Yıllar önce yaptığım Jude Law röportajında konuştuklarımız gerçek oldu.
Ünlü oyuncu en büyük hayalinin bir Shakespeare uyarlamasında oynamak olduğunu söylemişti. şimdi ise Hamlet olarak tiyatro sahnesine çıkmak için gün sayıyor. Hamlet, 29 Mayıs’tan sonra, 22 Ağustos’a kadar Londra’da, Wyndham Tiyatrosu’nda oynanacak. Shakespeare’in en uzun ve en güçlü oyunu olan Hamlet, babası öldürüldükten sonra tahta geçen ve annesiyle evlenen amcasından intikam alan genç prensin öyküsünü anlatıyor. ıntikam, ihanet, ahlak dışı ilişkiler ve entrikalarla örülü oyunun metni zordur ama hikayeyi bilirseniz takip edebilirsiniz. Hatta ıngilizce’sini anlamasanız da Jude Law’ı sahnede görmek için bile bu Hamlet’e gidilir. Londra’ya yolu düşecekler Jude Law’lı Hamlet’i bir kenara not etsinler.
Eurovision’da keman faktörü
Düm Tek Tek gönlümüzün birincisi ama Norveç’in “Fairytale”i de Eurovision’u, tarihin en yüksek puanını alarak bileğinin hakkıyla kazandı. Sadece şarkı, ses diyerek kendimizi kandırmayalım, görüntü de bal gibi etkiliydi birinciliğin gelmesinde. şarkının bestecisi ve yorumcusu olan Alexander Pyne seksi değil (bu arada Almanya’nın hali nasıldı öyle, çoluk çocuk izlenen yarışmada o striptizci kadının işi neydi!) ama yakışıklıydı. Çok şeker. Sempatik. Sıcakkanlı. Ve bir de keman faktörü var ki, yabana atılacak gibi değil. Alexander Pyne çirkin bir adam olsa ve öyle güzel keman çalmasaydı, böyle açık ara birinci olabilir miydi, tartışılır!
Tasma ne içindir?
Geçen gün bir mail geldi. ınsanın uğruna kendini feda edebileceği en az iki kişi olurmuş. Budyy’nin parkta başka bir köpek tarafından ısırıldığını duyduğumda o söz aklıma geldi ve şöyle düşündüm: “O köpek keşke Buddy’yi değil de beni ısırsaydı.” Kanlar içindeki köpeğimi Veterinerium’dan Murat Bey’in kollarına teslim ettiğimde bayılma sınırına gelmişim. Yanımdakiler öyle söylüyor. şu anda Buddy’nin vücudunda bir sürü dikiş var ama Murat Bey zamanla daha iyi olacağını söylüyor, “Buddy güçlü bir köpek, merak etmeyin” diyor. Saldırgan köpeğini parkta tasmasız dolaştıran adama gelince. Buddy ölebilirdi, dahası o köpek parkta oynayan bir çocuğu da ısırabilirdi. Saldırgan bir köpeğe tasma takmamak ne demek! Köpek sahipleri bu tip sorumsuz davranışlarla, sayıları zaten hiç de az olmayan köpek düşmanlarının ellerine koz veriyorlar. Biz kendimizi düşünmezsek bizi kim düşünecek acaba!
Mardin’de sinema konuşulsun
Mardin denince şimdilerde akla hemen kanlı düğün baskını geliyor. Mardin’in bu üzücü olayın etkisinden kurtulmasını yaklaşmakta olan Mardin Film Festivali’nin sağlayacağını umuyorum. Sinemardin bu yıl 20-26 Haziran tarihleri arasında gerçekleşiyor ve ilk kez uluslararası oluyor. New York merkezli bir sanat kurumu olan ArteEast ve Mardin Sinema Derneği tarafından gerçekleştirilecek olan ‘Arap Sinemasına Bakış’ başlıklı program Ortadoğu sinemasını kapsamlı bir biçimde sinemaseverlerin beğenisine sunacak. Program kapsamında uzun/kısa metraj, belgesel ve deneysel film gösterimleri yanında Suriye, Lübnan ve Filistin’den konuk yönetmen ve sanatçıların katılımıyla bir dizi söyleşi ve konferans da yer alıyor.