Paylaş
Yıllar önce Türkiye’de festival denince akla gelen ilk isimlerden olan Umut Kuzey’le birlikte Danimarka’daki Roskilde Festivali’ne gitmiş ve unutulmaz bir tecrübe yaşamıştım.
O deneyimin tadı damağımda, hedefimde Amerika çöllerindeki Coachella var.
Pandemi arası verdikten sonra yeniden başlayan Coachella’yı bildiğiniz gibi daha çok festivale giden Türk ünlüler üzerinden takip etmeye alıştık.
Hadise, Ceylan Çapa, Hande Erçel, Burcu Esmersoy ve Şeyma Subaşı, Coachella’da geçtiğimiz yıllarda gördüğümüz ünlüler arasında akla hemen gelenler.
Ama bu sene festival bu açıdan sönük geçiyor, bizden katılım geçmiş senelere göre zayıf.
Konuşacak şapka, kovboy çizmesi, şort, kombinler, takılar vs. bulmak zor.
Geçtiğimiz günlerde başlayan ve bu hafta sonu da devam edecek festivale uzaktan bir göz atalım o zaman.
Coachella dünyanın en çılgın açık hava festivallerinden biri, ABD’nin ise en büyük festivali.
125 bin izleyicinin takip ettiği etkinliğin bu yılki kadrosunda Bad Bunny, Björk, Blackpink ve Frank Ocean gibi isimler sıralanıyor.
Bu yıl K-pop festivale damga vurmuş durumda. Ana kadroya giren K-pop grubu Blackpink ile festivalde bir ilk gerçekleşti. Güzel şov yaptılar, videoları bulup izleyin derim.
Not: Blackpink, YouTube kanalı en çok görüntülenen müzik grubu oldu ve Guinness Rekorlar Kitabı’na da girdi.
Raf bulutu da gördük!
Yeni yeni terimlere siz de şaşırıyor musunuz?
Raf bulutu (İngilizce ‘shelf cloud’dan birebir çeviri sanırım) diye bir şeyi ilk kez duyuyorum.
Ve ilk kez görüyorum.
Geçen gün İstanbul semalarını kaplayan bu raf bulutları fırtına ve soğuk hava habercisiymiş.
Ben genelde bulutlarda şekiller görür, kimini kediye, kuşa, kimini pamuk şekere benzetir eğlenirdim.
Şimdi korkar oldum gökyüzüne bakmaktan.
Yeni nesil doğa olaylarına ve onlara verdiğimiz isimlere alışmak zor olacak.
Makyaj tavsiyelerim
TikTok ve Instagram’da makyaj videolarına düşmüş durumdayım.
Ben izledikçe algoritma karşıma yenilerini çıkarıyor üstelik. Saatlerim geçiyor, kendimi alamıyorum. Biraz da öğreniyorum tabii.
Artık fondöten uygularken fırça ya da sünger kullanmıyorum mesela, parmaklarımla yüzümün orta kısmından başlayıp tüm yüze yayıyorum.
Fondöteni tek başına kullanmamayı da öğrendim, mutlaka güneş koruyucu krem ya da nemlendirici ile karıştırıp uyguluyorum.
Sosyal medya platformlarında pahalı ürünlerin muadillerini yapan daha ucuz markalar da çıkıyor karşıma.
Buradan isim veremiyorum ama pahalı parfümlerin, rujların birebir aynılarını biraz araştırınca daha ucuz markalarda bulmak mümkün.
Ve israfı önleyen makyaj tüyoları...
Biten rujumu kaşığın arka kısmıyla kazıyıp allık ya da far olarak kullanmak önceden düşünmediğim iyi bir fikir olarak aklımda artık.
Sonu gelen allık ve göz farları da hindistancevizi yağı ile karıştırılarak dudakları besleyen ve nemlendiren birer ruj haline dönüştürülebiliyor.
Bitmeye yakın kuruyan maskaralara oldum olası sinir olurum.
Ona da bir çözüm öğrendim. Tüpü kaynar suda 5 dakika bekletince kuruyan ve kalan ürün eriyor, tekrar kullanılır hale geliyor.
Ve son olarak parfümle ilgili şahane bir TikTok hilesi.
Bileklere önce vazelin sürüyor, parfümü sonra sıkıyoruz, parfümün kokusu kesinlikle daha kalıcı oluyor.
Paylaş