir sizin sırrınız?
- Faik Öztürk: Kim programa başlasa bizi çağırıyor.
- Safiye Soyman: Biz rahatlatıyoruz programı hazırlayanları. Kendi evimizdeymişiz gibi davranıyoruz stüdyoda. O yüzden de bize reyting makinesi diyorlar.
- Faik Öztürk: Her evde bir Safiye ve Faik var. Yollarda karşılaştığımız insanlar “Benim eşim de Safiye gibi” diyorlar.
- Safiye Soyman: Aileler bizi çok sevdi. Çünkü kendilerinden biri gibi görüyorlar. İlk başta bana sürekli takıldığı için Faik’e tepkiler geldi ama sonra onun mizacının böyle olduğunu anladılar.
Para alıyor musunuz gittiğiniz programlardan?
- Faik Öztürk: Eş dost olursa almıyoruz ama diğerlerinden alıyor ve reyting garantisi veriyoruz. İlk 10’a girmezlerse de aldığımız parayı iade ediyoruz. Daha parayı geri verdiğimiz kimse olmadı ama... Bu yıl eylül ayının sonunda kendi programımıza başlıyoruz zaten.

RUHUM KABADAYI, AYAKKABI TOPUĞUNA BASMAYI SEVERİM
Faik Öztürk’ü biz Safiye Soyman ile birlikte tanıdık. Siz daha önce neredeydiniz, neler yapıyordunuz?
- Faik Öztürk: İş adamıyım. Liseyi altı yıl okudum; üç yıl normal, üç yıl da master (gülüyor). Şimdi hem müzik hem de iş adamıyım. Ama bir sene sonra ikisi arasında seçim yapıp birini bırakacağım. Ya müzik ya ticaret. Milletvekili olmak da istiyorum.
Çocukken ne olmak istiyordunuz?
- Faik Öztürk: Otobüs şoförü. Elazığlıyım. Çocukken İstanbul’a giden büyük otobüslerin havalı şoförlerine özenirdim. Ne kadar şık giyinirsem giyineyim, ayakkabımın topuğuna basmayı severim, ruhumda kabadayılık var. Eskiden rahatça yapıyordum istediğimi, şimdi kibarlaştım.
- Safiye Soyman: Ben küçükken de sanatçı olmak isterdim. Babam hafızdı, ilahi okurdum onun yanında. Ses güzelliğim ailemden geliyor.
Safiye ne demek?
- Safiye Soyman: Saf ve temiz. Gerçekten de öyleyim.
- Faik Öztürk: Safiye küsmeyi unutuyor. “Kötü” dediğini ertesi gün sarılıp öpüyor, hatırlamıyor yaşadıklarını.
- Safiye Soyman: Hep iyi düşünürüm, evrene güzel şeyler gönderip güzel şeyler alıyorum. Ne düşünürseniz o oluyor.

“HAZIR EKMEK DÜŞMANI” SÖZÜ HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ
13 yaşında, çocuk yaşta evlendirilmiş ve 14 yaşında anne olmuşsunuz. Bunun travmasını yaşadınız mı?
- Safiye Soyman: Ben ilkokul mezunuydum, eski eşim bir tek cümleyle hayatımı değiştirdi.
Ne dedi?
- Safiye Soyman: “Hazır ekmek düşmanı, kazan da ye” dedi. Bugünkü Safiye Soyman olmamın nedeni, kamçısı işte bu cümledir. İki çocuk; biri ayağımda, biri kucağımda... Devlet memurluğu yaptım 6 sene. Bir azimle, hırsla, tırnaklarımla geldim bu yere.
Çocuk gelinler?
- Faik Öztürk: Şiddetle karşıyım.
Nasıl tanıştınız?
- Faik Öztürk: Safiye Hanım’ın sahne aldığı yere gitmiştim arkadaşlarımla. Orada tanıştık, sonra onu lokantama davet ettim yemeğe. Öyle gelişti.
- Safiye Soyman: Ben onu bir gün önce rüyamda gördüm. Faik Bey rüyamda arkadaşlarıyla beni dinlemeye gelmişti. Ertesi gün aynısını yaşadım. “Seni rüyamda görmüştüm, şimdi karşımdasın” dedim.
Bu aralar farklı şehirlerdesiniz. Bir ayrılık mı söz konusu?
- Safiye Soyman: Ayrılsak da beraberiz. Faik Bey’in işleri çok yoğun, bu nedenle bir süredir o Ankara’da, ben İstanbul’dayım. Ancak sahneye çıkacağımız zaman buluşuyoruz. Bayramda programlarımız sayesinde görüşeceğiz.

