Paylaş
Hem de ne konuşma.
Harry, “Lion King”in galasında Disney CEO’su Bob Iger’e eşinin dublaj yaptığını söylüyor, “Çok ilgili” diyor, öve öve bitiremiyor, yani alenen iş istiyor.
Düşünsenize bir prens, eşine iş istiyor.
İsteyen bir prens olunca kabul de görüyor tabii.
Meghan Markle, hayvanları kaçak avcılardan korumaya yardımcı olan hayır kurumu Sınır Tanımayan Filler’e (Elephants Without Borders) bağış karşılığında Walt Disney şirketiyle seslendirme anlaşması imzalıyor.
Siz bu olayı nasıl değerlendirir, ne yorum yaparsınız bilemem ama ben bu hanımcı tavrı, karı-koca dayanışmasını çok sevdim.
Kızlar, Meghan’dan öğrenecek çok şeyimiz var.
Erkekler de Prens gibi davranmayı denese hiç fena olmaz tabii.
Hadi bakalım o zaman biraz daha
teşvik eden, destekleyen, anlayışlı
erkeklere doğru...
Öğrencilere eylem tatili
Gençlerin yetişkinlerden bin kat daha akıllı, bilinçli ve vicdanlı olduğunu tüm dünya liderlerine kafa tutan Greta Thunberg örneğinde görmüştük. Gençlerin söyleyecek çok şeyi var ve biz engellemek yerine tam tersine herkesi onları dinlemeye özendirmeliyiz.
Protesto haklarına destek vermek en önemli adımlardan biri.
Bu yolda ilk adımı Amerika’nın Kuzey Virginia eyaletindeki okullar attı.
Öğrenciler her yıl bir okul gününü herhangi bir konuda eylem yaparak ya da sosyal bir aktiviteye katılarak geçirecekler.
Öğrenci aktivistliğine destek veren, hatta teşvik eden bu uygulama, farklı tepkilerle karşılandı tabii.
Bazı tutucu kesimler öğrencilerin yerinin sokaklar değil okul olduğunu, protesto yapmalarına kesinlikle karşı olduklarını dile getirdiler.
Ben de tam tersine silahlanmaya, küresel ısınmaya, iklim değişikliklerine, hayvan haklarına ve her türlü şiddete karşı yapılacak protestolar için yılda tek bir okul gününün az bile olduğunu düşünüyorum.
İklim değişikliklerine karşı yaptığı protestolar her cuma günü dünya çapında eylemlere dönüşen 16 yaşındaki Greta Thunberg’ler çoğalsın diyorum.
Kadınlar ve yemek
Geçen gün tartıştık; kadınlar eskisi kadar mutfakta vakit geçirmiyor, o kadar ki yemek yapmasını bile unuttular diye.
Bunun nedenleri var tabii.
Kadınların iş hayatına girmesi.
Yemek yapacak vakti trafikte harcamamız. Fast food yiyeceklerin hayatımızı esir alması.
Bir de tabii giderek yayılan “Yemek yapmaya mecbur muyuz?” kafası...
Diğer yanda bir kadın olarak gelen eleştirilere şöyle bir savunma da yapabilirim; yeni nesil erkekler de tadilat işlerinden anlamıyor!
Zaten şu robotları devreye soksalar da artık kimse kimseye “şunu yapacaksın”, “bunu yapacaksın” diye diretmese.
Unutulmaz bir roman cümlesi
“Bütün mutlu aileler birbirlerine benzerler, her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” (Anna Karenina)
Paylaş