Özcan Deniz’in sinema tutkusu

Özcan Deniz, oyunculuğu iyice ciddiye almış görünüyor.

Üstelik başarılı olduğu ve iyi para kazandığı başka bir işi varken yapıyor bunu.

Sinemaya olan ilgisinin göstermelik olmadığı da ortada. O, pek çok filmden bihaber olan oyuncularımızın, yönetmen ve yapımcılarımızın aksine sinemaya gidiyor, evinde de sık sık film izliyor.

Özcan’ın sinemayı ne kadar sevdiği ve önemsediğini yazmama geçen hafta yaşadıklarım neden oldu aslında.

Keloğlan Kara Prens’e Karşı filmi için basınla buluşacağı gün, karşımıza eli sarılı ve bitkin bir halde geldi.

Yüzünde sivilce çıktığı için basın toplantılarını iptal edenlere, randevularına sudan sebeplerle, hatta özellikle geç kalanlara alışığız.

Alışık olmadığımız işine saygısı olan insanlar herhalde! Eli fena kesilmiş ve birkaç saat önce 20 dikiş atılmıştı.

Sabah kahvaltı bile edemeden hastaneye koşmuş, oradan da bizimle buluşmaya gelmişti. Ertesi gün filmin galası, bir sonraki gün ise özel gösterimi vardı ve Özcan eli sarılı her ikisinde de bulundu.

Söyleyin şimdi, kaç ünlü yapar bu fedakárlığı?

Gerçekten sinemayı sevmese, işini önemsemese elinde 20 dikişle kim çıkarabilir evinden Özcan Deniz’i?

Deniz’in başarısının ardında yatan sinema tutkusunu, sevgisini anlamak zor değil, gözlerinden okunuyor.

Londra’da Organize İşler

Kelebek çalışanları tatilde bile iş başında. Sevgili Şenay Ordu, bir süredir Londra’da.

Geçenlerde Organize İşler’e gittiğini yazmış, ben de hemen, alalım detayları, dedim tabii.

Filmdeki İstanbul manzaraları tüm izleyenleri mahvetmiş.

"Herkesin burnunda tüttü İstanbul" diyor Şenay.

Gerçekten de haklılar. Organize İşler’i izleyip, İstanbul’a, Boğaz’a hayran kalmamak elde değil.

Ne güzel şehirde yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş!

Tatilde Keloğlan hikáyeni yaz, ödülü kazan

Keloğlan Kara Prens’e Karşı filminin vizyona girmesiyle, Keloğlan pek bir popüler oldu. Adına yarışmalar bile düzenleniyor.

Filmin yapımcısı Energy Medya ve Prodüksiyon tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı’nın onayıyla düzenlenen Keloğlan Hikáyesi Yazma Yarışması, İstanbul’daki tüm ilköğretim okullarının öğrencilerine açık. Başarılı olan öğrencileri bilgisayar, Play Station, Ipod ve kitap setleri gibi hediyeler bekliyor.

Üç haftalık uzun tatil, Keloğlan hikáyesinin yazılması için iyi bir fırsat.

Yarışmada dereceye girenlerin hediyelerini filmin oyuncularının da katılacağı bir törenle alacaklarını hatırlatmakta fayda var. Bundan daha iyi bir motivasyon olamaz herhalde.

Çocuğu olanlar da sinemaya gidebilecek

Küçük çocuğunuz varsa ve de bırakacak kimseniz yoksa, sinemaya gitmek hayal. Güzelim filmler vizyona giriyor, siz ancak arkadaşlardan dinliyorsunuz. Hele bir de sinemaya eskiden sık gidenlerdenseniz, vay halinize.

İstanbul Anadolu yakasında bulunan Hillside Trio, bu soruna bir çözüm getirmiş. Merkezde yer alan Balpeteği Çocuk Kulübü, saat 23.00’e kadar hizmet veriyor. Siz aynı binada Bonus Premium Cinecity’de filminizi izlerken, 2-8 yaş arasındaki çocuklarınız da uzman eğitmenler tarafından bakılıyor.

Bu habere bayılacak olan o kadar çok arkadaşım var ki.

Keşke böyle hizmetler daha da yaygınlaşabilse.
Yazarın Tüm Yazıları