STARLIĞI SAFİYE YAŞIYOR BEN YANINDA AMELE GİBİYİM
İki star yan yana... Bunun zorluklarını, ego çatışmalarını yaşıyor musunuz?
- Faik Öztürk: Starlığı Safiye Hanım yaşıyor. Ben amele gibiyim onun yanında. Safiye Hanım’ın odasında 50 tane ampul olacak ki, saçını, gözünü özenle yapsın. Biz de limon kasalarının arasında idare ediyoruz sahne öncesi.
- Safiye Soyman: Aşkolsun! Ben seni hep ön plana çıkarmaya çalışıyorum. Çünkü ben hazmetmiş, aşmış bir insanım. Ülkemi temsil ettim, devlet protokolüne konserler verdim.
Sahneye tek başına çıkıyorken yanına bir ortak almak özveridir. Safiye Hanım yoluna sizinle devam ettiğine göre sizi gerçekten seviyor olmalı?
- Safiye Soyman: Evet, ondan ayrı kalmak istemedim. Birlikte seyahat edelim hep, ayrılmayalım dedim.

İBRAHİM TATLISES’İN BOŞLUĞUNU DOLDURDUM
Birlikte nasıl bir program yapıyorsunuz?
- Safiye Soyman: Ben önce çıkıyorum, 1,5 saatlik bir program yapıyorum. Sonra Faik geliyor, arada düetler oluyor. O zurna çalıyor, ben davul...
- Faik Öztürk: Sonra ben 2,5 saat sahnede tek kalıyorum. Geniş bir repertuvarım var. Özellikle düğünlerin aranılan ikilisiyiz. Ayda 5-6 düğüne gidiyoruz. Tek de çalıştığım oluyor.
Tek yaptığınız programı biraz anlatsanıza...
- Faik Öztürk: İbrahim Tatlıses’ten sonra eğlendiren sanatçılar konusunda piyasada ciddi bir boşluk oluştu. Ses hariç, sahne repertuvarı ve hakimiyeti olarak İbrahim Tatlıses’in yerini doldurduğumu düşünüyorum.
Birbirinizi kıskanıyor musunuz?
- Faik Öztürk: Benim telefonum hep ortadadır. Kıskanılacak bir şey de yapmam.
- Safiye Soyman: Kadın hayranlarının Faik’e ilgisi hoşuma gidiyor. Yurt dışında kadınlar matineleri oluyor. Orada sarılıyorlar, terini bile siliyorlar. Faik seviliyor diye seviniyorum, gurur duyuyorum.
- Faik Öztürk: Ben Safiye’nin kafasını öne eğdirecek hiçbir şey yapmam. Bu noktadan sonra birbirimize ihtiyacımız var.
Hiç aldattınız mı Safiye Hanım’ı?
- Faik Öztürk: Asla. Ben herkesi kardeşim gibi görürüm. Türk erkekler namusu ve onuru için yaşar. Bir erkeğin gelip bana kızımla, eşimle fotoğrafınızı çekeyim demesi çok büyük bir olay. Ben nasıl namussuz olayım, yakışır mı?
- Safiye Soyman: Aldattıysa da hiç haberim olmadı. Ben ona “Aldatırsan Türkiye’yi terk et” diye en başından söylemiştim. Aldatırsa bana gerek kalmaz, zaten halk onu taşlar!
Ya siz Faik bey, siz kıskanıyor musunuz Safiye Hanım’ı?
- Faik Öztürk: Ben öyle bir şey düşünmüyorum bile.

MİLLETVEKİLİ OLURSAM EVLENECEĞİZ
Neden evlenmiyorsunuz?
- Faik Öztürk: Onun da zamanı var. Milletvekili olacağım. Mecliste hizmet edeceğim. O zaman evleneceğiz işte.
- Safiye Soyman: Ben ilk baştan beri karşıyım evliliğe... İmza aşkı da öldürüyor, sevgiyi de... Tapulu malın gibi oluyor. Biz gönlümüze attık imzayı. Milletvekili olursa evlenecekmişiz ama!
Safiye Hanım çok tatlı, çok doğal, çok da komik bir kadın. Çok şanslı birisiniz bence.
- Faik Öztürk: Bir de bana sor. Bizde vukuat eksik olmaz. Arabada hem camı hem de klimayı aynı anda açtıran biriyle yaşıyorum!
Safiye Hanım bilerek mi yapıyorsunuz bunları?
- Safiye Soyman: Yok. Klima dokunmasın diye camları da açtırıyorum. Hem klima hem cam açık olunca sesim kısılmıyor. Ben bunu kimseye anlatamıyorum ama.
Safiye hanım potlarınız çok konuşuluyor: “Televizyonun altını kısar mısın?”, “Her başarılı erkeğin altında bir kadın yatar”... Bunları dediniz mi gerçekten?
- Safiye Soyman: Evet, canlı yayında çıkıverdi ağızmdan. Onun yüzünde oldu, şaşırttı beni.
- Faik Öztürk: Benim için söyledi onu, ben de yerin dibine girdim o anda tabii.
- Safiye Soyman: Benin öyle farklı ifadelerim oluyor.
- Faik Öztürk: Safiye Hanım’ın bindiği arabaya fare girsin altı ay çıkmaz. Araba yiyecek doludur çünkü. Daha gişelere gelmeden erik, salatalık, domates ne varsa alır. 50 yerde mola veririz.

