Paylaş
Başlık böyle olunca yazının içinde hayvanlarla ilgili bir durum olduğunu anladım tabii hemen.
Hıncal Uluç’un 10 yaşındaki kedisi Cindy’ye depresyon teşhisi konulmuş.
Cindy kendi tüylerini diliyle, patisiyle yoluyormuş.
Hıncal abinin yazısı “Benimle Cindy arasında tercih zorunda kalsa, tereddütsüz Cindy’yi seçeceğini bildiğim o çılgın hayvansever, sevgili dostum Ömür Gedik’in bir tavsiyesi olabilir mi acaba, depresif kediler üzerine” diye bitiyor.
Cevap hakkı doğduğu için bir parantez açıp hemen yazayım; Allah böyle seçim yapmak zorunda bırakmasın Hıncal abicim ama Cindy ile senin aranda tercih yapmak zorunda kalsam önce seni seçerim, çünkü hem seni çok seviyorum hem de senin sadece Cindy değil, yardıma ihtiyacı olan daha pek çok hayvan için önemli ve gerekli olduğunu, hayvan hakları konusundaki mücadelemizde hayvanlar tarafında yer aldığını, alacağını biliyorum.
Şimdi geleyim kediler ve depresyona.
Kediler o kadar karmaşık ve hassas yaratıklar ki depresyona girmeleri için bizce sudan sebepler bile onlar için yeterli olabiliyor.
Kumlarının yerinin değişmesi, evde normalde girdikleri alanların kendilerine yasaklanması, yağmur yağması, eve misafir gelmesi, sahibinin tatile çıkması gibi sebepler kedinin depresyona girmesi için yeterli.
Kedi olsun köpek olsun, bence evde tek hayvan beslemek onlara yapılacak en büyük haksızlık.
Ben eğer bakılabiliyorsa evde birden çok hayvan olması gerektiğini düşünenlerdenim.
İsviçre’de evde tek kedi beslemek yasak mesela, hayvanın yalnız kalmaması adına yanına bir arkadaş, yoldaş, eş alınmasını tavsiye ediyorlar hep.
Eğer bu olamıyorsa başka cevaplar onlarla konuşma, sevgi, şefkat, ihtimam, okşama, öpme ve hatta masaj olabilir.
Evet, yanlış duymadınız, kedi ve köpekler gözlerinin içine bakılarak konuşulmasından ve masaj yapılmasından çok hoşlanıyorlar.
Sadece onlar mı, onlarla konuşarak masaj yapan kişiye de geçiyor bu duygu.
Hıncal abi, “yine deli deli konuşuyor bizim kız” diyebilir belki, ama masajla terapiyi bir denesin, hem ona hem de Cindy’ye iyi geleceğini garanti ederim.
3 Adam, Ata’ya ayıp etti
TV8’e geçmeden önce Star TV’deki son programını Acun’un kurmayları, Gökhan ve Hülya Avşar’ın telefon bağlantısı eşliğinde yapan 3 Adam sezonun en iyi reytinglerinden birini aldı, totalde altıncı, AB grubunda ise ikinci oldu.
Anladık ki Acun ve ekibi ekranda görünse, otursa bile reyting alıyor.
Hülya Avşar, telefonla bağlansa, telefon hattında sorun olsa, ne dediği anlaşılmasa bile reyting geliyor.
Devir onların devri, tebrik etmek gerek.
Ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim, 3 Adam’ın Star’daki son programına katılan Ata Demirer ve Atiye’ye resmen yazık ve ayıp oldu.
Acun, Gökhan, Hülya Avşar ve Yetenek Sizsiniz yeteneklerinin istilasına kurban gitti.
Çok sevdiğim, keyifle izlediğim 3 Adam bile şaşırdı bu duruma.
Kendilerine TV8’de başarılar ve yine bol reytingli ama daha sakin programlar diliyorum.
Nejat İşler’in köpekleri
Haber, “Nejat İşler’in köpeği zehirlendi mi?” şeklinde çıkınca ilgi çekti.
Oysa Türkiye’nin her yerinden zehirlenme haberleri gelmekte.
Vicdansızlar, bu dünyada yaşayacak, diğer tarafta yatacak yeri olmayan insan müsveddeleri, bu masum ve savunmasız hayvanları öldürüyor.
Yazın yazlıkçıların getirdiği cins köpeklerin, onlar şehre dönerken yazlık yerlere sokak köpeği olarak teslim edildiğini bilmeyen yoktur.
İki gün önce geldi Bodrum Gümüşlük’teki sokak köpeklerinin zehirlendiği haberi.
Sadece biri değil, belki de hepsi Nejat’ın beslediği, sevdiği köpeklerdi.
Duysa kim bilir ne kadar üzülür.
Onları kurtaramadığımız, çaresiz kaldığımız, katilleri bulup cezalandıramadığı-mız, bu cinayetlerin önüne bir türlü geçemediğimiz için.
Paylaş