Bu gaz bir harika dostum!

Şu son bir haftanın ve yaşananların hep gri, karanlık, üzücü tarafına değil de biraz da ironik boyutuna bakalım.

Haberin Devamı

Halkımızın, gençleri-mizin yaratıcılığını gözler önüne serelim.
Kimse alınmasın, gücenmesin bu yazılara, ders çıkarmak serbest ama.
İşte son günlerde sağda solda gördüğüm duvar yazılarından, pankartlardan bazıları (Beşiktaş Çarşı’nın satılık TOMA ilanı en çarpıcı olanı, onu sona sakladım tabii)...
- Önce her şey bir gaz bulutuydu, sonra hayat başladı.
- Başbakan yüzde 50 jokerini kullanacağına keşke seyirciye sorma hakkını kullansaydı.
- Günlerdir protesto edilen Starbucks’ın duvarında: “Yaşasın tam bağımsız Kurukahveci Mehmet Efendi.”
- Biz sinek ilacı arabasının arkasından koşmuş nesilleriz, gaz da neymiş!.
- O yol güvenli mi? Hayır, polis var!.
- Polis kardeş, gerçekten gözlerimizi yaşartıyorsun.
- Tüp kaçağını çakmak ile kontrol eden bir milleti biber gazıyla korkutamazsın.
- Bu gaz bir harika dostum, çok iyi geldi.
- Bizi gazlamaya devam edin.
- Gazı aldık direniyoruz.
- Biber gazına gerek yok, biz zaten duygusal çocuklarız.
- Bir köpek taşıyordu bu pankartı: “Park yoksa AVM’ye sıçarım!.”
- Biber gazı bir Alex değil ama portakal gazı bir Hagi resmen.
- Yeter artık polis çağıracağım!.
- Allahını seven defansa gelsin.
Ve işte Çarşı’nın tıklanma rekorları kıran efsanevi satılık TOMA ilanı:
2 gün önce sevgili devletimizden aldığımız az kullanılmış TOMA satılıktır
Saatte 1000 polis püskürtme kapasiteli
İçindeki polis kıyafetleri hediyemizdir. Bununla bitmedi Duman kaseti de bizden. Üst model olan POMA ile değiştirmemiz yüzünden satılıktır
İrtibat:
Halk (kime sorsan gösterir)

Haberin Devamı

Mr. Spock’ı özleyen var mı?

Uzay Yolu: Bilinmeze Doğru (Star Trek: Into Darkness) yarın vizyona giriyor.
Konu, dünyayı tehdit eden bir düşman ekseninde geçiyor.
Atılgan gemisi son görevinden sonra mürettebatıyla dünyaya geri çağrılıyor. Ama burada çok güçlü bir düşmanla karşı karşıya kalıyorlar.
Hayatta kalmak ile ölüme teslim olmak arasında mekik dokuyan kahramanlar, bu macerada aşk, dostluk ve fedakarlık sınavlarından geçiyor.
Kirk tek ailesi olarak nitelendirdiği mürettebatı için fedakarlığın anlamını yeniden sorguluyor.
Dizinin çoğu bölümünde yan rol olan Mr. Spock, J.J. Abrams imzalı sinema filminde bayağı bir ön plana alınmış.
Burada daha çok Kaptan Kirk’ten bahsetsek de filmde Mr. Spock kilit bir rol oynuyor ve neredeyse her önemli sahnede karşımıza çıkıyor.
Filmi basın gösteriminde izlerken hikayenin asıl kahramanı Mr. Spock olduğunda seyrin çok daha keyifli olduğunu fark ettim.
Ben Uzay Yolu serisini çocukluğumdan hayal meyal hatırlayanlardanım.
Uzay gemisi Atılgan, kaptan Kirk ve sivri kulaklı, çekik kaşlı Mr. Spock tabii ki en fazla aklımda kalanlar.
Abrams, filmi Uzay Yolu serisini bilmeyenleri düşünerek çekmiş.
Daha önceki hikayeleri pek hesaba katmamış. Yani bir ön izleme ya da hatırlama yükü getirmiyor izleyenlere.
Uzay Yolu: Bilinmeze Doğru filmi aralıksız ve temposu düşmeyen bir aksiyon sunuyor.
Bu anlamda tam bir gişe canavarı olmaya aday.
Karakterler arası esprili diyaloglar bu aksiyonun arasında çerez niyetine hayli lezzetli.
Bunlar dışında izleyiciyi düşündürecek konuları da var tabii filmin:
Doğru bildikleriniz mevcut yasalara ters düşerse ne yapmak gerekir; otoriteyi sorgularsak sonuç ne olur; sevdiklerimiz için nelere katlanır ve göğüs gerebiliriz?
Uzay Yolu: Bilinmeze Doğru biz yaştakileri çocukluklarına götürecek, yeni nesle ise yepyeni bir macera sunacak keyifli bir aksiyon bilimkurgu.
Tavsiye edilmeyecek gibi değil.

Haberin Devamı

Yeter artık polis çağıracağım!

Polis bizim için bu aralar bir Onur Ünlü filminden çok daha fazlası, farklısı.
Kaç gündür polisin halka saldırdığı kadar halk ve sosyal medya da polise saldırıyor.
Giderek büyüyen bir düşmanlık başladı.
İnsanlar polisi ve üzerlerine sıktığı gazı görünce “yeter artık polis çağıracağım” esprisini yapacak duruma geldiler.
Ama unutmamamız gereken birkaç şey var.
Bizi üzen kötü polisler, yere nişan alacağına insanların üzerine nişan alanlar, öldüresiye vuranlar, saçlardan tutup sürükleyenler, bizler kadar onlar arasında olan iyileri de üzüyor.
Konuştuğum bir polisin “Biz emir kuluyuz, dur dedikleri yerde duruyoruz, yapın denileni yapıyoruz. Üzerimize saldırdıklarında aşırı tepki verenlerimiz oluyor ne yazık ki. Şu son bir hafta boyunca hem bize saldıran provokatörlerle hem de bizden olup karşı tarafın masumlarına haince saldıran meslektaşlarımızla uğraşmaktan yorulduk, en az biz de sizin kadar üzüldük” demesi bundan.
Bu yüzden, kurunun yanında yaşın da yandığını düşünerek, genelleme yapmayalım, polisimizle barışık yaşamaya çalışalım.
Onlar içlerindeki İrlandalılar’ı bulup temizleyeceklerdir.

Yazarın Tüm Yazıları