Paylaş
İyi bir turistimdir yani.
Geçen gün yurtdışına gitmeden ülke, hatta şehir içinde o güzel hissin, turist olma keyfinin yaşanabileceğini keşfettim.
Yılbaşında bir geceliğine Hagia Sofia Mansions’da kaldım.
Hatta tam da kalmadım.
Gittim geldim.
Gece eve uğradım, kedileri besleyip, sevip oynadıktan sonra otele geri döndüm.
Ve ne oldu biliyor musunuz, işte o an başladım yurtdışı tatilime.
Şaka yapmıyorum.
Yurtiçinde turist olma halini, yurtdışına çıkmış olma hissini yaşamak istiyorsanız, bir geceliğine de olsa bir kez deneyin bunu.
Tarihte büyülü bir yolculuğa çıkmış oluyorsunuz.
Sabah kahvaltı için Osmanlı zamanında konak olarak kullanılan Yeşil Ev’e gittim.
Yeşil Ev, Sultanahmet Meydanı’nda, Avrupa’nın en önemli kültür kuruluşu “Europa Nostra” tarafından tarihi değeri koruduğu için gümüş madalya ödülü almış, zamanında Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand’ı misafir etmiş tarihi bir konak.
19 odası, Viyana stilinde mobilyaları, pirinç karyolaları, kadife perdeleri, Türk motifli halılar ve varaklı aynaları, değerli tabloları ve İstanbul gravürleriyle otel olarak kullanılan konağın özgün mermerden anıtsal havuzu; ağaçlar ve renkli çiçeklerle kaplı geniş bir bahçesi var.
Topkapı Sarayı, Hürrem Sultan Hamamı, Ayasofya ve Sultanahmet Camii gibi şehrin en önemli tarihi eserlerini gezdikten sonra yemek yemek ya da kahve içmek için bu bahçede soluklanabiliyorsunuz.
Ve bunların hepsi yaşadığınız şehrin içinde sizi bir anda turist moduna sokup farklı hissetmenize, tarihe yolculuk yapmanıza olanak sağlıyor.
Yakın bir zaman önce İlber Ortaylı da buradaymış.
İlber Hoca’nın “Hiçbir yılınızı yeni bir yer görmeden, yeni bir şey öğrenmeden kapatmayın. ‘Param yok, seyahat edemiyorum’ demeyin, laf o. Çok ucuza da seyahat edilir, bulunduğun yerden çok az para harcayarak da yeni yerler görebilirsin. Yeni yerler, yeni insanlar size bu sonsuz alemi tanıtır ve asıl ufkunuz orada açılır” sözlerine uygun yaşamak en güzeli.
Tavsiye ederim.
‘Ele Güne Karşı’ böyle kaçmış
Nükhet Duru çok tatlı.Nükhet Duru çok tatlı.MFÖ’nün kült şarkılarından “Ele Güne Karşı” şarkısını yıllar önce nasıl beğenmediğini ve kaçırdığını öyle güzel ve samimi bir dille anlattı ki.Şarkıyı duyunca “Hayatım, daha ciddi bir şeyiniz var mı?” demiş önce. “Gençlikte insan büyük laflar etmeyi marifet sayıyor, halbuki o şarkıda dolaysız, bizim deyimlerimizden yola çıkan sade bir sitem var. Anlamamışım n’apim! Sonra kendimi bir duvardan diğerine vurdum” diye devam etti sonra. Kesinlikle öyle, eski şarkıları kıymetli kılan da o dolaysız samimiyet ve sadelik değil mi zaten...
Ödülü tuvalete koymuş!
Oscar da alsan saçmalayabiliyorsun işte.
Kate Winslet, kazandığı Oscar heykelciğini evinin misafir tuvaletinde sergilediğini söyledi.
Amacı evine misafir gelenlerin tuvalete gittiklerinde Oscar’ı ellerine alıp ayna karşısında kendi Oscar teşekkür konuşmalarını yapmalarına olanak sağlamakmış.
Aman şimdi bizde de biri çıkıp “Ödülümü tuvalete koydum, misafirler rahatça ayna karşısında teşekkür konuşması yapabilir” falan demesin.
Salon en doğru yerdir, salondaki ayna da aynı işi görür.
Paylaş