Paylaş
11 yıl önce gittiği Amerika’dan Türkiye’ye dönen Didem Uzel, New York’taki fare gerçeğini çarpıcı bir cümle ile şöyle anlattı:
“Özellikle New York’ta metro ve yaşam alanları çok zor durumda. Fareler boyut değiştirmiş ve kocaman olmuş. Kedisi olmayan şehrin faresi de bol olur.” İstanbul’un köpekleri, kedileri ne kadar meşhursa, New York’un da fareleri o kadar meşhur. Hadi bir düşünün, hangisini tercih edersiniz?
‘Çok Aşk’ geliyor
Hasan Can’ın Konuşanlar’ı için davetiye isteyen büyük kalabalığa şimdi de gala davetiyesi isteyenler eklendi.
Evet, yanlış duymadınız, herkes bu akşam yapılacak ‘Çok Aşk’ filmi galası için kuyruğa girmiş durumda.
Buradan da şunu çıkarabiliriz sanırım, Hasan Can’ın bu cuma vizyona girecek olan filmi de aynı talk show’u gibi çok izlenecek.
Alarmı kapatıp uykuya devam edin
Bilmeyerek de olsa doğrusunu yapıyormuşum, alarmı ertelemek ve biraz daha uyumak hiç de kötü değilmiş.
Ben genelde kalkmam gereken saatten bir yarım saat önceye kurarım alarmı.
Erteleyip biraz daha uyuyacağımı bilirim çünkü.
O ara uyku bana o kadar iyi gelir ki anlatamam.
Yapılan araştırmalar doğrusunun da bu olduğunu ortaya koydu.
Alarmı erteleyip bir süre daha uyuyanlar, hemen kalkanlara göre gün içinde daha iyi performans gösteriyorlarmış.
Demek ki ne yapıyoruz, alarmı kalkış saatimizden önceye kurup hem o ek uyku ile güne enerjik başlıyor hem de zamanında kalkarak geç kalmıyoruz.
Atatürk’le karşılaşmak
Zübeyde Hanım filminde oynayan Sitare Akbaş, eski arkadaşı olan Alican Yücesoy’u sette Atatürk makyajı ile görünce çok heyecanlanmış, ağlamamak için kendini zor tutmuş.
Kendimi o ana götürdüm, kendimi Sitare’nin yerine koydum.
Elim ayağım titrerdi herhalde.
Belki de ileri teknoloji ile daha da gelişecek olan hologramlar ve yapay zekânın yardımıyla bir gün bunu yakından tecrübe etme imkânımız olur. Hayali bile çok güzel, öyle değil mi?
Takılar kime ait?
Ailemizin avukatı Yıltay Günay yine magazinsel bir konuya açıklık getirdi.
Son günlerde Demet Özdemir ve Oğuzhan Koç arasındaki takı krizi gündemdeydi.
Kanun gereği takıların kadında kalması gerektiğini biliyoruz.
Ama yargıtay kararı, hukuk diliyle aynen şöyle diyormuş; “Kadında özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya yerel bir adet yoksa, kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun, kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel mal varlığı niteliğindedir.”
Aksine bir anlaşma yoksa, tüm takılar kadına ait yani.
Paylaş