Paylaş
Ağaçlar kül oldu, bitki örtüsü bitti.
Ormanların içindeki yaban hayvanlarının çoğu hayatını kaybetti.
Bir kısmı kaçmayı başardı.
Kaçmayı başaranların başına şimdi de ne geldi biliyor musunuz?
İnsanlar!
Elleri silahlı insanlar!
Avcılar!
Gerçekten inanasım, kabul edesim gelmiyor ama Çanakkale’nin kalan yeşil alanlarında yaban hayatı bu kez de avcıların tehdidi altında.
Evleri yanan hayvanları sığındıkları yerlerde vurmak nedir!
Avcılık her yerde yasaklamalı ama acilen, ivedi, ilk önce Çanakkale’de yasaklanmalı ki yanan, kül olan yaban hayatı nefes alsın, yaraları sarılsın, kendine gelsin.
Arzum’un gidişi
Mehmet Aslantuğ’un boşanmayla ilgili açıklamasını, kendini savunmasını herkes gibi ben de izledim.
Mehmet’e ve söylediklerine inanıyorum, bir aldatma olmadığı ve bu iddialara üzüldüğü belli.
Ama bir kadın olarak sadece şunu söylemek istiyorum.
Biz kadınlar mutlu birlikteliklerimizi durup dururken bozmayız.
Arzum eminim bir anda gitmemiştir, aniden ayrı eve çıkmak istememiştir, onu bu noktaya getiren ilgisizlikler, vurdumduymazlıklar olmuştur.
Yorgunluk denen şey kadının birliktelikte kendini yalnız hissetmesidir.
Aynı Teoman’ın “Birlikte ama yalnız” diyen “İki Yabancı” şarkısında olduğu gibi.
Mehmet bazı şeylerin farkında ve pişman gibi duruyor ama bazen son pişmanlık fayda etmiyor işte.
Uzaylı sorusu
Uzaylılar geldiğinde sormaları muhtemel şu soruya nasıl cevap vereceğiz acaba?
Hadi siz de düşünün, “Bu güzelim gezegeni nasıl bu hale getirdiniz” dediklerinde ne diyeceğiz?
Unutulmayan bir film repliği
“Binlerce insanla tanışıyorsunuz ve hiçbiri size ulaşamıyor. Sonra bir gün bir kişiyle tanışıyorsunuz ve hayatınız sonsuza dek değişiyor.” (Love and Other Drugs)
Paylaş