Cannes’de müzik ve politika

Midem’de bu yıl Ermenistan onur konuğuydu.
Cannes’a ciddi bir çıkartma yapmışlar, iyi de para harcamışlar.
Sergiler, kokteyller, pop, caz, rock konserleri, klasikler...
Ve hepsinde de soykırım vurgulandı tabii, “Bildiğiniz gibi bu yıl soykırımın 100. yılı” diye başlayan cümlelerle...
Kendilerini kurban değil, güçlü ve yaratıcı yönleri kuvvetli insanlar olarak tanıtmak istediklerini söylediler.
Diğer yanda ise Midem’deki Türk standı seçim nedeniyle biraz erken boşaldı.
“Türkiye Midem’de bu yıl ne yaptı, gelecek yıl daha iyi ne yapılabilir, Midem’de vurgulanan en önemli konu olan dijital devrimin süreci, Steve Jobs’un müzik sektörünün akışını değiştiren hareketi neydi?” gibi konular da perşembe günkü köşe yazımda burada olacak.

Safiye ve Faik çok izleniyor

Mesut Yar’a televizyonda en çok kimler izleniyor diye sordum. İlginç bir değerlendirme yaptı:
“İnanamazsın, çok değişik tipler izleniyor. Mesela Sezen Aksu’yu çıkarmak bir talk show’cu için çok önemli bir şeydir, hediyedir. Bana göre çok etkili bir program oldu. Çok da alkış aldım. Ama çok da reytinge yaramadı. Bende Safiye ile Faik çok iyi reyting alır. Okan (Bayülgen) bana geldiğinde kendi programından daha fazla izlenir. Mahmut Tuncer, Mustafa Topaloğlu gibi türkücüler de çok iyi reyting getirir. Ne dediklerine bakmıyorlar, duruşlarına bakıyorlar çünkü.”

Beyaz, ailenin evde kalan oğlu

Mesut Yar’ı bulunca Beyazıt Öztürk ve Okan Bayülgen’i konuşmamak olmaz. Şöyle anlattı:
“Beyaz cilasını hiç yitirmeyen biri. Kendini çok iyi konumlandırdı. Herkes yaşlandı, beyaz yaşlanmadı. Kendisiyle birlikte üç kuşak yetiştirdi. O saygılı duruşu insanların hoşuna gidiyor.
Ailede annelerin ve babaların evlendirmeye kıyamadığı bir çocukları vardır. Onlarla kalsın isterler. Beyaz o evde kalan çocuk işte... Ama kim yalnız olmayı ister ki? Belki de hayatının atışını yapacak ve evlenecek. İşte o zaman cilaları dökülür mü diye korkuyorum ben.”
Ya Okan?
“Okan gözünden burnundan kulağından zeka fışkıran bir adam.
O zekanın zaman zaman kendisini de zehirlediğini düşünüyorum.
Ama kabul etmek lazım ki hem bir konuk olarak, hem de programına gidilen biri olarak çok iyi. Aldığı eğitimin hakkını veren bir adam.

Turkuaz baktırıyor

Talk show yapanların siyah giymesi gerektiğini söyledi Mesut Yar. Dünyada da böyle yapılıyor zaten.
Eğer ana unsursan ilgiyi, algıyı üzerinde toplamak için siyah giymek gerekiyormuş.
Konuklara gelince; turuncu, kırmızı ve özellikle de turkuaz çok gidiyormuş.
Televizyona çıkınca kendilerini göstermek isteyen ünlülere duyurmuş olalım.

Yeni Dünya geliyor

Burak Yeter’den bir ilk...
Kanada’dan İngiltere ve Danimarka’ya kadar 13 farklı ülkeden şarkıcıyla yaptığı yepyeni 14 şarkıdan oluşan bir albüm.
Bütün şarkıların besteleri ve düzenlemeleri Burak Yeter’e ait. Tümü İngilizce olan şarkıların sözlerinin çoğunu Burak sanatçılarla birlikte yazmış.
Bu yaz tüm dünya ile aynı anda Türkiye’de de çıkacak olan albümün adı New World, yani Yeni Dünya.
Albümün menajerliğini Qadree El-Amin yapmış, ki kendisi Michael Jackson’ın eski tur menajeri. Aynı zamanda Boyz 2 Men grubunu da bugünlere getiren, yaratan adam...
İlk klibi Kingdom Falls’a çekmişler, bildiğin film fragmanı gibi, şahane.
Stüdyoda herkesden önce dinlediğim bir şarkıya takıldım; Happy to be Home Again (Eve Döndüğüm İçin Mutluyum).
Sözleriyle tam bir havayolu şarkısı olur.
Seyahatlerin sonunda söylenen söz tam da bu değil mi?