Kadınlar ikiye ayrılır

Evlen kurtul diye bir şey var. Evlen ve ailenin baskısından, arkadaşlarının acıyan bakışlarından kurtul. Ha o arada kendini nasıl bir evliliğin içine atarsın, mutlu olur musun, olmaz mısın önemli değil. Sen önce bir evlen kurtul da onlara sonra bakarsın. Bu hafta sinemalarda izlediğimiz ‘Kocan Kadar Konuş’, işte bu evlilik takıntılı toplumun içinden çıkan bir kitabın beyazperde uyarlaması. Kitabın yazarı Şebnem Burcuoğlu.

Hikâyenin merkezinde çevresindeki ve ailesindeki herkes evlenmiş ya da evlilik hazırlıkları yapmakta iken hayatının erkeğiyle tanışmamış, mevcut ruh ve fiziksel yapısıyla tanışacağı ve nikâh masasına oturtacağı da pek muhtemel görünmeyen Efsun var. 30’lu yaşlara bekâr ve tek başına girmiş olan Efsun ne cilve yapmayı biliyor, ne erkeği hoş tutmayı, ne makyaj yapmayı. Anne, teyze ve büyükannesine göre bu haliyle evde kalması kaçınılmaz. İşte tam bu umutsuzluk anlarında okul aşkına rastlıyor kızımız. Ev ahalisinin telkin ve uyarıları doğrultusunda çocuğu elde tutmak için hiç de kendine göre olmayan davranışlarda bulunmaya başlayınca olanlar oluyor.
Hızlı ve yer yer aceleci bir kurguya sahip olan ‘Kocan Kadar Konuş’un yönetmeni Dansöz ve G.O.R.A. filmlerinde yönetmen yardımcılığı yapmış ve ilk uzun metrajlı filmi olan ‘Patron Mutlu Son İstiyor’ ile adından söz ettirmiş olan Kıvanç Baruönü. Baruönü, film için renkli bir dünya yaratmış. Ben özellikle Efsun’un dünyasının yıkıldığı sahneyi teknik açıdan çok beğendim. Filmin kalanını zaten oyunculuklar götürüyor. Başrollerde Ezgi Mola ve Murat Yıldırım var. Kimyaları tutmuş denebilir. Gırgır bir film ‘Kocan Kadar Konuş’. Her kadının hayatının vazgeçilmezi olan fallardan giriyor, erkeği kafalama formüllerinden çıkıyor.

Filmin evlilik takıntılı kadınlara en güzel mesajı ise evlilik karşıtı cümlede gizli sanırım. “Kadınlar ikiye ayrılır” diyor Kocan Kadar Konuş: “eldeki kuş ve teldeki kuş. Makbul olan teldeki kuştur.” Evleneceğiz, hanım hanımcık durup eldeki kuş olacağız diye tutturmanın bir âlemi yok yani!