Paylaş
Hele bir de Romeo ve Juliet derseniz, keyfime diyecek olmaz.
Bu unutulmaz aşk hikâyesini tiyatrolarda pek çok kez izledik ama bu kez başka...
Shakespeare bu kez Ege’nin iki yakasını birleştirecek.
Romeo ve Juliet, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle ilk kez yarın AKM’de tiyatroseverlerle buluşuyor.
Pire Belediye Tiyatrosu yönetmenlerinden Lefteris Giovanidis’in reji koltuğuna oturduğu bu uluslararası büyük yapımda Devlet Tiyatroları’nı dört sanatçı ve bir ışık direktörünün yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’ndan bir besteci temsil edecek.
Yunanistan ve Türkiye’den köklü sanat kurumları ve sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında bir köprü kurmayı amaçlıyor.
Türk ve Yunan sanatçılar; aşk, ihanet, dostluk ve trajedinin unutulmaz bir hikâyesi olan “Romeo ve Juliet”i, kendi zengin kültürel miraslarından ve tarihsel arka planlarından ilham alarak yeniden canlandırıyor.
Proje, Shakespeare’in şiirsel başyapıtını günümüze uyarlayarak, her zaman barış içinde olmasa da hasbelkader bir Balkan şehrinde birlikte yaşayan iki ailenin, Yunan Capulet’ler ve Türk Montague’lerin dünyasına taşıyor.
Farklı kültür ve dinlere mensup insanlar, suç, günlük hayatın bir parçası haline gelen şiddet ve çılgınlıkların arka planında Türk Romeo ile Yunan Juliet’in aşk hikâyesi filizleniyor.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, yaptığı açıklamada projeyle ilgili olarak “Shakespeare’in Romeo ve Juliet’i tüm dünyada örnek alınması gereken bir düşünce platformu yaratacak. Bu, sadece bir tiyatro oyunu olarak görülmemeli. Bu oyun dünyada barış kavramının, sanat felsefesi ile buluşması olarak görülmeli” demişti.
Barış, hoşgörü ve sevgi gerçekten de sanat merkezinde birleşince güçleniyor ve anlam kazanıyor.
Ve sürprizi sona sakladım...
Oyunda, aynı zamanda başarılı bir seslendirme sanatçısı olan Tamer Karadağlı’yı dış ses olarak duyacağız.
Yunanistan’da provaları yapılan Romeo ve Juliet, ilk defa yarın İstanbul’da AKM’de seyirciyle buluşacak, Ankara ve İzmir’in ardından Atina’da da sahnelenecek.
Dopamini artırın
Dopamin, zevk, memnuniyet ve motivasyon hissetmeyi sağlamaktan sorumlu bir hormon.
Modern çağın gereklerinden yani, olmazsa olmazı.
Sinir sistemi, vücudun ürettiği dopamini sinir hücreleri arasında mesaj göndermek için kullanıyor.
Bir şey başardığımızda kendimizi iyi hissediyor olma nedenimiz, beyinde dopaminin dalgalanmasından kaynaklı.
Peki biz bu iyi hissetme hormonunu nasıl elde eder ve nasıl elde tutarız?
İşte birkaç ipucu...
1 dakikalığına da olsa soğuk duş altında olmak, vücuda ve ruh haline çok iyi geliyor. Soğuk duş dopamin seviyesini yüzde 250 artırıyor.
Duşta şarkı söylerken, nakaratta suyu soğuğa çevirmeyi tavsiye ediyorlar.
Bu işi hastalanmadan, üşütmeden yapmak önemli tabii.
Bir başka dopamin artırıcı; 45 dakika, kesintisiz ve konsantre olarak bir işe odaklanmak.
Hiç dikkat dağılmadan, telefona, sosyal medyaya bakmadan sadece yapılan işe odaklanılan 45 dakika çok önemli.
İlk 10 dakika zor geçse de alışıyorsunuz.
Yine 45 dakika sevilen bir egzersiz yapmak da dopamin artırıcı.
Kahve içmeyi uyandıktan 1.5 saat sonraya bırakmak ve sabah 10 dakika gün ışığı almak da dopamin seviyenize iyi gelecek minik detaylar.
Mutlu günler...
Paylaş