Gülse Birsel’in Pazar yazısında kendimi gördüm ve çok güldüm. Gülse temizlik hastalığına tutulduğundan bahsetmiş.
Otellerdeki çarşafların temizliğinden şüphe ettiği için yatağa şöyle bir uzanamıyormuş. Lokantalarda domates, nane gibi süslemeler elle yerleştirildiğinden onları kenara ayırırmış. Çantasında ise kağıt klozet kılıfları, klozet kapağı dezenfektanları varmış.
Biliyordur mutlaka ama Gülse’ye tavsiyem mikrop takıntılı Howard Hughes’un hayatını anlatan Aviator filmini tekrar izlemesi.
O da yetmezse bir de bana baksın.
Gülse’cim yalnız değilsin. Şu takıntılı arkadaşın dışarıda herkesin kullandığı tuvaletlere gitmemek için uzun yıllar sıvı almadan yaşadı. Günlük sıvı ihtiyacının akşam eve gelindiğinde karşılandığı bir yaşam hiç de hoş olmuyor tabii.
Peki otellerde diş fırçamı ve macunumu kasada saklamama ne buyurulur? Ne olur ne olmaz, odayı temizlemeye gelenler o arada diş fırçalamak isteyebilir. Hem de benim fırçamla!
Ve elle yapılan, tabağa dizilen suşiler. Lokantaların mutfağına gidip, aşçının eldiven giyip giymediğini kontrol ettiğim günleri nasıl unuturum. Adam ya az önce tuvalete gitmiş ve ellerini yıkamamışsa!
Bir de zaten adını hatırlamadığım bir filmin o sahnesi gelir hep gözümün önüne: Garson müşteriye sinirlenir ve çorbayı getirirken içine tükürür!
Yeter, böyle de yaşanır mı dediğinizi duyar gibiyim. Yaşanmıyor zaten.
Ben biraz düzeldim, artık daha huzurlu ve daha iyiyim. Darısı Gülse’nin başına.
Üç Maymun geziyor
Yerli ve yabancı sinema çevreleri Zeyno Film’in sahibi Zeynep Özbatur’uiyi tanır.
Nuri Bilge Ceylan’ın ödüllü filmleri İklimler ve "Üç Maymun"la iki kez Cannes’a giden ve kırmızı halıda yürüyen tek yapımcıdır kendisi. Ondan gelen haberler hep iyi olmuştur ve yine öyle oldu: Üç Maymun dünyayı gezmeye hazırlanıyor. Bu yıl Altın Portakal için yarışması beklenen film yurtdışında Moskova, Taormina, Sarajevo, Jeonju, Hamburg, Melbourne, Selanik ve Londra film festivallerinede gidecek. Bizi gururlandırmaya devam edeceğe benzeyen "Üç Maymun"a başarılar, yolu açık olsun.
Harry, Sally’ye ne güzel söylemiş
When Harry Met Sally filminde Harry, Sally’ye şöyle diyordu: "Gece uyumadan önce konuşmak istediğim son kişi sensin. Bu gece buraya geldim çünkü insan hayatının geri kalanını bir kişiyle geçirebileceğini anladığında, hayatının geri kalanı bir an önce başlasın istiyor."
Bir birlikte yaşama ya da evlenme teklifi bu kadar güzel, gerçekçi ve samimi olabilir.
Benzer bir teklifin ardından 10 gün önce kardeşim Murat da sevgili Sonat’la evlendi.
Bizimkiler düğün şarkısı olarak ’La Historia de un Amor’u seçmişler.
Geçen gün de İngiltere’de en sevilen düğün şarkıları açıklandı. İlginçtir, listenin ilk beşinde Bryan Adams’ın ’Everything I Do’ ve Aerosmith’in ’Don’t Want to Miss a Thing’ gibi rock baladları var.
Rock baladı ile slow dans yapılmaz demeyin sakın. Hatta bir de Pinhani’nin ’Beni Al’ adlı müthiş şarkısıyla deneyin, çok güzel oluyor.
Ajda’nın haberi bile olmamış
Bodrum Kuum’daki Ajda Pekkan konserinde çıkan olaylarınyankısı hálá sürüyor. Kadınlar arasında çıkan kavgaya sonradan erkekler de dahil olmuş ve kafalarda bardaklar, şişeler kırılmış. Ajda Pekkan’ın kavgadan etkilenip konseri erken bitirdiği ile ilgili haberler ise külliyen yalan. Konserin ertesi günü süper starımızlakonuştum. Sahnedeyken olanları fark etmemiş bile. "Görsem tabii ki tedirgin olurdum" dedi. Ajda demişken; biliyorsunuz son günlerde hep bacakları konuşuldu. Buna yüzünün gençliğini ve güzelliğini de eklemezsek çok ayıp olur. Plajda, az makyajla, yakından gördüm, inceledim. Şahane diyorum, başka bir şey söylemiyorum.