BAL KAYMAK YER, ÜSTÜNE ÇAYA TATLANDIRICI İSTER
Birlikte yaşadığınız en komik olay ne?
- Faik Öztürk: Ankara’dan İstanbul’a geleceğiz. Ben bindim uçağa, Safiye ortada yok. Gitmiş Erzurum uçağına binmiş. Dalmış kafası başka otobüse gitmiş.
- Safiye Soyman: Ne Erzurum’u Kars uçağıydı. Yardımcım vardı o zaman, onun yüzünden oldu. Oturdum uçağa, Faik yok ortalarda.
- Faik Öztürk: Afyon’a gittik. Bal kaymağı yedi, bayağı da yedi yani... Sonra çay geldi, “Tatlandırıcı olmazsa içmem” diyor. Böyle tuhaf bir kadın yani.
- Safiye Soyman: Kesme şeker 12 kalori şekerim.
- Faik Öztürk: Sen ne diyorsun, lahmacunu ekmek arası yiyiyoruz biz!

SERDAR ORTAÇ’A TAVSİYEM HİÇ ÜZÜLMESİN
İkinizin de çocukları var. Aranız nasıl, onların kendi aralarında araları nasıl?
- Faik Öztürk: Benim biri 23, biri 25 yaşında iki çocuğum var. Safiye’ye çok düşkünler.
- Safiye Soyman: Onları ben büyüttüm. Cici anne derler bana... Benim çocuklarımla da çok iyidirler, sorulunca “Dört kardeşiz” derler zaten.
Safiye hanım oğlunuz nasıl?
- Safiye Soyman: Çok şükür, nefes alıp veriyor, ona şükrediyorum.
Serdar Ortaç da MS olduğunu açıkladı. Yıllardır bu hastalıkla mücadele eden birinin annesi olarak ona tavsiyeleriniz var mı?
- Safiye Soyman: Her MS aynı değil. Benim oğlumdaki MS’in en ilerlemiş safhası, atakları çok fazlalaştı. Serdar’a en önemli tavsiyem üzülmesin, kafasına takmasın. Üzüntüye gelmeyen bir hastalık çünkü, evin yansa dönüp bakmayacaksın.
Siz yıllar içinde neler yaşadınız bu hastalıkla boğuşurken? En çok nerede zorlandınız?
- Safiye Soyman: Benim hayata bu pozitif bakışım belki de Allah’ın bir lütfu. Oğluma hep güzel enerji veririm. Üzüntüm de olsa, içim kan ağlasa da ona gülerim. Evde tuvalet giyer, ona özel konserler veririm.
- Faik Öztürk: Bizim ev tiyatro salonu gibi. Sürekli animasyon halindeyiz. Safiye Hanım’a Allah uzun ömür versin, o çocuk annesinin sayesinde ayakta ve mutlu. Ama ben de hepsi bilir, o olsa da olmasa da oğluna ömür boyu bakarım.

Haberin Devamı


OĞLUMUN HASTALIĞI BANA 4 EV SATTIRDI
Güzel günler geçti mi gelecek mi?
- Faik Öztürk: Her gün, en iyi gün.
- Safiye Soyman: Geleceğe bakacaksın... Ben yaşımım güzelliğini yaşıyorum.
Çok çalışıyorsunuz. Kazancınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Faik Öztürk: Sorumlu olduğumuz insanlar var.
- Safiye Soyman: Benim bütün kazandığım oğlumun hastalığına gidiyor. Yetişmediği gibi dört tane de ev sattım. Dünyanın en pahalı hastalığı. İlaçları, bakıcıları derken ciddi giderimiz var.

Haberin Devamı


AŞKI TOPRAĞA GÖMDÜM

Aşkı tarif eder misiniz?
- Faik Öztürk: Ben aşka değil sevgi ve saygıya inanıyorum. Aşk geliyor geçiyor.
- Safiye Soyman: Aşk en fazla bir sene gidiyor, sonra o heyecan gidiyor, saygı başlıyor.
- Faik Öztürk: Lisede ben bir kıza aşık olmuştum. Annesi çağırdı, “Ayağındaki ayakkabıyı kendi paranla almaya başladığında gel kızı al” dedi. Baktım en az altı yıl var para kazanmama. O gün aşkı gömdüm toprağa.

Yazarın Tüm Yazıları