Maske bekçisiyim

Yahu bırakın açık havayı, restoranlarda, AVM’lerde bile maske takanların sayısı azaldı.
AVM’de maskesi çenesinde gezen, ağzı burnu dışarıda vıdı vıdı konuşan, tükürük saçan iki genci uyardım geçen gün.
“Keyfimin kahyası mısın, maske bekçisi misin” dedi biri bana.
“Hayır” dedim, “öldürücülüğü kesin olan bir virüsün etrafa yayılmasının önüne geçecek ve halen yürürlükteki yasağın takipçisiyim. AVM içinde maske takmak zorunlu ve siz de maskesiz gezemezsiniz.”
Kademeli normalleşme ne zaman gerçekleşecek bilmiyorum ama ne kadar geç o kadar iyi diyorum.
Çünkü çevremde ikinci, hatta üçüncü kez korona olanların sayısı iyice artmış durumda.

İngiltere delirmiş olmalı

İngiltere, pandeminin maddi yükünü azaltmak için korona ile ilgili tüm yaptırımları nisan başından itibaren bırakmaya hazırlanıyor.
Böylece maskelere, testlere akıtılan para ülkenin diğer sağlık harcamalarında kullanılacak.
Bu haftadan itibaren ülkede korona pozitif olanların izole olması ve karantinada kalması da zorunlu olmaktan çıkacakmış.
İyi ki İngiltere’de yaşamıyorum dedirten kararlar bunlar. Düşünsenize iş arkadaşınız korona, evde kalmıyor, işe geliyor, üstelik maske de takmıyor.
Ölür müsün öldürür müsün!

Beklenen filmden ilk haberler

Yılın en çok beklenen filmlerinden biri kuşkusuz Martin Scorsese imzalı, Leonardo DiCaprio, Lily Gladstone ve Robert De Niro’lu “Killers of the Flower Moon” uyarlaması.
Apple ve Paramount çıkış tarihi belirlememiş olsa da senarist Eric Roth bir röportajında filmin bu yılın kasım ayında vizyona gireceğini söyledi. 
Roth ayrıca birkaç ayrıntı daha paylaştı:
“Bu, hakkında hiçbir şey bilmediğim benzersiz bir hikayeydi. Cahilliğimi gösterdi. İnanılmaz bir western olabilir diye düşündüm. Marty hiç western yapmadı. Yüzde 90 Kızılderili yerli halkının ve yüzde 1 ya da 2 Kafkasyalının olduğu bir sokak sahnesini ilk kez göreceksiniz.”
Roth, “Son jeneriği yapmak için daha önce hiç görmediğiniz inanılmaz bir yol buldum. Martin, geçen gün bana bir mesaj yazdı ve ‘Birkaç gün içinde son jeneriğimizi çekeceğim’ dedi. Bunu yaptığı için çok mutluydum” diye ekledi.
Senaryonun Roth ve Scorsese’ye ait olduğu film, petrol zengini Osage Nation üyelerinin seri cinayetini ve bir dizi acımasız suçu anlatacak.