Hıncal’a yanıtımdır

“Kılını kıpırdatmadın” iddiasını bu dille yazınca neye uğradığımı şaşırdım.

Böyle cinsiyetçi, böyle yakışıksız argolara karşı cevap veresim bile gelmiyor.

Ama bugüne dek birlikte çaldığım, çalmadığım, tanıdığım, tanımadığım, hepsine sonsuz saygı duyduğum tüm müzisyen arkadaşlarım için onca şey yapmışken, bu haksız eleştiri karşısında açıklama yapmam da şart oldu.

POPSAV Yönetim Kurulu üyesiyim ve pandemi en yoğun çalıştığımız dönemdi.

80’den fazla solist ve grubun katıldığı bir online festival düzenleyerek müzisyen arkadaşlarımıza 300 bin TL yardım topladık. 

Ve bunu koronanın en yaygın olduğu dönemde, otoimmün hastalığıma rağmen riski göze alarak yüz yüze geldiğimiz toplantılar ve festivalle yaptık. 

Sonrasında, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, meslek birlikleri, vakıflar ve derneklerle birlikte müzisyenlere destek için yaptığı tüm toplantılarda birebir bulundum. 

Ki şu anda bu toplantıların sonucunda müzisyenlere yapılan yardım 156 milyon TL’yi buldu.

Ulaşılamayan müzisyenler tabii ki hâlâ var, onlar için çok üzülüyorum. 

Bir an önce her şey düzelsin, herkes işinin başına dönebilsin diye dua ediyorum. 

Orkestralarına yardım eden birçok sanatçının olduğunu da yakından biliyorum. 

Dahası, müzisyen arkadaşlarımdan zor durumda olanlara birebir yardım ettim, “Ömür’den yardım istedim etmedi” diyen bir kişi bile bulamazsın. 

Bunlar söylenmez ama senin o cümlen gerçekten çok ağrıma gitti.

Ama gün kavga, birbirini eleştirme, birbirine düşme günü değil. Zor bir dönemdeyiz. 

Senin başlatacağın uygun bir kampanya olursa ona da destek vermeye hazırım, hiç şüphen olmasın.

Pandemi kedi ve köpekleri

Kediler ve köpekler aynı bizler gibi alışkanlıklar edinen ve rutinleri bozulduğunda mutsuz olan, depresyona giren canlılar.

Pandeminin süregeldiği son iki yılda hepimiz evdeki dostlarımızla hiç olmadığı kadar çok vakit geçirdik.

Ve şimdi tüm dünyada karantinaların birer birer sona ermesi, insanların işe, okula dönmeleri ve tatile gitmeye başlamaları ile onları acılı bir yalnız kalma süreci bekliyor.

Bu süreçte onlara yardımcı olmak zorundayız.

Öncelikle evden ayrıldığımız zaman dilimlerini birden değil yavaş yavaş artırarak onları uzun süreli yokluğumuza hazırlayabiliriz.

Her gün evden kısa süreli çıkış ve dönüşlerle gittiğimiz zaman geri geleceğimizi anlamalarını sağlayabiliriz.

Köpeğinizi her ne olursa olsun sabah ve akşam yürüyüşlerinden mahrum etmemeniz gerekir.

Kedili insanların ise günde en az yarım saatlerini kedileriyle oynayarak ve onları hareket ettirerek geçirmeleri tavsiye ediliyor.

Karanlıkta lazerle ya da telefon ışığıyla oynanan oyunların ilgi gördüğünü söylemem gerek. Gün içinde ise bir kurdele peşinde koşmak kedileri fazlasıyla mutlu etmeye yetiyor.

Evden çıkarken vereceğiniz ödül mamaları da ayrılışınızın endişe verici değil, olumlu bir davranış olarak algılanmasını sağlayacaktır.

Evde tek bir hayvan besliyorsanız, yanına bir arkadaş almak da şahane bir fikir tabii.

Hiçbir canlı yalnız kalmayı hak etmez çünkü.

Kapanma sonrası partileme

Kapanmanın sona ermesini partileyerek kutlayan İspanyollar, Madrid Belediye Başkanı Martinez Almeida’yı çılgına çevirdi. 

Adam haklı, yaşanan resmen “o kadar sabret ve sonunda berbat et” durumu. İnsanlar da haklı, 6 ay süren karantina bitince herkes sokağa dökülür, maskeleri atar diyeceksiniz belki.

Ama öyle olmuyor işte...

İspanya, pandeminin başından bu yana 79 bin ölüm raporlayan ve koronadan ağır darbe yiyen bir ülke. Evet, 6 ay uzun bir süre, karantina sonunda sevinirsin, mutlu olursun da, partilemek ne demek?

Bir kere ölen onca kişiye ve ailelerine saygısızlık. Ve tabii ya bulaşmalar tekrar başlarsa!

Ben bizdeki kapanmanın arkasından da benzer durumların yaşanmasından korkuyorum aslında.

Açılıp saçılmalar olursa tüm bu çektiğimiz çile boşa gidecek.

Umarım İspanya’daki manzaraları yaşamayız.