Paylaş
Kitap okumak ilmin, öğrenme isteğinin, ruh zenginliğinin göstergesi.
Kitap, kütüphanedeki duruşuyla zenginliğin, kalitenin ifadesi.
Kitap, kimilerinin duygularını anlattığı araç, kimilerininse o duygulara ortak olduğu.
Kitap okumak bir milletin özgürleşmesi, büyümesi, kurtulması demek.
Kitap, insana hayatı öğretiyor.
Kitap, insana insanı öğretiyor.
Kitap, hitap sanatını öğretiyor.
Bırakın gerçek hayatı, rüyada kitap görmek bile güç ifadesi, düşmanlara karşı kuvvetli konuma geçileceği anlamına geliyor.
Ve işte bunlar ve buna benzer pek çok nedenden ötürü kitap önemli, kitap can.
Erol Yılmaz’ın bana Twitter’dan yolladığı bu fotoğraf işte bu nedenle çok değerli.
Ordu 60. Yıl Ortaokulu öğrencileri okullarındaki boş kütüphanenin önüne dizilmişler.
Ve kitap beklediklerini yazmışlar.
Gel de dikkate alma bu içten ve samimi isteği.
Francis Bacon “İyi kitaplar gerçek dostlarımızdır” diyordu.
Dertlerini bu kadar güzel anlatan bu öğrencilere birer dost hediye etmeye ne dersiniz?
Paketleyin bir kitabı, güzel de bir not yazın içine ve kargoya verin, ulaştırın o çocuklara bir şekilde.
Güzel yüzleri daha da gülsün.
Altı kadından biri tehlikede
Ayıp, günah diye kocasıyla, yakınıyla derdini paylaşmayan her altı kadından biri ölüme yaklaşıyor bu ülkede. Evet, ne yazık ki durum bu kadar vahim.
Sevgili Zeliha Sunal geçen gün bir video gönderdi.
Meme kanserine dikkat çekmek için Türkiye Meme Vakfı (MEVA) ile yaptıkları bir viral.
İzledim ve ürkütücü gerçeklerle yüz yüze geldim.
Meme kanseri, kadınlarda en sık rastlanan 10 kanser türü arasında ilk sırada.
Her altı kadından biri meme kanseri adayı.
Her 11 dakikada bir kadın meme kanserinden ölüyor.
Eğer gerekli taramalar yapılıp bilinçlendirilseler, 25 bin kadın hayatta kalacak.
Belli dönemlerde doktora görünmeniz ve her ay adetten sonraki hafta içinde kendinizi muayene etmeniz şart.
En önemli ve belki de hayatınızı etkileyecek cümleyi ise sona sakladım; meme kanseri erken teşhis edilirse yüzde 98 tedavi edilen bir hastalık.
Kendinize dokunun, bir sorun, sertlik olduğunu hissederseniz yakınlarınızla paylaşın ve en önemlisi lütfen düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin.
Metroda neden köpek yok
Yurtdışına her gittiğimde köpekleriyle birlikte gezen, alışveriş yapan insanlar dikkatimi çekiyor ve bizde niye olmuyor diye ah çekiyorum.
Dünyanın birçok ülkesinde labrador, golden retriever, Sibirya kurdu, Alman çoban köpeği gibi orta ve büyük ırk tabir edilen köpekler, sahiplerinin yanında bulunması ve tasmalarının takılı olması koşulu ile toplu taşıma araçlarında seyahat edebiliyorlar.
Bizde ise buna ek olarak ağızlık takma koşulu ile köpeklerle birlikte vapur ve deniz otobüsü gibi toplu taşıma araçlarına binilebiliyor.
Fakat nedense bir başka toplu taşıma aracı olan
metro-tramvay gibi raylı sistemlerde köpekle seyahat edilmesine izin verilmiyor.
Ağırlıkları ile seyahat etmelerinin hiçbir sakıncası yok üstelik. Vapur, deniz otobüsüne “evet” de metroya neden “hayır”?
Bu konuyla ilgili olarak hayvanseverler Twitter ve Facebook üzerinden kampanya başlattılar.
Siz de imzanızla katılabilir ve hatta belediyeyi arayarak şikayetinizi ilk ağızdan dile getirebilirsiniz.
Paylaş