Facebook film oluyor

"Birkaç İyi Adam" (A Few Good Men) ve "Charlie Wilson’ın Savaşı" (Charlie Wilson’s War) gibi usta işi filmlerin yazarı Aaron Sorkin, Facebook’un doğuşunu anlatan film için Facebook’ta "Aaron Sorkin & Facebook Movie" adlı bir sayfa açtı ve kullanıcılardan bu konuda fikir, öneri istiyor.

Siz de bu Hollywood filminin senaryo aşamasına katkıda bulunabilirsiniz.

Facebook ile ilgili biraz bilgi isterseniz o da burada. Facebook, 2004 yılında Harvard öğrencisi Mark Zuckerberg’in yurt odasında yaratıldı.

İlk başta Ivy League üniversite öğrencileriyle sınırlı olan üyelik zaman içinde önce tüm Amerika, Kanada üniversite öğrencilerine ve sonra da dünyaya açıldı.

Şu anda dünya çapında 100 milyon kişi Facebook kullanıyor.

Facebook’un en büyük rakipleri müzik gruplarına kendilerini tanıtma fırsatı vermesi ve geniş müzik paylaşımı ile ünlenen MySpace ve daha çok Avrupa’da popüler olan sosyalleşme ağı Bebo.

Ama rakipler Facebook’u hayli geriden takip ediyorlar.

Bir de filmi gelirse ara iyice açılacak tabii.

Aaron Sorkin’den çıkacak senaryoya Türkiye’den de birkaç cümle eklenirse fena olmaz.

Facebook kullanıyorsanız mutlaka "Aaron Sorkin & Facebook Movie"ye girin ve bir şeyler yazın.

Sanatçı yalnız mı olmalı?

Mustafa Sandal, Emre Altuğ evlenmemeli, Özcan Deniz sevgilisiyle ortaya çıkmamalıymış.

Buyrun bir de buradan yakın.

Bunları diyenlere kalsa sanatçılar ömür boyu bir başına olacak, öyle kuruyup gidecekler.

Oysa eşim, sevgilim var demem, onunla gazetelere fotoğraf vermem, hayranlarım üzülür masalları çocukluğumuzda kaldı artık.

Bu eskimiş söylemler sadece kendine ve birlikte oldukları insana güvenmeyenler tarafından tutuluyor.

Ben asıl böyle biriyle beraber olup hálá yanında duranlara şaşıyorum. Şahsen bu şekilde davranan biriyle bir dakikamı bile harcamazdım.

Sanatçı yalnız olmalı tarzı pazarlama tekniklerinin üçüncü dünya ülkelerinde kaldığını yabancı yıldızların sevgililerini göğüslerini gere gere yanlarında taşımalarından anlamalı.

Örnek mi?

Justin Timberlake, Jessica Biel ile birlikte, çok mutlu ve zirvede.

Madonna evli, çocuklu, hálá zirvede.

Brad Pitt-Angelina Jolie, sevgililer ve kariyerlerinin en üst noktasındalar. Hatta bence birbirlerinden güç alıyorlar. Hayran kitleleri giderek artıyor.

Uzun lafın kısası, modern insan hayranı olduğu sanatçısının da duyguları olduğunu biliyor.

Duygusunu yaşamayana, göstermeyene de sanatçı demiyor zaten.

Atlet ve dayağın yolları ayrıldı

Gerçek; dünya modasını starlar belirliyor, bir giydiklerini herkese giydiriyorlar.

Dolaylı sonuç; yakında tüm erkekler atlet giyecek.

Atlet derken annelerimizin ter emici olarak gördüğü ve en sevdiği iç çamaşırından söz ediyorum.

Bildiğimiz faniladan yani.

Hani şu beyaz olanlarına Amerika’da ’wife beater’ (beyaz atlet giyen adamların eşlerini daha çok dövdüğü yönünde şehir efsaneleri, hatta araştırma sonuçları var) denenden.

Atlet modasını sorumlularından biri David Beckham, diğeri ise geçen hafta Venedik Film Festivali’ne beyaz gömleğinin içine giydiği atletle (hem de beyaz) katılan Brad Pitt.

Bu da demek oluyor ki atlet denince artık akla yıkanmayan, kocaman olmuş göbeğini kaşıyan ve karısını döven erkekler değil, Brad Pitt, David Beckham gibi ilahlar gelecek.

Atlet giyen erkek görürseniz, aman ne kadar kıro demeyin.

O olsa olsa modayı takip ediyordur!

Otçul pirana da varmış!

Geçen hafta 3 boyutlu Pirana filminden bahsederken Altın Yunus resepsiyon görevlilerinden aldığım bir bilgiyi aktarmış ve otel girişindeki akvaryumda bulunan dev piranaların dişlerinin sökülmesini eleştirmiştim. Altın Yunus’un müdürü Tayfun Başkurt aradı. Lobideki akvaryumda beslenen piranalar otçulmuş ve bildiğimiz sivri pirana dişleri bu hayvanlarda yokmuş. Üstelik küçükken alınan bu balıklar belli bir büyüklüğe eriştiklerinde akvaryumcular tarafından daha küçükleri ile değiştiriliyormuş. Büyükleri ne yapıyorlar bilemiyorum tabii! Neyse, otçul pirana da olduğunu ve Altın Yunus’ta resepsiyondakilerin dediği diş sökme yönteminin uygulanmadığını da öğrenmiş oldum böylece. İçim rahatladı.
Yazarın Tüm Yazıları