Paylaş
Bunu demeyeni dövüyorlar sanki.Ben de kurdum aynı cümleyi kaç defa.
Kış aylarında öksürmüştüm, ateşim de çıkmıştı.
Arada ishal olmuştum. Sonra bir ara göğsüme öküz oturdu gibi hissettiğim zamanlar da olmuştu.
Halsizlik, geçenlerde kolumu zor kaldırıyordum.
Birinde olmasa diğerinde kesin korona olmuş, atlatmış ve bağışıklık kazanmıştım.
Bu tuhaf kendini kandırma durumu rahatsız etti bir süre sonra beni. Sağlamcıyımdır, emin olmak isterim her şeyden.
Madem oldum, gidip test yaptırayım da rahatlayayım iyice dedim.
Parmaktan alınarak yapılanlardan değil, yüzde 99 güvenilir olan Eliza IgG Korona testinden oldum.
Sonuç, sıkı durun, hem umutlarımdan hem de başlıktan farklı; negatif.
Kendimi nasıl koruduysam artık, korona uzağımdan bile geçmemiş.
“Ben kesin korona geçirdim, atlattım, bağışıklık geliştirdim” diyenler, üzgünüm ama muhtemelen sizde de durum aynı.
O geçirdiğinizi sandığınız ya domuz gribi, ya ateşli bir başka hastalık ya da yaşadığımız sıra dışı günlerin psikolojik etkileri.
Yani “geçirdim, artık bana bulaşmaz” diye kendinizi kandırmayın.
Tek yapmanız gereken yakalanmamaya çalışmaya, korunmaya, el hijyenine, sosyal mesafeye dikkat etmek.
Ve de tabii etmeyenleri uyarmak.
Madonna
biyografisini yönetecek
Bundan 3 yıl önce, 2017’de Madonna’nın biyografisi “Blonde Ambition” için hazırlıklar yapılıyordu.
Universal Stüdyoları, şarkıcının kariyerinin ilk yıllarını anlatan film için kolları sıvamıştı.
Şimdi ise Madonna biyografisi ile ilgili yeni haberler gelmekte.
Madonna bir ilke imza atacak ve kendi biyografisini yönetecek.
“New York’un kenar mahallelerinden dünya
starlığına giden hikayemi en iyi ben bilir, ben anlatırım” diyerek kolları sıvayan Madonna, filmin odak noktasına müziği oturtacakmış.
“Müzik devam etmemi sağladı ve sanat beni hayatta tuttu” diyen ünlü şarkıcı, korona kâbusu nedeniyle konser yapamadığı bu dönemi de böyle değerlendiriyor demek ki.
Bence gayet mantıklı.
Kendisinin tarihin en çok satan kadın sanatçısı ve tüm zamanların en çok hasılat yapan solo tur sanatçısı olmasının yanı sıra sinemada da boş durmadığını ve oyunculuğun yanı sıra daha önce “Filth and Wisdom” ve “W.E.” adlı filmleri yönettiğini de hatırlatmakta fayda var.
Sinemaya salgın darbesi
Sinema salonları geri döndü.
Ama seyirci dönmedi.
Christopher Nolan’ın “Tenet”ı, Kuzey Amerika’da 5 aylık kapanmanın ardından vizyona girdiğinde beklenti büyüktü.
Ama film ilk haftasında sadece 9.4 milyon dolarlık bir hasılat elde ederek beklenenin altında kaldı.
Sinemaseverler, salonlar yüzde 50 kapasite ve hijyen kurallarıyla açılmış olsa da kapalı alana girip film izlemeyi tercih etmedi.
Los Angeles ve New York’taki sinema salonlarının hâlâ kapalı olmasının da etkisiyle Hollywood, elindeki büyük prodüksiyonları ertelemeye başladı bile.
Geçen hafta “Wonder Women 1984” filmi geri çekildi.
2 Ekim’deki vizyon tarihi aralık sonuna ertelendi.
“Candyman” ve “Greenland” de gelecek yıla ertelenen filmlerden.
Kasım ayında vizyona girmesi beklenirken iptal edilen Marvel’in “Black Widow”u ve Pixar’ın “Soul”unun akıbetleri ise henüz belli değil. İzleyicinin geri dönmemesi ve New York, Los Angeles’taki sinema salonlarının açılmasına izin verilmiyor olması stüdyoları ve sinema salonu zincirlerini zor duruma sokmuş durumda.
Hisseler ciddi anlamda düşerken, iflas noktasına gelenler de yok değil.
Şu anda bütün umutlar ekim ayında vizyona girecek “Death on the Nile” ve “No Time to Die” filmlerine bağlanmış durumda.
Onlar da ertelenirse ya da bekleneni veremezse sektöre daha sert bir darbe vurulmuş olacak.
Filmlerin ve izleyicinin sinema salonlarından dijitale olan yolu daha da kalabalık hale gelecek.
Bu yıl beyazperde için çekilen ama kendini dijitalde bulan filmlerin sayısı 20’leri buldu bile.
Onların arasında “Greyhound”, “Trolls World Tour” ve “Hamilton” da var.
Filmleri evde izleme alışkanlığı oturursa, film endüstrisinin ve sinema salonlarının geleceği ilginç bir hâl alacak gibi.
Paylaş